30 Aralık 2008

İyi yıllar :)

Ben dostlarımı ne kalbimle ne aklımla severim.
Olur ya.
Kalp durur ,akıl unutur.
Ben dostlarımı ruhumla severim.
O ne durur ,nede unutur.............................Mevlana

Tüm blog dostlarımın yeni yılını kutluyorum.
2009 da herşeyin istediğinizden ve beklediğinizden çok daha güzel olması dileklerimle.Hepinizi ömerde bende kocamaaaaaaaan öpüyoruz :)

Bunlarda hediyeleriniz :)

29 Aralık 2008

Ömer, emir ve hamza

Soldan sağa emir,ömer ve hamza

Haftasonu sabah çok sevdiğimiz arkadaşlarımız hürriyet , eşi murat ve oğulları emir ve hamza ile kahvaltı yapmaya kuru fasülyesi ile meşhur çömlekçiye-anadolu yakasında oturan herkes kuru fasülyesini yemiştir,gerçekten çok lezzetli:)- gittik.
Kahvaltısı da açık büfe olarak hiç fena değildi.
Ömer ,emir ve hamzadan fırsat buldukça muhabbet ettik ve güzel bir kahvaltı yaptık .Son zamanlarda öyle çok okul ev ömer üçgeninde kalmıştım ki ,çok iyi geldi.
Ömer kahvaltı boyunca emiğ, emiğ diye emirin peşinde dolaştı.Babamızda ömerin peşinde tabii :)
Malum geçtiğimiz hafta emir ömerin kafasına kalem batırmıştı.
........
Jokerde 3al 4 .bedava kampanyası var.Değerlendirmek isteyenler için söyleyeyim 31 aralığa kadar devam ediyor kampanya.
Oradan ömere uzun zamandır istediğim içinde yapbozların olduğu ahşap arabayı aldım.Kızkardeşimde kendine screball aldı.Birde playskollun legolarından alınca bir tane ışıklı sesli güzel bir itfaye arabasını ücretsiz aldık.
Aslında bu kampanyayı oradaki giyimle de değerlendirebilirdik ama zaten mothercarede indirim var ,yakında zarada da olur.Kanzda vs bir sürü çocuk giyiminde de indirim var.
Onun yerine oyuncak almayı tercih ettik ,çünkü oyuncaklarda kampanya pek olmuyor.
Ömer ahşap arabaya bayıldı.Hatta içine bile oturdu :)

27 Aralık 2008

Abaaaaaaaaa :)

ototüüü-otobüs
oğdu-oldu
hadi
damam-tamam
ad-at
nönü-kamyon,söyleyemediği bir şey olursa kendince isim veriyor.
tahti-taksi
O kadar çok kelimeyi kendince ama gerçek söylenişine çok yakın telaffuz ediyor ki şaşiriyoruz. Bunlar şu anda hatırladıklarım :)
Babasınında benim de isimlerimizin telaffuzu çok zor olduğundan söylemeye teşebbüs bile etmior.
Küçük bir dialoğumuz;
B-İbrahim de oğlum
Ö-baba
B-ibrahim de oğlum
Ö-babaaaaaaaa,çok sinirlendik :)
B-Peki esin de
Ö-anne
B-:)))))))
..........
Aba merakımızda ayrı.
Didem yada yasemin eğer bizdeyse ömer tüm gün boyunca abanın peşinde geziyor .
Sürekli nameli nameli abaaaaa,abaaaaa diye şakıyıp duruyor.
Abanın kucağında yemek istiyor ,aba ile oyalanmak istiyor,uyanınca anne diye çağırmak yerine aba diye çağırıyor.
Hatta ben işten geldiğimde-abası bizdeyse- normalde -anne memme memme ,diye peşimde gezen ömerin umrunda bile olmuyorum.Ömer yine aba peşinde.
Hangi abası varsa ,onun dizlerine kafasını koyuyor,sonrada abanın elini alıp başına götürüyor ki saçlarını okşasın.Yada abasının kafasını kendi dizine yatırıyor,kendi jiji jiji-cici-yapıyor.
Bazen abasının yüzünü uzun uzun seyrediyor,abasının kolunun altına giriyor.Aba aşağı aba yukarı.
Abaaa ,aba:)
Dayıları ile asla paylaşmıyor ve dayısı abasının yanına bile otursa cıngar çıkarıyor.
Ben bu durumda ne mi yapıyorum?Kah gülüyor ,kah serbest takılıyorum bazen oh ne rahat diyorum ama bu seyrek oluyor.
Genelde kayınvalide moduna giriyorum :)
Bu oğlan daha evlenmeden 16 ayına ve 83 cmlik boyuna bakmadan ,daha şimdiden abaları bana tercih ediyor :)Valla şimdiden böyleyse ilerde ;
Yandım ki ne yandım....

NOt:Abamız kapıdan çıkar çıkmaz ömer normal moduna dönüyor ve anne anne diye peşimden koşmaya başlıyor.Yani eski mutlu mesut günlerimize geri dönüyoruz.

24 Aralık 2008

Ed :)


Ömerin bilinçlenmesi ,bazı şeyleri çok hızlı kavraması gerçekten bizi çok şaşırtıyor sanki 16 aylık olması ile taşlar daha bir yerine oturdu.Kişiliği yavaş yavaş belirginleşiyor.Taklit yeteneğide inanılmaz.
Mesela ayakları çıplak ve üşümüşse hemen çoraplarını alıp geliyor elime tutuşturuyor,giydireyim diye.

Geçende eşimden ömerin altını değiştirmesini istedim,oda tamam dedi ama bilgisayarla oyalanıyordu ,ömer de o esnada yanımızdaydı ,sonra bir baktık bizim küçük adam odasından çıktı geliyor-hangi arada gittiyse - elindede bez paketi .Eşimde bende gözlerimize inanamadık.Ondan bez bile istememiştim. Sadece leb dedim yani :)
Ezan okununca bizi susturup -sus işareti yapıyor- Alla diyor.Ananesinden öğrenmiş.

Babannemin ilk 7 gün duasına katıldığımızda dua edilirken ,ömerde aynı bizim gibi elini göğe kaldırdı ve bizim dua ederken dudaklarımızın kıpırdadığını farketmiş olmalı ki sürekli dua eder gibi dudakları kıpırdandı ,durdu.

Sinirlenince de alla alla diyor :) Bunuda kimden gördü bilmiyorum :)

Taklit yeteneği de acayip komik oluyor bazen :) Nerden görmüşse parmağını yalayıp para sayıyor.
Doğaçlama yapan bir komedyenle yaşıyor gibiyim.(Eminim bu zamandaki tüm çocuklar öyledir :) Bir şey istemiyorsa hayey-hayır- le bizi durduruyor ve asla bu hayey in geri dönüşü olmuyor.
.....
Veee ete bayılıyoruz.
Dün annem güveç yapmıştı.Daha güveci görür görmez anane ed,anane ed demeye başladı.Annem de hemen bir tabak koydu.
Annem et verirken tüm vitaminleri alsın diye etlerin arasında kabak patates ,sebze vermeye de çalışıyor ama ömer her seferine ed,anane ed diyip et istiyor. İşin komik yanı eti uzun uzun çiğniyor,iyice parçalamadan yutmuyor buda rahat 5 dakkasını alıyor biter bimezde etleri gösterip ed,ed :)
Annem patates verdikçe ömer ,onuğğğ -onur dayıma ver demek istiyor :)- diyip onuru gösteriyor.Tabii bütün edler ona :)Çok uyanıktır oğluşum:)
Kepte de durum aynı-köfte :)-
Oğlum ETÇİL yani :)

22 Aralık 2008

Son zamanlarda ömeeeeeğ :)

Oğlum bugün en uzun cümlesini kurdu :)
Camın önündeki sandalyeyi gösterip
"Anane otuğğğ kağga "- meali anane bu sandalyeye otur bana camdan kargaları göster:) Evde eğer ömeeeeeğ -kendini çağırıyor,burada bir terslik var ama :)-diye bir ses duyarsanız bilin ki saklambaç oynuyorsunuz ve ömer sizin onu bulmanızı bekliyor:)
Bu oyuncak alışveriş arabası hiç bir şeyden çekmedi ömerin poposundan çektiği kadar :)İzin versek bizi de oturtucak.Anne otuğğğ,baba otuğğğ :)
Ben sığarım da -biraz abarttım galiba -,babamız pek mümkün değil :)


Birde çelik kapımızın kolunun ulaşılabilir olması da ayrı bir durum teşkil etmekte,küçük beyimiz kapıyı açıp dışarı çıktığından kapımız sürekli kilitli.
Dişimizde 2 yaş dolmadan 28 tane :P olcak galiba.Toplamda 16 yada 17 dişimiz var.
Oğlum kocaman adam oldu yaaa :)

21 Aralık 2008

Sanatçı ruhlu anne oğul :P

Ömere geçtiğimiz hafta parmak boya aldım.Toyikiden aldım ,poliart diye bir marka,önce markayı tanımadığımdan almak istemedim ama üzerinde kesinlikle zehirsiz ,su bazlı bir boya olduğunuda okuyunca-ve de poliart polisana ait bir markaymış- gönül rahatlığıyla aldım.
Eve gelince tabii hemen ömerle çalışmalara başladık.Önce tabii ömere üstüne bulaştırma tehlikesine karşı kollu önlüklerden giydirdim.Birlikte daldırdık parmaklarımızı ve yukarıda gördüğünüz sanat eserini :P oluşturduk.Ömer bayıldı bu boyama işine,bir ara tadına da baktı gözle kaş arasında ama olsun :)

Buda ömerin annesinin yani şahsıma ait bir çalışma :)))))Acemi işi oldu biraz ama zamanla daha profesyonel olur :)
Not:Biz boya yaparken evde babamıs olmadığı için o halde resmimiz yok ama yüzümüze kadar boya olduk ve çok komiktik.Ancak temizlendikten sonra çalışmamızı resimleyebildik :)

20 Aralık 2008

küçük kazalar

Geçtiğimiz hafta çok sevdiğim arkadaşım hürriyetlere gittik ömerle .Hürriyetin emir -3,5- hamza-11 aylık- adlı iki tane oğlu var.İkiside elimde doğdu desem yeridir.
Maksadımız bir araya gelip muhabbet etmekti ama ne mümkün resimde gördüğünüz rolls-royce yüzünden bu pek de mümkün olmadı.
İlk başta herşey çok normaldi ,emir bazı oyuncaklarıyla ömerin oynamasına izin verdi ama ömer arabaya yönelince kavga başladı.Emir elindeki kalemle ömerin alnına vurup orada küçük bir delik oluşturdu.Ben tabii şoka girdim,herşey kaşla göz arasında oldu.Allahtan hiç bir şey olmadı.
Ömer ağlamadı bile ve hiç istifini bozmadan emire tekme attı.Sonra arabayı tutan hamzayı itti.
Baktık olmuyor,arabayı kaldırdık ama sular pek de durulmadı.
Eve döndük de rahat ettim :)

Alnımızdaki delik...Ama ömerin yaramazlıklarının sonu yok tabiiii.Mama sandalyesinin üstüne tırmanmak isterken,birlikte yere düştü.Mama sandalyesinin oturma yeri yüzüne gelmiş.Önce ben bir şey anlamadım ,omzumda bayağı ağladı.Kafasını bir kaldırdı ki gözünün altı çizilmiş ve gözü davul gibi şişmiş.Çok üzüldüm hemen acile gittik,doktor göze baktıktan sonra sadece yumuşak dokuda hasar olduğunu gözde bir şey olmadığını söyledi.Kusma vs başka bir belirtide olmadığı için eve döndük.1 haftaya kadar düzeleceğini söyledi.

Şimdi gözünün altında çok hafif bir morluk var,gözündeki kanlanma ve şişme çok şükür ki düzeldi....

Mama sandalyemizi ikeadan aldık,çok hafif bir sandalye.Öteki mama sandalyeleri ile böyle bir şey olsa bu kadarla kurtulabileceğimizi h,ç sanmıyorum...

15 Aralık 2008

Günün hatta yılın olayı

Bu olaya kayıtsız kalamayacağım... Aslında söylenecek çok şey var .Ben sadece kısa özet geçeyim.
Ellerine sağlık muntasar , keşke birde gitmeden biraz atış talimi yapsaydın :)

12 Aralık 2008

Paçanga böreği

Birkaç gündür tv de hangi kanalı açsam karşıma paçanga böreğinin tarifi geldi.
Galiba bu böreği yapmam lazım ,ilahi ses bunu söylüyor diyerek hem dün sabah ,eşimin özel isteği üzerine hemde bu sabah paçanga böreği yaptım.
Süper bir lezzet ,yapmadıysanız hemen deneyin derim...

2 yufka
kaşar peyniri
pastırma
domates
biber
galeta unu
yumurta ve kızatmak için yağ
Önce yufkalar dörde ayrılıyor -8 paçanga böreği yani -ve her yufkanın köşesine bol kaşar rendesi,kabuğu soyulmuş küp küp doğranmış domates,ince ince kıyılmış çarliston biber ve elimle küçük parçaladığım pastırmayı koyup ,yaklaşık 3 parmak genişliğinde sardım.
Önce yumurtaya ,sonrada galeta ununa sokup kızgın yağda kızarttım.
Tadına doyulmuyordu.Ben daha önce bir kaç yerde yemiştim ama kendi yaptığımdan mıdır nedir bu kadar güzel değildi :)
Ömerinkinde pastırma kullanmadım ,geri kalan herşeyi aynı şekilde yaptım.Ömerde bayıldı.
Tamam ömer için pek sağlıklı değil kızartma ama napim biz yerken oğluşum baksın mı :)
NOt:Fotoğrafı internetten koydum,ben çekmeyi düşünene kadar tabak boşalmış olduğundan bu sefer böyle oldu işte :)Ama benim yaptığım paçangada görüntü olarak aynısıydı.

10 Aralık 2008

Arog


Bayramın birinci günü öğlen gibi eşim ve kardeşlerimle sinemaya gitmeye karar verdik ve arog'a gidelim dedik.Hemen biletixten biletlerimizi ayırttık ,yeni vizyona girdiği için bilet bulmanın oldukça güç olduğunu tahmin ettik.İyi ki de ayırtmışız.1 saat önce biletlerimizi almaya gittimizde biletler çoktan tükenmişti.Ve sinemanın önünde izdiham vardı.

Dedik ki hadi bir saatimiz var bowling oynayalım.Bowlinge gittik ama filme geç kalıcaz korkusundan öyle acele oynadık ki ben pek bir tad alamadım,aslında ben bayılırım bowlinge neredeyse 2 yıldır da gidememişiz ama filme geç kalıcaz korkusu yok mu tad tuz bırakmadı bende.Galiba sinema öncesi değilde sonrasında bowling oynamak çok daha zevkli.
Neyse film saati alelacele salonumuza gittik.Aman allahım o ne salon ful ,en ön koltuklar bile dolu-o koltuklardan nasıl film seyredilir bilmem,tenis maçı seyreder gibi bir sağa bir sola,o kadar yakından ekrana hakim olmak imkansız-.

Ön sıramızda 7 yaşında bir çocuk vardı ,gözlerime inanamadım ,çünkü 22 matinesine girdik.O saatte o yaştaki bir çocuğum yatağında olması lazım.Film neredeyse 1 de bitti.O saatte çocuk film seyretti.Bazı anne babaları anlamak çok güç.

Film ardı arkası kesilmeyen yarım saatlik bir reklam silsilesinden sonra başladı.Reklamlardan bayıldık anlayacağınız.
Neyse uzatmim film başladı,filmde ilk yarı hakikaten çok sıkıcı.Bu mu dedim arog...
İkinci yarı ise gerçekten çok komik ve çok güldüm.Sonuna doğru maymunla idare edicez şeklinde bir espri vardı ki gerçekten çok kötüydü.Filmin ilk yarısını ve o espriyi çıkarırsak kalanlar iyiydi anlayacağınız.
Ama cem yılmazın olmazsa olmaz filmlerinden biri değildi.

Ben zaten ne "gora" ne "arog" nede "hokkabaz" filmini "herşey çok güzel olacak "kadar çok sevmedim.Sanki o film başkaydı,daha samimi bir filmdi :)

8 Aralık 2008

Bayram tebriği

Ailenizle mutlu, huzurlu ve güzel bir bayram dileklerimizle.....

5 Aralık 2008

Anne zeytiiiii

Zeytiiiiiiii
Sabah uyanır uyanmaz ,ilk işimiz buzdolabının önüne gitmek ve zeytiiiiii diye bağırmak :)
Ömerin içinden yakında zeytiiiii ağacı çıkacak :)O kadar çok seviyorki bak şunu yersen sonra zeytin vericem dediğimde herşeyi yiyor.Ödülümüz zeytin oldu :)
Simit
İsmini söyleyemesede simit de bu aralar en sevdiği yiyecek.Bugün teyzem elindeki simitten bana da ver ömer deme gafletinde bulundu.Ömer önce bir çığlık attı ,ardından koşarak koltuğun arkasına saklandı.Teyzem yanına gidince de ağlayarak oradan çıktı.Anne anne diyip ağlayarak yanıma geldi:)Annesi olduğumdan oğlumun simidini kanımın son damlasına kadar korudum :)
En sevdiği şeylerden biride mama sandalyesinin emniyet kemerini takmak,bazen abartısız 1 saat oyalanabiliyor.

Yolda yürürken sürekli konuşuyor.her gelen geçene ismini söyleyecek.
Geçen yaşlı bir kadınsa-nene-
Yaşlı bir adamsa-dede-
Kendinden büyük bir kızsa-apla-
Kendinden büyük bir erkekse-abi-
Artık herkesi sınıflandırıyoruz.
Kedi gördüğünde pisiiiii,köpek görünce havuuuuuu ,karga görüncede gağğğk sesi çıkarıyor :)
En sevdiği bir diğer aktivite fotoğraf makinasının pillerini takıp çıkarmak,bunu ilk gördüğümüzde eşimde bende gözlerimize inanamadık.İyi bir el becerisi ister bunu yapmak.Şimdiki çocuklar süper :)
Huysuzluğu bir nebze düzelsede ,ömer yinede eskisi gibi deği.l
Hatta bazen istediğini elde edemeyince yarım saat aralıksız ağlıyor,bazen kendini yerlere atıyor.
O zamanlarda oğlumuzu tanıyamıyoruz:(

Teşekkür yazısı....

Zor zamanlarımda yorumlarıyla benimle olan tüm dostlara çok teşekkürler...
Babannemin yokluğuna alışamasakta,babamın dükkanındaki sandalyesi boş olsada bu şekilde de yaşamayı öğrendik.

Babam 7-8 sene evvel yoğun bakımda uzun bir süre yatmasını gerektirecek kadar kötü bir kalp krizi geçirdiğinde hepimiz çok üzüldük.Babannem o dönemde bizimle beraber ,zamanın çoğunu hastanede geçiriyordu.Babam iyileşip tekrar çalışmaya başlayınca babannem babamın kasasının önüne sandalye koydurdu , o sandalyede neredeyse günün yarısını geçirip ,kendince babama gözkulak oluyordu,tekrar kalp krizi geçirme ihtimaline karşı.....Bunu bir görev edinmişti.
Şimdi ise sandalyesi boş :( .......

Babannemi yasinlerle dualarla uğurladık yolculuğuna.
Babamı ilk defa ağlarken gördüm,7 yıl evvel dedemi kaybetmiştik, babam o zaman çok dirayetliydi.Bu sefer babam çok üzgün ve durgun .Anne kaybı çok başka......

Babannem yerin geniş,mekanın cennet olsun.Dualarımız hep seninle.

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...