23 Aralık 2009

İstiyorum ama icraat yok ...

İstiyorum, deliler gibi inkılap tarihi ,eğitim bilimleri çalışmak istiyorum .Ama canım hiiiç çekmiyor.Şurda sınava 3-5 gün kalmışken ve tüm meslekdaşlarım deliler gibi kitaplara hatim indirirken ,ben bloğuma yazı yazmaktayım...

İstiyorum, gidim önüme gelen ilk marketten yılbaşı ağacı almak istiyorum ama hava na-müsait markette uzak,oğluşu da alıp kucağıma gidipte ağaç- mağaç alamam.Kocada pek bir yoğun ,vakit ayıramıyor ağacımıza..

İstiyorum ,yılbaşına hazırlıklara başlamak çeşit çeşit börekler sarıp dondurucuya atmak istiyorum ,o kadar misafirim olacak, onları en iyi şekilde ağırlamak istiyorum ama sınava çalışmam gerektiği düşüncesi beni engelliyor.Ne çalışabiliyorum ne de hazırlık yapabiliyorum :(

İstiyorum,Kocayı alıp şöyle uzaklara yurtdışlarına kaçmak istiyorum ama cevap aynı ,koca pek bir yoğun.Hemde kendileri iş nedeniyle bayağı bir yurt dışı gezisi yapmış olup bu tür yolcuklara pek bir doymuş.Ne zaman konuyu açsam ,mevzuu değişiveriyor.
Son gelişmelerle 2-3 yıl daha yurt dışı konusu hayal olmuş durumda :)))))

İstiyorum,tüm blog dostlarımı evimde toplayıp açık büfe bir sofra eşiliğinde,çocuklarımızla güle oyanaya kaynaşalım istiyorum.Ama herkesler çoook uzaklarda.

Neyse ben size burdan bir açık büfe ikram edeyim :)

:)))İstiyorum da istiyorum, dostlar ...

20 Aralık 2009

28 aylık ÖMER...


Galiba oğlumun bu son zamanlarda ki en büyük değişimi ,gözle görülür bir biçimde olgunlaşması.
O kadar uslandı ki , koltukların tepesinden inmeyen yaramaz küçük adam , evin sessizleştiği anlarda "eyvah gene bir şey yaptı "diye ordan oraya koşturduğum günler çok uzak bir hayal olarak kaldı.
:)))
En büyük keyfimiz artık yap-boz oynamak,resim yapmak,arabalarımızı garaja çekmek.Ahşap puzzle yapmak,müzik dinlemek ve tabii baby tv de oliver ı seyretmek....

Kendi yemeğimizi kendimiz yiyoruz.Hatta bazı kıyafetlerimizi kendimiz çıkarıyoruz.
Ayakkabılarımızı kendimiz giyemesekte,rahatlıkla çıkarabiliyoruz.
Ve de o kadar rahat sevgimizi ifade ediyoruz ki,anne sürekli içleniyor.
-Anne seni cog seviyoyum.
-Anne gel seni azcık sevim.
-Anne seni ne kadar seviyoyum biliyomusun. :))))
......
Ömerden inciler...

Ömer ,osman dayı ve dayının kız arkadaşı didem salonda sohbet halindeyken,anne içeri girer.
Sohbete dahil olur .Ve hayatının hatasını yapar :)

ÖMER:Anne çıkaymısın ,biz sohbet ediyoyus!!!!

Anne özür diler ve çıkar :)))

Kendimi tebrik ederek 26 aylık ömer başlığını 28 aylık olarak değiştiriyorum,bunun açıklması gayet basit , o kadar türev, integralden sonra kafa, 24+4 e basmıyor tabii ki :)))

13 Aralık 2009

Asya efe,günün anlayan annesi bendeniz :P ,sınav sendromu


Yarın veli toplantsıı var evde de okunmamış tomar tomar yazılı kağıdı,ben nerdeyim tabii ki bilgisayar başında .
Esti şimdi yazmam lazım :)
Sabaha vakit çok, okurum hepsini nasılsa.
Bu hafta neler yaptık neler ,asya ile efeyi ziyarete gittik.Ömerle efeden fırsat kaldıkça asyayla sohbet ettik .Onlarla oyunlar oynadık, güldük, eğlendik.
Ufak tefek kıskançlıklar yaşadık.
"Sen benim annemsin " şeklinde :)
Efenin ömerin üstüne atlatmasıyla,ömerin de efeyi ısırmasıyla sonuçlanan bir küçük kaza atlattık ama geçmişte olanları düşününce bu ne ki :)

Facebooktan beni bulan ,"Anne olunca anladım" programından hilal hanımın çekim teklifini kabul edip, çekimlere gittim.
3-5 dakikalık bir vtr çekimi yaptım.Hatta tv ye çıktım bile ama ben izleyemedim.
Böylede komik bir durum oldu.
Çünkü o saatte dersim vardı.
Daha da komiği, tv ye çıktığımı söyleyen de erkek kardeşimin kız arkadaşının annesi :)
Yanii herkesin bir işi olmuş ve kimse seyredememiş :)Bir didemin annesi :)

Neyse taksime gttiğimde vtrnin örneğini alırım ,oturur ailecek seyrederiz artık.

Kanal 1 de bir de dost kazandım PEREN.

Perenle çekimden önce beklediğimizden sohbet etme imkanımız oldu.Ona ömerle güncemizden de bahsetmiştim.Bir baktım ki ,o da bir blog kurmuş.Yeni bir günceye vesile olmak ne güzel ve de yeni bir dost kazanmak :)

Bir de sınav durumum var ,öğretmenin ne sınav durumu diyeceksiniz ama biz de sınava giriyoruz.Anadolu lisesi öğretmen sınavı var 27 aralıkta .
Sorularda öyle böyle değil üniversite matematiği.Eee bende mezun olalı olmuş 11 yıl tabiii hiç bir şey hatırlamıyorum.Şimdi harıl harıl ders çalışmaktayım.
Bu kadar gezmeye ne dersi bu derseniz gezme aralarında çalışıyorum canım :))

Not:Kanal 1 e " günün anlayan annesi " olmak isteyen anneler bana yorum bırakırsanız size bu işe bakan hilal hanımın irtibat numarasını verebilirim.Küçük bir tv anınız olsun.
Reklamlar gibi oldu :))))

Zeynebinberili ben bloğuna hiç giremiyorum neden anlayamadım.Açılmıyor....
Uzun zamandır bu böyle arkadaşım.Okuyorum güzel güzel başlıkları ama gerisi yok...

6 Aralık 2009

Ömerin müzik duyunca genel tepkisi :)

.
İşte ömerin en doğal hali, sürekli bir yerlere yetişecek gibi hareket halinde ve müzik duyunca kıpır kıpır :)

Not: Bir an duruyor ya dans ederken 2 kız "ay seni yerim ben " diyince bizimki utandı ,utangacız biraz:)
O borazan kıvamındaki ses de benim tabii ki :)

2 Aralık 2009

Ömerin işi var rahatsız etmeyin lütfen :P


Babasının iş yerine gittik ömerle.
Ömer daha içeri girdi başladı karıştırmaya ,o bilgisayar benim bu mutfak senin.Derken babasının takım eşyalarını buldu.Ve ömer de birden durdu.Artık ne ses var ne de koşuşturup heryeri dağıtan bir ömer.
Foto da görüldüğü üzere tornavida pense vs. güzelce dizdi ve başladı tamire :)
En büyük aşkımız uzun bir zamandır takım eşyaları :)))
....
Bir şey söylediğimizde de bize kızıyor.
-Benim çok işim var,rahatsız etme ,diyor ömerçip.

30 Kasım 2009

Bir akvaryum macerası.


Bayramın 2. günü uzun zamandır ertelediğimiz bir şey yapalım dedik- nasılsa artık ailecek bağışığız - ve akvaryuma gittik.Çengelköyden bayrampaşaya bayram trafiğinde nasıl zordu anlatamam eşim gidene kadar trafiğe bir hayli okudu :) ama asıl zorluğu forumda park yeri ararken yaşayacakmışız .Bilmiyormuşuz :)
Bizim gibi ışığı gören foruma gelmiş :)Uzun uğraşlardan sonra parkettik.
Girdik içeri şöyle bir gezdik ama nedense hep aynı yerleri geziyoruz :)
Küçük bir bando takımı var onlar nerde bizde orda.
Ömer nasıl bayıldı anlatamam.
Onlar forumda bir yandan çalıyor bir yandan geziyor bizde civardayız hep :)

Hadi dedik artık akvaryuma gidelim,sora sora bulduk ki o da ne!
Akvaryumun önünde halk ekmek kuyruğu gibi ucu bucağı görünmeyen bir kuyruk var.
Tabii hemen vazgeçtik başka sefere dedik ve yemek yemek için ikeaya girdik.Orasıda forumdan farklı değildi zar zor kendimize yemek aldık.
Sonra atladık arabaya yola çıktık.Ama kendi topraklarımıza ulaşmak o kadar da kolay olmadı.2 köprüde tıkalı.Hadi dedik bir de kahve dünyası molası verelim fındıklıda.Orada biraz mola verdik ama ömerin peşinde koşmaktan ne kahvemin ne de çikolatamın keyfine varabildim.
Sabırsızlıkla ömerin 3 yaşını bekliyorum:))

O zaman duruluyormuş erkek çocuklar.

İşte böyle trafikte geçen ama nihayete ermeyen bir akvaryum macerası ...

Bir ara ömerin yüzünü palyaçolar boyadı.Ömeri boğarmış gibi tuttuğuma bakmayın aslında amaç kafasını 1 dakika kımıldatmadan tutabilmek ki gözüne fırça girmesin :)

Ömerin babasının yanına gittiğimizde ilk söyledği söz."Baba kızlar beni boyadı " :)))

28 Kasım 2009

İyi bayramlar...


Sevdiklerinizle mutlu, huzurlu ve sağlıklı bir bayram dileklerimizle...

21 Kasım 2009

Berbat bir hafta :(

Anladım ki ben düşündüğüm kadar soğukkanlı bir insan değilmişim.Söz konusu ömerse bırakırmışım gözyaşlarımı her yerde, her durumda.
Nasıl bir haftaydı anlatsam .....
Ama geçti gitti çok şükür ,kalan sadece bir öksürük .
39 ateşler,nefes alırken çıkan hırıltılar,kısık bir ses,boğulurcasına bir öksürük bunlara eşlik eden ishal ve kusma.
Medipol yok güvenememe bir de florance nigt. de muayene.
Teşhis kesin.
Kabarık bir reçete eve dönüş ,tamiflu,ventolin,benical,ibufen,minoset,motillium...
Tamiflu ararken perişan olma ve nihayetinde eczacı bir arkadaştan temin etme.
İlaç manyağına dönen bir çocuk ve artık "anne bu acı değil dimi?" sorularıyla kaderine razı bir ömer.
Bu durumda ne soğukkanlılık kalıyor nede huzur.Uykusuz ve mutsuz geçen günlerden sonra nihayet toparladık.Çok şükür....
Tek tesellim artık BAĞIŞIĞIZ.

Not:Ben ömere bakarken korunmadığım halde hasta olmadım,ömerin doktorunun söylediğine göre ben ve eşimde aynı hastalıktan muzdaripmişiz .Bizden bulaşmış.
Benim 10 gün evvel ateşsiz ama yorgan döşek atlattığım hastalığı ,eşim ayakta sadece öksürerek atlattı.Ömerin durumu da malum.
Bünye....

10 Kasım 2009

Ömerin takım ruhu :)

Baba ile birlikteyken

Ömer- boğdo
Baba-mavviii
Ömer-boğdo
Baba-mavviii....en büyük
Ömer-tıyabzonspor

Osman dayıyla

Osman dayı-sarı
Ömer-kımızı
Osman dayı -sarı
Ömer- kımızı
Osman dayı-en büyük
Ömer-cimboğğm ,der ve üstünde dayımızın aldığı forma varsa formayı da öper....
....

Babanın takım ruhunu -ısrarla- aşılama yolu....

Baba-Ömer cimbom ne olsun.
Ömer-köpekleğ yesin...

tekrarlaya tekrarlaya oğluşum hepsini ezber yaptı :))

Oğlumun takım ruhu da görüldüğü üzre çok güçlü :))))

Hasta hasta...


Ben hastayım malum cumartesiden beri,ömere geçmesin diye maskeli gez, yaklaşma ,öpme koklama ,elleme...
Ömer yaklaşırsa ,ömeri uyar,ömerin her türlü öpme, kucaklama ısrarlarını için sızlaya sızlaya reddet ama kocaya bulaşmaz diye,doğuştan bağışık diye tedbir alma ve tabii bu sefer kocaya bulaştır.
Tahmin edemedim, 5.5 yıllık evliliğimizde kocam bir kere hasta oldu ,o da sadece 1 gün sürmüştü.Bu da 2. işte.
Eeee şimdi ne olcak,koca maske takmaz,ömeri öpmekten de kendini kısıtlamaz,o kadar esirge şimdi koca vasıtasıyla hastalık ömere bulaşsın ...

Bir şekilde sevgiliye maske taktırmayı başarmak lazım ama nasıl :)

.....Ömerden hastalık esnasında inciler....

Ömer -seni çog seviyorum anne,iyi olcan mı?
Anne-:))

Ömer-Anne seni öpücem mi?
Anne- Ama hastayım ömer ,sana da bulaşır öpersen beni
Ömer-kolünden kolünden öpcem.

Kolundan öpücem demek istiyor.

Ömer -Anne ayıyı sev,öp onu .
Anne -:((

Oğlum öyle diyince içim çok acıdı.Onu öpemeyince ,böyle bir şey düşünmüş sanırım .Gribin en zor yanı,bu :(

8 Kasım 2009

Hastayım ,kendimi iyi hissetmiyorum...

Dün başlayan öksürük nöbetleriyle kendini belli etmeye başladı ,hasta oluyorum dedim :(
Ama bu kadar beni etkileyeceğini düşünmemiştim.Genelde rahatlıkla ayakta atlatırım hastalıkları.
Bu sefer öyle olmadı,yorgan döşek yatıyorum.
Kafamda acabalarla dolu ,acaba domuz gribimiyim.Sabahtan beri kuşku içinde ateşimi ölçüyorum.Allahtan ateşim yok ,kusmuyorum.Öksürükte belirtisi değil meşhur hastalığın.
Zaten dün akşam gittimiz acilde ki doktor boğaz enfeksiyonu dedi.Ama yinede tv deki bu kadar bilgi kirliliğinden sonra insanın hiç bir şeye inanası gelmiyor.Kuşkucu oluyor.
Neyse....
Evde yinede keyifler iyi gibi...
Ben yatak odasında yanımda laptopum tabii ki kapım kapalı ,ömer içerde oyuncaklarıyla ,sevgili ise mutfakta günün mönüsünü çıkarmakta.
Bu akşam ki mönümüzde
Mercimek çorbası
Etli pilav :)

3 Kasım 2009

ömerden son masallar :)

Yeni foto atamadım bilgisayara eskilerden bir ömer koydum.Artık idare edin :)
----

ömer ....Küstüm ben sana :( Doğguuu eve gidicem ben .
Dede......Ne oldu,neden.
ömer....Ben düşcem dedim düştüm.

----

ömer....anne çok güsel yapmışsın.Eline sağlık.
Annenin de ağzı kulaklarında tabii :)

---
şimdi ben bunları yazarken ,

ömer...Anne, baba bana yemek vermiyoo,gelsene...,
Anne...neden vermiyor peki
ömer...bilmiyom:(((
Anne...hımm,
ömer...gelsene anne hadiii...bıyak onu dedim.

Bilgisayardan bahsediyor :)

2 Kasım 2009

2 yaş 2 ay 2 hafta 2 gün :)

Ömer'im, bugün tam 2 yaş 2 ay 2 hafta 2 günlük :)

31 Ekim 2009

Mimli kadın :)


Güldem beni mimlemiş ,fazla vakit kaybetmeden görevimi yerine getireyim ki ,huyumdur kaldı mı kalır :)

1) Bloğuna neden bu ismi verdin?

Aslında bu bloğu ilk a.tığımda adı PAMUK PRENS idi.Nedeni ise 17 ağustosta kucağıma konan pamuk gibi bir oğlandı.
Ama zaman ilerledikçe baktım oğluş büyüyor ,pamuk prens fazla bebeksi kaldı,benim pamuk prensim oldu küçük prens :)

2)Bloğu yazarken attığım star tiribim ,

Sadece sessizlik ,valla başka bir şey istemiyorum.
"Gel anne oyun oynayalım " yada "bıyaksana anne " sesi olmadan özgürce klavyeye dokunmak ve istediğimi paylaşmak :)

3)En son satın aldığın garip şey,

Bana bir beden küçük bir pantolon.Garip bir durum gibi gelmese de aslında garip ,çünkü o bedene inmem imkansız :)Ama garipliği erken farkedip iade ettim :)

4)Şeker gibi olduğun anlar,

Deniz kenarında kumsalda güneşlenirken yada tatile giderken :) diğer zamanlarda şeker gibi olmuyorum pek :)

5)Arkadaşım sormayın dediğiniz şey ,

Pek böyle bir cümlem olmaz.Zaten beni o derece bunaltan olmadı hiç.

6)Aynaya bakınca gördüğün,

Esin :)

7)Kendini okutan blog ,

Doğal olduğu gibi ,reyting gütmeyen :)

8)Bu blog sahibesini nerde görürsün ,

Okulunda,alışverişte,her zaman alacak bir şey bulduğu ikea da , birde oğluşunun dilinden düşürmediği kagfugda -carrefuar- :)

Mimledim mimledim ben de Sihirli mutfaktan betül ,yeni bir rüya,zeynebinberili ,nilsulu hayatı mimledim.....

12 Ekim 2009

öMeR


Börek üstü ağzı bulamaç halinde , yemyeşil çayırlarda ,arkada anne fonunda,çirkin ama komik ,karışık saçlı ,johny traşlı şeker mi şeker bir ömer yiğit....

6 Ekim 2009

Esin anne!!!


Çanakkalede bir yerlerdeyiz,koca kişisi ile yol konusunda konuşuyoruz.Sitem halindeyim...Arkadan duruma küçük bir yorum geldi.

Ömer...Esini de ara sıra dinle baba.
Ben...!!!!!
Ben....İbrahim ömer ne dedi?
İbo....Esinide ara sıra dinle baba ,dedi :)
Ömer....Evet

Oğluşum benim askerlik arkadaşımda :)
Ama arada bana "esin anne " diyen bir çocuk için normal tabii:)

Çanakkale gezimiz


Aslında çok başkaydı planlarımız,hazır dört günlük bir tatilimiz-tatilim pazartesi okulda boş günüm salı yani bugünde istanbulun kurtuluşu tatil,hafta sonuyla ettimi 4 uzun gün- varken bir antalya yapalım dedik.Ama babamın pazartesi anjiyo randevusu yüzünden vazgeçtik.Babam anjiyo olurken-daha öncede olmuştu,oldukça yorucu bir tetkik- antalyalarda denize girmek istemedim,istemedik.
Ama tatile niyetlenmişiz ya,biraz hayal kırıkılığı oldu ama yapacak birşey yok ,bizde dedik sadece hafta sonu birşeyler yapalım.Ve çanakkaleye gitmeye karar verdik.Zaten eşim ne zamandır gitmek istiyordu ,ben daha önceden gittiğimden sırf sevgili için ,gönlü olsun ,oğluşunda milli bilincinin şimdiden tohumları atılsın diye gittik.
Akşamdan hazırladığım aparatifler ve böreklerle yolculuğa başladık .
Daha yolculuğa başlarken köprünün üstünde ömer,sabah kahvaltısında yediklerinin tümünü çıkarınca ,dedik galiba zor bir yolculuk olacak.Ama çok şükür ki öyle olmadı :)
Çocuğun eline resim yapsın diye defter verilir ve çocuk bu şekilde 15 dakika başı önünde araba koltuğunda ,araba yoldayken resim yaparsa başka bir sonuç olmazdı tabiiki :)

Eşimin yol bilgisayarına kısa yol yazmasından dolayı istanbuldan çanakkaleye neredeyse otoban hariç hep köy yolllarından gittik.
Elimizde nerede olduğumuzu kestirmeye çalıştığımız harita,fonda 100 metre sonra ilk sola dönün talimatlarıyla, evreşeden bile geçtik :)Hatta yaklaşık 45 dakika yolculuk yaptığımız çakıltaşlı bir yolda ,sadece traktör,keçi ve göz alabildiğince hasat yapılmış tarla gördüğümüzü bizden başka araba olmadığını söylersem hiç abartı olmaz.Ama hepimiz pek bir eğlendik.



EŞim arada çakıltaşları arabanın içine yaptı desede,ömer bol bol hastası olduğu traktör görmekten,bizde hayatımızda gördüğümüz en güzel serinliğin altında piknik yapmaktan son derece keyifliydik.
Gps cihazının hakkını hiçbir zaman yiyemem,noktasına kadar bizi gitmek istediğimiz yere götürdüğü gibi böyle güzel şeylerde bize katıyor:)
Cumartesi öğlen gibi 3,5 saatlik bir yolculuktan sonra geliboluya vardık.İlk gün kara savaşlarının yapıldığı yerleri ve o civardaki şehitlikleri gezdik.

Ben 4 yıl evvel gittiğim çanakkale ile şimdi çanakkale çok farklıydı.
Şehitliklere ve abidenin yakınına anıtlar yapılmış.Mevcut tabyalar 85 yıl sonrada olsa da yeni yeni ortaya çıkarılıyordu ,uzun zamandır açık olanlar da tadilata girmişti.
4 yıl evvel anıt halinde olmayan şehitlikler anıt haline getirilmişti.
Rehberin anlattığına göre şehitlerimizin de sadece yüzde 5 inin mezarını yapılabilmiş Ve çoğu isimsiz.
Çanakkale harbiden geriye kalan sadece salim mutlu müzesinde olanlar ve tanıtım müzesindekiler :( Nedeni ise gayet basit.
Rehberin söylediğine göre 50-60 lı yıllarda yöre halkı,buldukları demir içeren herşeyi -tüm savaş kalıntılarını -hurdacılara satmışlar:(
Cahillik ve o dönemde yönetimde olanların olaya müdahale etmeyişi ,bu sonucu hazırlamış.Hatta rehber birçok daha eskice olan anıt yada şehitliğimizin,yabancılar burada kendi askerlerine anıt yapınca ,yapıldığını söyledi .Duyunca insanın yüzünde acı bir gülümseme oluyor.
Bizim tarih bilincimiz çok geç oluşmuş,ama bu arada da geriye sadece bir avuç birşey kalmış.Acı bir gerçek...


Pazar günü deniz savaşlarının olduğu yerleri gezdik.Abideye giderken muhteşem bir kumsala rastladık,heme açtık çıkınımızı ve deniz manzaralı sandal üstü pikniğimizi yaptık.
Ömer denize girelim diye çok ısrar etti.Aslında hazırlığımızda tamamdı ama ömer hala gribin etkisini üstünden atamamışken ,bir de rüzgarlı bir hava olunca denize girmedik.Ama giren çoktu,onuda belirteyim.



Truva atı ,çanakkale merkez ,şehitlikler,abide,müzeler,alçıtepe daha bir sürü yer gezdik.Otele sadece uyumak için gece 12 gittik.Kahvaltının akabinde hemen çıktık.Ve ancak gezmeyi yetiştirebildik:)Dönüş yolunda tekirdağ köftemizi yiyip,akşam çayımızı mimarsinanda oturan halamızda içtikten sonra gece bir vakit evimize vardik :))

Not:Babamı merak edenler için anjiyo sonucu ii,ameliyatlık bir durum yok.Çok şükür...

Vee fotoların altında eylül gözüküyor,tarih takvimi 1 ay geriden gidiyormuş :)

27 Eylül 2009

Ali dede o sana büyük,büyük :)

Ali dede- Ömer annenin terliklerini ben giyeyim mi? Benim terliğim yok.
Ömer-Ali dede teylik sana büyük ,büyük.Sana olmas.Giyme sakın ,o annemin...
Ali dede-Ama benim terliğim yok ben giyeyim.
Ömer-Olmaaaass.O annemin.

Oğluşumun bahanesine bakarmısınız ,büyükmüş :)
Bu küçük adam çok komik yaaa.
Böyle zamanlarda aklımda hep bir arkadaşımın sözü ,bunlar folik asit çocukları :)
....................

Zeynep beni çoook uzun zaman önce sobelemişti.

Yaratıcı blog ödülüne beni layık bulmuştu.Teşekkürü öncelikle borç bilirim :) Konu hakkımdaki yedi ilginç gerçek.

Daha önce benzeri bir konu ile sobelenmiştim.
Ve uzun uzun yazmıştım.O yüzden tekrar yazmıyorum.Benim ilginç hallerim işte burada

Benimde 7 kişiyi sobelemem lazım geliyor,ama gördüğüm kadarıyla tüm blog dostlarım sobelendi zaten.

26 Eylül 2009

Erken karar vermişim galiba...

Ömer sabah kalktı ve

-Anneeeeeeeeeeee memeeee

Şeklinde tüm sabah ağladı.Bizi perişan etti.
Öğlen uykusuna da yatıramadım bugün.İlla memeyle uyuyacak.

Tabi akşam davetli olduğumuz tunanın-ömerin arkadaşı- doğumgününe giderkende arabada uyuyakaldı.
Doğumgünü boyuncada tunanın yatağında uyudu.
Doğum gününü artık yarın biz anlatırız,gittik geldik küçük adamın haberi yok :)

Eve gelmek için ömeri araba koltuğuna sabitledik, eve gelince üstünü değiştirdik hiç banamısın demedi ve uyumaya devam etti.
Artık sabah 4 mi yoksa 5 de mi kalkar bilemem.

Bize bu gece uyku yok :(

25 Eylül 2009

Oğlum büyüdü mü acaba?

Ömeri yaklaşık 1 hafta evvel sütten kestim.
Uzun zamandan beri bunu planlıyordum zaten.Bir sabah tamam dedim artık ömerle bu konuyu konuşayım .
Ömer artık bunu izah ettiğimde anlayacak kadar büyüdüğüne göre kolay bir vedalaşma olacak diye düşündüm.Çok da zor olmadı çok şükür.

Ömere son bir kere sütünü verdikten sonra,
-Hadi oğlum,dedim .
-Artık meme ile vedalaşma zamanı geldi.
Güzel bir seramoni hazırladık,öptü,hoşçakal dedi.
Ben artık büyüdüm dedi,hem bana hem kendine.

O gün ananemize ,dedemize söyledik.Onlarda ömeri büyüdüğü ve memeyi bıraktığı için tebrik etti.
-Ben büyüyüm,diye ömer mutlu oldu.
Akşam babamız gelince o da ayrıca tebriklerini sundu.
Ama yatma zamanı gelince ömer hoooop kucağıma ,bir baktım oğluş kucağımda ,
-Anne meme vey.
Tekrar anlattık,konuştuk
-Ömer sen büyüdün oğlum değilmi ,dedik.İkna oldu.
Kucağımız da kendi kendine uyuyuverdi.
Ama gece kalktık tabiii.
-Anne noluyyyy meme vey.
-Noluyy
Şeklinde anne ve babayı perişan ettik.

Acaba dedim biraz daha mı emzirseydim.
Ama yok dedim yani,bu adam 25 ay emdi anne sütünü.
Emmeden birşekilde tekrar uyuttuk.

Ertesi gece ömer uyuma saati tekrar kucağıma atladı.Ben daha noluyor demeden ömer
-Anne ben büyümedim ,dedi.
Önce anlayamadım,sonra jeton düştü :)
Derdimiz Memme :)

O geceyi de atlattık,aynı şekilde.

Birkaç gece sadece bir ihtimal diyip yanıma yanaştı.

Bugünde okul dönüşü bana sarıldı.Birden aklına meme düştü sanırım ayrıldı şöyle bir baktı.
Ben tam bir şey söyleyecekken ,
-Biliyom büyüdüm ,dedi ve döndü poposunu gitti :)))

OĞLUM BÜYÜDÜ :))

Not:Memeden keserken anladım ki oğlumun küçük emrahtan genleri var :)

24 Eylül 2009

Düşünceli oğlum.

Anne burnunu çeker .Ömer oyunu bırakır annesinin yanına gelir.

Ömer- anne ayliyomusun? :(((

Anne- Ağlamıyorum oğlum.

Ömer-kim üsdü seni anne.Ben mi üsdüm babamı üsdü?

Anne-Yok annecim ben hasta oldum ,o yüzden burnum akıyor,ağlamıyorum.Üzülmedim.

Ömer-peki ....

Düşünceli oğluşum :)

19 Eylül 2009

İyi bayyamlay......

Tüm arkadaşlarımın mübarek ramazan bayramını en içten dileklerimle kutluyorum.Mutlu ve huzurlu bir bayram dileklerimle.....

25 aylık bir ömer.


-Anne bu ne?
-Anne sen kimsin?
-Anne bunun icinde ne vayy?
-Baba sen kimsin?
-Anne bu adam kim?
-Anne nereye gidiyos?
-Anne napıyon?
-Anne bana bakcan mı?
-Neden ?

Sorular sorular sorular,hiç bitmeyen bazen defalarca tekrarlanıp defalarca cevap alınan sorular.

Sanırım 25 aylık bir haylazın en önemli özelliği bu olsa gerek :)

Ve kitaplar...

Sürekli kitap okuyoruz,döne döne.
Bazen babası bazen ben.
Aynı kitapları sürekli okuyoruz.
Ama bıkmadan yeniden ve yeniden kitapları bize okutmasının sebebinide anlamış bulunmaytayım :P
Çünkü her okuduğumzda babasıda ben de resimlere göre yeni masallar uyduruyoruz ömerde her seferine yeni masallar duymaktan çok hoşnut:)

En sevdiğimiz kitaplarımız tübitak kitapları...

En sevdiğimiz mama bol kaşarlı tostlar ve zeytin ,zeytin ek gıdaya geçtiğinden beri popülaritesini yitirmiş değil.
Pilaf ve makağna- yıda unutmayalım:)

Ömerden inciler....

-opman dayı ,tıynağın çok uzun ,coyabının ucu yıytılıy....

-Anne sen buyda otuy,ben pağka gitcem gelcem.Sonra senle otuycam tamam !!!!!

-Anne okula gitcem mi?

8 Eylül 2009

Şu aralar ,bu aralar ÖMER....

Nerden başlamalı bir türlü karar veremediğimden fotoğraf altına küçük açıklamalar yaparak son zamanları anlatmaya karar verdim.
Buyrun fotoromanımıza :)))

Emelin düğünündeyiz ve küçük beyimizin pek de keyfi yok.Düğün boyunca eve gitmek istedi,hiç de huyu olmadığı halde mızıırdandı durdu.
Babasıyla dans ederken bize tekme attı,su şişesi fırlattı.Bizde baktık işkence görüyorz küçük beyide aramıza alıp üçlü şekilde dansettik.Ama gene memnun edemedik.Yemeğimizi de yedirmedi ,asi delikanlı ...
Baktık zor oluyor erken çıktık bu seferde eve giderken de ben gelinle damata gitmek istiyorm diye yol boyunca ağladı.Ne yapsak susturamadık.
2 yaş sendromumuz ve sinir bozucu halimiz devam ediyor anlayacağınız....

19 ve 20 nolu dişlerimizde geliyor.Dişinin sızını ömer yumuşak tenimizde dindiriyor.Şu dişlerde çıksada herkes rahatlasa :)))

Dayımız galatasaraylı,ömeri de galatasaraylı yapmak için çok ısrarlı.Şimdiden çalışmalara başladı.İlk işi ömere forma almak ve cimbombom diye yırtınmasını öğretmek oldu.Şİmdilerde en popüler konumuz bu.
Ama anne fenerli ,baba da trabzonlu olunca ,bu kadar çaba boşuna:)
Gerçi sevgilide bu konuda safdışı bırakılacak.
Herkes Fenerli doğar :))))))

Birde her fotoda ağzımızı açık tutmak gibi bir tik geliştirdik.Objektifi görünce kendiliğinden ömerin ağzı açılıyor.
Hatta doğum günü resimlerimizin çocuğunda,ömerin ağzı ardına kadar açık.
FArkındaysanız bu aralar ömerin çok az resmini koyuyorum bloğa.Nedeni bu işte,tüm resimlerde ağzı sonuna kadar açık :))))



Duş yapıp bornozla gezmeye bayılıyoruz.Bu konuda anası kilikli bu oğlan.
Sık sık bıcı bıcı yapıp, bornoz keyfi yapıyoruz ...



Çiş konusunda çok büyük bir aşama kaydettik.Artık şortmuzu çıkarıp olduğumuz yere çiş yapıyoruz.Şortumuz kuru kalıyor anlayacağınız,ama halıları sormayın :))))
Oğluşumun hakkını yemim,bu her zaman olmuyor.Genelde söylüyor.

Ama ben şaşkınım erken ayaklanan ,erken yürüyen ,erken konuşan oğlumdan bnu da erkenden bekledim ama düşündüğümden zor oluyor.Bu tuvalet alışkanlığı kazandırmak zor zanaat...

Emelide evlendirdik :)))

Emeli,en iyi dostumu ,ahiretliğimi evlendirdik.
Timle birbirlerine çok yakışan ,çok tatlı bir çift oldular.
Mutlulukları daim olsun ve bir yastıkta kocasınlar inşallah ....

3 Eylül 2009

Bir taşınma kabusu


Taşınma hikayemizi anlatmadan olmaz,ne zamandır yazıcam yazıcam fırsat olmadı ,bir de bu arada bilgisayarım yeniden göçünce bir şey yazamaz oldum.Artık bana yeni bir bilgisayar yolu göründü,3 vakte kadar alıcam inşallah.

Taşınmadan bir iki gün evvel eşim elinde 12 koli kutusu ve metrelerce balonlu poşetle geldi.

Şaşırdım bu ne , dedim.O da taşıma şirketinin göndereceği 5-6 adamın bu işi nasıl yapacağını sanıyorsun.Biz herşeyi paketleyelim sorun olmasın , dedi.

Bende bir sürü hönkürerek ve istemeyerek de olsa, eşimle beraber kırılacak dökülecek ve bizim için kıymetli herşeyi önce balonlu poşetlere sardık ve güzelce koliledik.Bu iş iki gecemizi aldı.

Benim tüm aksiliklerime rağmen eşimin gırgırı şamatasıyla yaptık bu işi.Ama beni boşu boşuna yorduğunu söyleyip durdum.

Neyse taşıma şirketi geldi,bir baktım ki adamların profesyonel taşıma işi yapan bir firma ile alakaları yok.Bana telefonda vadettikleri gibi hiç bir şeyi battaniyeye sarmadılar ,evet ama herşeyi daha önce defalarca kullanılmış olan neredeyse simsiyah poşetlere sardılar.Hijyen, temizlik hikaye oldu.

Bir sürü kızdım konuştum ama yapacak bir şey yok elimiz kolumuz bağlı,sonuçta evdeydiler ve o gün taşınmamız gerekiyordu.

Neyse başladılar taşımaya-bende bir taraftan eşime dua ediyorum ,allahtan biz herşeyi paketlemişiz önceden , o kadar eşyayı bu adamlar nasıl ve hangii koşullarda taşırlardı malum -ben ,annem ve eşimde bir yandan kontrol halindeyiz ve yardımcı oluyoruz.

Herşey arabaya yüklendi,ama evde bazı şeyler kaldı.

Dedim ki bunları da götürmeyecekmisiniz.Biri dedi ki "onları da siz götürün artık abla"

Ben öylece kalakaldım,"nasıl yaniii,eee ben sizi niye tuttum o zaman "

Cevap yok .

Evde kalanlar da saksılar,lambalar,bir iki halı.Bunların bizim arabaya sığması imkan dahilinde değil.

Neyse aşağı indik ki durum anlaşıldı ,benim 3+1 tıklım tıklım evimi taşımak için küçük bir kamyon gelmiş.

Kızdık yine ama yapacak bir şey yok.

Yeni evimize geldik ,eşyaları yerleştirmeye başladılar.Bir kere yatak odamda çizilmedik yer kalmamış.

Soruncada 5. kattan inince böyle oluyor dediler.İnanamadım.
Bu kadar yüzsüzlüğe de pes yanii.

Ömerin mobilylarında bir kaç çizik var ve neredeyse tüm dolapları odanın ortasında kurup olması gereken yere sürüklediler.
Zeminde koyu renk olunca yerler çizildi.
Ama söylemekle hiç bir şeyi değiştiremedik ,hep tamam deyip gene bildiklerini okudular.
Kalan eşyalar için eşim araba ile birkaç tur yaptı.

Anlayacağınız baştan sona taşınma olayı kabusa döndü.

Taşınmaya tövbe ettim,ama taşınmak zorunda da kalırsam A dan Z ye herşeyi kendim paketlemek niyetindeyim....


Not:Bizim paketlediğimiz her şey sapasağlam geldi eve....
Sevgili haklı çıktı...

25 Ağustos 2009

Dibine kadar 2 yaş sendromu


1 saat evvel yanii iftara 3 saat kala,,,

Ömer: Anne benim ukum geldi.İyi geceler
Anne:Tamam oğlum sen bilirsin ,git istediğin yerde yat uyu

Gözyaşları eşliğinde

Ömer : Ama benim ukum yok ki :(
Anne:O zaman uyuma ömer sen bilirsin.

Ömer:İyi geceler anne ,benim ukum var.
Anne:???? !!! Tamam iyi geceler

Ömer yine ağlak,

Ömer:Benim ukum yok
Anne:Peki sen bilirsin-dikkat değiştirmek için-hadi gel resim yapalım.

Ömer:İyi geceler anne
Anne:!!!!!!!!!!!!!!!!!!

Anne:Hadi gel beraber uyuyalım o zaman.

Yatak odasına gidilir.Yatağa beraber uzanılır.

Ömer:Ben bajka bi yeğde uyicam,iyi geceler ....dedi.

Odadan çıktı,bir 15 dakka daha aynı muhabbet gözyaşları içinde devam etti.Ne desem ikna edemedim,ne iyi geceler demeyi bıraktı ne de ağlamayı :(
ÇAresiz kaldım.

2 yaş sendromunun dibini bulduk....

24 Ağustos 2009

Baba salak adam neydeeee?

Babamız direksiyon başında 180 derece değişerek ,başka bir adama dönüşür ama trafik canavarı türünde değilde ,o halim selim güleryüzlü adam gider yerine SALAK , ÖKÜZ tarzı konuşan evde alışık olmadığımız ama araba da yakinen aşina olduğumuz bir adamcağız gelir.
Yine dün araba ile çıktık yola malum pazar günüdür yolla çıkılır,biryerlere gidilir.
Sevgilim her zaman ki gibi her gereksiz korna çalana ,sinyal vermeden sollayan, bilumum şöförlere okumaktadır ki ömer ,

Ömer: Babaaa salak adam neydeeee?
Anne: ?????? Buyur burdan yak hayatım ,çocuğa cevap ver bakimmm.
Baba: Bak oğlum bu trafikte gördüğün tüm şöförler salak ,sadece annen ve ben zekiyiz.Ama en zeki annen :)
Anne: !!!!!!??? :))))))

Sonuç:Çocukların yanında konuşulanlara çoook dikkat etmek lazım :)


....

Anneye balık kraker verilir.Sonra yeniden isteyip istemediğini sorulur.

-Anne bi tane daha getiycem mi ??

22 Ağustos 2009

2 olduk....


Ömer artık 2 yaşında kocaman bir bebek,bebek diyorum çünkü hala ortalıkta meme meme diye gezmekten vazgeçmiş değil :)

Bende ömeri memeden kesmek içinde çok gönüllü değilim,sanki aramızdaki çok güçlü bir bağı koparacakmışım gibi geliyor .

Ama 2 yaştan sonra emzirmenin çocuk için çok da olumlu olmadığına dair de bir kaç yazı okudum,bu yüzden hissiyatımı bir kenara bırakıp 10 gün içinde kesicem .

TAbiii kesmek de ayrı bir tören gerektiriyor.Onu nasıl yapıcam bilmiyorum.
........
Ömerin doğumgününü bu sefer bir gün önce kutladık,pazar olsun istedim ki herkes gelebilsin.

Evimi yerleştirmiş olmanın da verdiği rahatlıkla,bol bol çeşit yaptım.Tartöletler,börekler,salata çeşitleri vs vs.

Dolu dolu bir sofra oldu.Annem bacımın çeyiz hazırlıkları ile meşgul olduğundan tek yardımcım,kuzenim gökçen oldu.
Çok yoruldum anlayacağınız ve bir çok kişi davete icabet edemediği halde 25 kişiydik:)

Bu senede geleneği bozamadım,yoğunluktan yine kuaför olayım yalan oldu:)


Ömer bol bol oyun oynadı,güldü ,eğlendi.Kendi kendine,iyi ki doğdun ömer şarkısı söyledi.





Pastamızı katalogdan kendi beğendi.

Görünce de pastaya bayıldı tabii,ilk defa pasta yedi,hemde kocaman bir dilim.Ama tabii şeker hamurundan vermedim.

Bu sefer hiç bir şey 1. yaş günündeki gibi değildi.
Herşeyin farkındaydı ve her yapılandan keyif aldı.
Oğlum büyüyor mu neee :))))

....

Doktor kontrolümüzü de yaptırdık,ömer 2 yaş itibariyle 13,5 kilo-5 aydır 100 gram bile almamış,sıska benim oğlum sıska- ve boyumuzda 94 cm...

....

Bayağı bizim gibi konuşuyor artık.Hep bu cümleyi kullanıyorum galiba:)


---Anne ben çok yoyuldum,şimdi otuyup dinlenim.


---Anne bak başaydım,taşı attım.


---Babacımın kaynı domuş ,sofradan kaktı.


---Anne millet hep döney yiyoooo.


Ömer hangi yoldan gidelim oğlum,
---sağdan :)))
Babasına da kafasına esince ibyayim bey diyor :)))
.....
Ömerden son haberler böyle işte,taşınma işini sorarsanız hiç sormayın derim,hakikaten taşıma şirketleri denildiği kadar var felaketler.
Herşeyimi çizdiler,allahtan ahşap boyama kursuna gitmişliğim var da hepsini düzelttim....
Taşınmak isteyenlere sesleniyorum beni duyun ve dost tavsiyesi dinleyin ve TAŞINMAYIN....
Not:Ayrıntılar yakında bir sonraki postta...

5 Ağustos 2009

Taşınmaya çalışıyorum ama hala eski evimdeyim :(

Benim taşınma olayım resmen yazı dizisi haline geldi:)
Daraldıkça içimi buraya döker oldum.
Kontratı ev sahibinin işlerinin yoğunluğu nedeniyle henüz yapamadığımız için ,ne evi boyatabildik ,ne temziletebildik nede yerleşebildik.
Hala evimde -eski evim olcak yakında inşallah- kontratın yapılmasını bekliyoruz.
Tabii bu durum çok sıkıntıya soktu bizi,2-3 gündür herşeyleri erteleyip duruyorum.
Ramazan gelmeden eve yerleşsem diye düşünüp duruyorum.
Stressle uçuğumda iyice coştu...
Tek tesellim herşeyde bir hayır vardır,bunda da var bir hayır düşüncesi...

4 Ağustos 2009

Ağzımda kocaman bir uçuk,taşınmaya çalışıyorum...



Birkaç gündür çok gerginim,taşınmak ne kadar zor birşeymiş.



Bir yandan taşıma şirketi bulmaya çalış,
yeni evin odalarını boyat-aslında ev yeni boyanmış ama heryer lila,içim bayıldı haliyle-,
temizlikçi bul,
evdeki halılar temiz gitsin diye yıkamaya ver-allahtan kendimiz yıkamıyoruz-,
yatağımız zaten eskidi diye ,bir yandan yatak baza bak,
biryandan ömer -mızır mızır, 2 yaş sendromunu dibine kadar yaşıyoruz-,
Sürekli çamaşır makinasının başındayım,perdeleri yıka,örtüleri yıka,hatta tüm evi yıka.Yıkamakla bitse ,as ,kurut ,topla ,katla,

Bir de üstüne işlerim yoğun diyen herşeyi bana bırakan koca kişisi ,

eeee haliyle buna can mı dayanır .

Ağzımda kocaman bir uçuk çıktı.

Bir taşınsam da bitse şu sıkıntı.....

3 Ağustos 2009

Taşınıyorum...

En sonunda istediğim gibi -tam anlamıyla olmasa da istediğime en yakın diyelim-bir ev buldum:)
Veee taşınıyorum,hemde anneme çok yakın bir yere.Artık annem 5-10 dakikalık yürüme mesafesinde olacak,hayatda benim için inanılmaz kolaylaşacak :)

Az evvel internette taşıma şirketlerine baktım,ne kadar da fazla şirket var.Hepsinde aynı vaatler,bende çelişki içindeyim.

Yakınlarda taşınıp ,taşıma şirketinden memnun kalan var mı? İyi bir taşıma şirketi bulmam lazım....

Bir karadeniz masalı :)

........En yakışıklı kemençe üstadı......


Tatilimiz çok güzel geçtik.
Önce eşimin memleketi orduya gittik.
Orduda bol bol denize girdik,hemde kayınpederimin evinin önünden :)
Bu 5 yıl boyunca-5 yıldır evliyiz,sadece evlenmemizin akabinde 1 günlüğüne oradaki merasim için gitmiştik.- gitmediğimiz için açıkçası çok üzüldüm.Hem heryer yemyeşil ,hemde deniz çok güzel.
....Kafasında annesinin pareosuyla bir ömer,şapkamızı unutmuşuzda :)....
Kayınpederime söyledim,bu yaz yapılacak olan çatıyı bize uygun bir şekilde çatı katı olarak düzenleyecek ,bizde kendi evimizin rahatlığında kalıcaz orduda.
Malum şimdi 3 kişiyiz ama ilerde 4 olmak niyetindeyiz.Tatil için bile olsa bize geniş bir mekan lazım :)
Bir sonraki durağımız trabzon oldu.Bizi okutan,bizi birbirimizle buluşturan şehir,neredeyse asıl memleketim diyebileceğim şehir.
Hayatımın en güzel ve en zor günlerini geçirdim trabzonda,herşey sevgilimle tanışmamla daha da keyiflendi.
O günlerden bu günlere geldik.Ve belkide en güzeli,çocuğumuzla trabzonda olmaktı.
Bizim için tüm anlamlı mekanları gezdik,bana çıkma teklif ettiği kafe,evlenme teklif ettiği açık hava anfisi,onun afet evlerdeki evi,benim stadyumun karşısındaki evim,ganita,tabii ki uzun sokağın meşhuuuur pidecisi çardak ,maraş cad.,kunduracılar cad,daha bir sürü yer :)
.....Üniversitemizin önünde bir yakışıklı....
İŞte hayatımın en güzel tablosu,birbirini çok seven bir baba oğul...
Fotoyu çeken ikisininde bayıldığı evin kraliçesi :)))))Kendime de pay çıkarim dimi:)))
Ve tabiki KTÜ...Bol bol gezdik üniversitemizi.Hafta sonu orada olduğumuzdan anfilerimizi gezemedik ,hocalarımıza selam veremedik ama olsun.
Çok çok güzel geçirilen ,oğlumuzla daha da keyiflenen bir trabzon gezisi...
Bir sonraki durağımız dönüş yolunda uğradığımız benim memleketim samsun,ne yazıkki eşimin acil bir işi nedeniyle orada ancak bir kahvaltı süresince kalabildik.
Ama seneye daha uzun tutucaz samsun ayağını...
......
Tabii tatil esnasındaki ömerin vukuatlarını anlatmazsam olmaz:)
Bir kere şu tatil süresinde öğrendiğim en önemli şey,bir çocuğa tuvalet alışkanlığı kazandırılan bir dönemde tatile çıkılması gerçekten çok büyük cesaret işiymiş.
Oğlum ordudan trabzona giderken her 15 dakikada bir "annnneeeeeeeeee çişim deldi"dediğinden 3 saatlik yolu 4,5 saatte gittik.Bunu bu kadar net söyleyebiliyorum çünkü gps cihazında bu yazıyordu.3 saat yol,1,5 saat mola.
Dönüş yolu daha da zorluydu,çünkü daha yeni çişini yaptırıp ,arabaya kuruluyorduk ki eşim daha marşa basar basmaz ,bizimki tekrar "annneeeeeee çişim deldi."
Hadiii bir daha dur,yaptığı da bir damla çiş :)
Yaaaaa sabır çeken saç baş yolan ,ama sevgi dolu bir tavır takınan anne -baba ,yani biz :) yola devam.
Eee hal böyle olunca samsundan öğlen 1 de yola çıkan biz gece 3 de evde olabildik.
Samsun ist arası da arabayla 10 saattir:)
Kaka olayını çok kolay oturtmuştuk,ama uzun yolda o da sorun oldu.Çünkü oğlum ısrarla kakasını hiç bir yerde yapmak istemedi,illa "evde yapcam" diyip durdu.Sonrada tutamayıp kelalaka yerlerde kakasını yaptı :)
Ama tabii bunlar gezimizin komik ayrıntıları,biz çok eğlendik.Yıllar sonra sevgilimle trabzonda olmak ,çok çok keyifliydi.....

15 Temmuz 2009

Bir ara...


Gidiyoruz küçük bir karadeniz turu yapıp ,içimizi bol bol temiz havayla ve huzurla doldurup dönücez.
Tabii yanımızda ömerle dolu bol manzaralı resimlerle.
Hepinizi kocamaaan öpüyoruz...

13 Temmuz 2009

Bunlar ne zaman bitti!!!!


Hayatımızı eğer ömerden önce ömerden sonra diye anlatmaya kalksam sanırım ilk önce yemek alışkanlığımızda ki inanılmaz değişiklikten bahsetmem gerekir.

Ömerden önce sürekli hazır gıdayla beslenen evde yada dışarda yada olmadı en fazla tek çeşit yemekle akşamı geçiren evli bir çifttik.

Çorba bir kere hayatta pişirmezdim,sanki çorba gereksiz bir beslenme şekli gibi gelirdi,bir ana yemek neyimize yetmiyordu,çalışan iki insandık işte.

Yumurta ,süt,yoğurt ,un,şeker ,mercimek neredeyse hiç kullanmıyorduk.Çok iyi hatırlıyorum aldığımız 2 kiloluk unun tarihi geçmişti de çöpe dökmüştüm.

Şimdiyse un ,yumurta,şeker, süt ,mercimeğe,yoğurda yetişemiyoruz.

Bir kere her gün çorba yapıyorum,sebze, yayla,mercimek her gün ayrı çeşit çeşit..Yoğurt mercimek kısa sürede bitiyor.

Oğlum yumurtaya hasta,yumurtasız asla kahvaltı yapmaz,ayrıca neredeyse her gün yaptığım -ama hepsini aynı gün yapmıyorum yanlış anlaşılmasın o kadar da hamarat değilim :)-kek ,poğaça yada börek için kullanıyorum.Oğlum bayılıyor unlu gıdalara.

Un şekerde kekin ana malzemesi...

Eeeee durum böyle olunca eve hiç birini yetiştiremiyoruz.

Sonra meyve yeme alışkanlığımız değişti ,her meyveyi sebzeyi mevsimine göre almaya başladık,

herşeyi zamanında tüketiyoruz.

Hazır gıda almamaya başladık,pudingimi bile kendim evde yapar oldum.Konserveyi de bir bıraktık pir bıraktık.
Herşey ömer dengeli beslensin ,gelecekte sağlıklı bir bir birey olsun diye .

Yanii anlayacağınız ömer bize sağlıklı beslenmeyi öğretti.
Çok da iyi oldu.

Artık her gün çorba ,pilav yada makarna,etli sebzeli bir çeşit yemek ve tabii kek türü bir şey yapar oldum.

Hele şimdi evdeyim yaaa kendimi değişik değişik yemek yapmaya ve temizliğe verdim:))

E durum böyle olunca koca kişisi eve geldiğinde gözleri ışıldıyor.....

6 Temmuz 2009

Ömere anı

Babası ömere kızınca hep aynı şeyi söyler .
-Anası kılıklı.
Dün de ömer babası istediği bir şeyi vermeyince çok kızdı ve evimizin minik papağanı babasına dönüp haşin bir şekilde,
-Anasi kilik
dedi.
Bizim ev çok komik bir ev:)))
.....
Dün ömere soruyoruz, ömer osman dayı nerde?
-Opman dayı uçakla hollendeye ditti.
:)))

Not:Yalnız cümleye dikkat edin ,herşey yerli yerinde ,seyrekde olsa böyle cümleler kuruyor oğluş.
Çok çene olacak çooookk:)

4 Temmuz 2009

Mimlendim,mimledim :)

Nailecim beni mimlemiş,büyük bir keyifle mimi yerine getiriyorum:)
İlk mim ömerin kıyafetleri ile ilgili,ben ömerin neredeyse tüm kıyafetlerini mothercareden yada kanzdan alıyorum ,ama sezon sonunda .
Sezonda çok yüksek fiyatlara satılan ürünler indirimlerde neredeyse pazar fiyatına iniyor.Mesela ömerin bu yaz giyeceği herşeyi geçen yaz almıştım.
6 ila 13 ytl ye tişörtleri ,15 ile 25 arasında pantolonları almıştım.Yanlış hatırlamıyorsam.
Bu yaz ömere sadece spor ayakkabı aldım.
Şimdiden 3 yaş için de giyeceği yazlık kıyafetleri toplamaya başladım.
Bir sonraki sene için alışveriş yapınca hemistediğim kalitede ürünleri alıyorum hemde bütçem sarsılmıyor.
Allahtan ömerde ingiliz standartlarında bir çocuk,aldığım ürünün büyük yada küçüklük sorunu olmuyor :)

Bu marka takıntımın asıl sebebine gelince aslında takıldığım şey burada marka değil de oğlumun giyeceği ürünlerin içeriğinde kanserojen madde yada naylon olup olmayışı.
Mothercare ingiliz markası ve çok da güvenli bu konuda.

Bu konuda çok büyük bir tekstil firmasında labarauar ve boyahane şefi olan kız kardeşim beni çok yönlendiriyor.

Üzerinde yada etiketinde EKOTEKS yazan ürünlerin ne baskılarında nede kumaşın içinde kanserojen madde olmadığını o ürünleri güvenle giydirebileceimi söyledi.
Dışarıdan da ürün aldığım oluyor ama ekoteks etiketine özellikle dikkat ediyorum.
Ve tabii % 100 cotton olmasına da......

Diğer mim de benimle alakalı.

Kullandığım parfüm:Yazın parfüm kullanmıyorum,sadece deodorant kullanıyorum.Şu aralara she markasının swetty adlı deodorantını kullanıyorum...

Kullandığım kremler:Elim için çantamda da taşıması kolay olduğu için niveanın soft adlı çok şeker bir kutusu olan kremini kullanıyorum.
Süper alerjik yüzüm içinse çeşitli kremlerden sonra, son kararım clinque dramaticaly different moisturizing lotion -aman ne uzun ismi var yaaa:)- oldu.Aslında genelde makyaj altında kullanılır ama bana bu hafif krem yetiyor.Diğerleri gibi kaşıntı,kabarma yada sivilce yapmıyor.
Değiştirmeyi de hiiiç düşünmüyrum.Öylede memnunum yanii :)

En son okuduğum 3 kitap:
1-Canan tan ,Yüreğim seni çok sevdi.
Tamamen türk filmi havasında bir kitap.
Pirayesinide okumuştum,yazarın tarzı hep aynı, gururlu bir kadın var ve gururu yüzünden hayatını berbat ediyor :)))

2-Okulun kütüphanesinden aldığım Safiye sultan,Ann chamberlin'in.
Çok akıcı ama içinde fazla birşey barındırmayan eğlencelik bir kitap.

3-Zar adam ,halen okuyorum.
Ortasındayım şimdiden kitap sapıttı,bilmiyorum sonu ne olcak :)

En son aldığım 3 ürün:Loya dan bikini
peacecookstan ayakkabı ve boynerden erkek reyonundan kısa bir kargo pantolon-erkek kargo pantolonları daha rahat ve hoş-

Seyrettiğim üç dizi:Avrupa yakası.Ühü ühü bitti yaaaa:(
Bir kadın bir erkek .Hastasıyım dizinin .
ve house ....Ona söylenecek laf yok zaten.

Bende elfeyp,nilsulu hayat ,sihirli mutfağım,mayushka mimliyorum ,tabii kabul ederlerseeee:)
Ne yazmışım yaa ,destan olmuş,neyse zaten kimse yazının dibini bulamaz :)))

2 Temmuz 2009

Valla yazım uğurlu geldi :)

Bir önceki postu yazdım,öyle oturmuş napsam nasıl yapsam derken, oğluşum birden "anne kaka geldi" dedi ve koşarak banyoya gitti bende aynı hızla peşinden tabii, ne olduğunu ben anlayamadan,kenardaki kendi klozet aparatını taktı-ters oldu ama olsun-bende hemen düzeltip tam olarak klozete oturttum ve ilk defa kakamızı ve çişimizi tuvalete yaptık.
Aman beraber bir sevindik ki anlatamam bir zil takıp oynamadığımız kaldı.Oğlumu bol bol aferinle öpücükle ödüllendirdim.
Ona "güle güle kakalar" kitabından okuduğumuz kakalar annelerine kavuştu hikayesini kısacık özet geçip beraberce sifonu çektik.
Kakalar annelerine kavuştu diye çok sevindi.
Şimdi dünden beri kakamız tuvalete yapılıyor.
Ama çişimiz hala çamaşırına ,dolayısıyla sızanlarda yerlere.Neyse bunu da hallederiz inşallah.
Sanırım işin % 40 ını hallettik.
Ama çiş olayı asıl problem sanırım.Çişi klozetle değilde kovayla halletsem iyi olacak galiba.
....
Yalnız yazımın akabinde böyle olması,türk filmi tadında oldu :DDD

Galiba okuyucularımın ,yani blogger dostlarımın temennilerinin de bunda etkisi çok.
Temennileriniz dua niyetine geçti galiba.
Hepinizi çok öpüyoruuuuuzzzz.

1 Temmuz 2009

Bir of çeksem ...

Ömeri tuvalete alıştırmaya çalışıyorum,klozete henüz alışamadı ama her yere çiş kaka yapmaya ve altı çıplak gezmeye pek bir alıştı.Geceleri bir bakıyorum,küçük bey uyurken -yada arada uyanıp- bezini çıkarmış ,öyle pek bir sereserpe yatmakta :)
Evin hali de harap,oğlum her yerleri çişiyle işaretlemekte.Tüm mekan onun yanii:)
İşin komik yanı tuvaletini zaten aylardır söylüyordu.Şİmdide söylüyor ,tuvalete gidiyoruz,ben onu oturtur oturtmaz ,beni dışarı çıkarıyor.
Sonrada yaptım diyor ama kanıt yok tabii:)
Alıştırma külodunu giydirir giydirmez koyveriyor kakasını.Çişi ayrı hikaye, evde çiş yapmaığı yer kalmadı.
Bizim yatağımız,
kendi yatağı,----yatakları alez kurtarmiş :)
nereeyse evdeki tüm halılar----yıkamaya vericem allahtan,
tv sehbasının üstü ve tabii tv nin yanı,
balkon,
banyoda yere,ama oğlumun hakkını yemeyeyim,bu sefer klozete yaklaşmış.

BEnde elimde köpüklü bezle ömerin arkasından temizleme durumundayım tabii.

ooooooffff ki ne of.

Ara verip ,1-2 hafta sonra tekrar başlamayı düşünüyorum,ama oğlumun poposunu nasıl kapatıcam onu bilmiyorum....
....

Sabah yere kaşık düşürdüm küçük bey bana ,

"Anne vavaş ,aşağıda bebet uyuyooo"dedi:)

Biz her yere birşey attığında ömere aynı şeyi söylüyoruz,evimiz de galiba bir papağan var :)

27 Haziran 2009

Kıyıköyden bir ömer geçti


Geçtiğimiz hafta 3 günlüğüne ön tatil - ömerin denize ve kuma tepkisini ölçmekte var işin içinde- yapmak için kıyıköye gittik.
Sevgili geçen sene keşfettiğimiz kıyıköye bayıldığından bu sene de açılışı orda yaptık.Ama kıyı köyde adına yakışır güzellikte ,altın sarısı kum ve bakir bir koy ,ve buna rağmen pazar günü bile bir hayli tenhaydı.Tabii haziranda gitmiş olmamız da bunda büyük etken olabilir.
Bu sene, geçen seneden ağzımız yandığından ,ömerin denizi görünce korkup huysuzluk yapma potansiyelinden yanımıza onu oyalayacak ne varsa aldık.Şişme havuz,top,can yeleği ,çadırını,kürek kova ,can simidini hatta şişme bir tiger.

Oraya vardğımızda koca sürekli götürdüklerimizi şişirdi durdu :)


Tabiii aldığımız bilumum oyuncaklardan bahsetmiyorum.Bir de sevgilinin kumda oturmaktan pek de hoşlanmadığı için açılır kapanır sandalyeleri alınca arabamız birhayli doldu.Çantaları da araya bir yere sıkıştırıverdim:)

.....

Ömer bu sefer babasının küçük bir konuşmasıyla kuma çabuk adapte oldu.Ama deniz için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.Ama küçüğümde haklı,kıyıköyün denizi, karadeniz olmasının hakkını veriyordu.3 günde son derece dalgalıydı.Çocuğumda ne yapsın korktu tabii.

HAtta bir seferinde dalgalar o kadar coşmuştu ki biz yüzmek için cebelleşirken esrayla-kızkardeşim- beni kumsala attı.İnanamadık.
Yine de çok güzeldi,dalgalarla boğuşmakta çok keyifliydi.
Ben güzel yandım.
Eşimde tüm ısrarlarıma rağmen güneş kremini sürmemekte ısrar edince yanmakla kalmadı,açık kumral tenine rağmen Şopara döndü :)
Ömer 50 koruma faktöriyeli ile -tabii 11 ile 3 arası güneşe çıkarmadık,şemsiye altında havuzundaydı-ancak açık kumraldan koyu kumrala döndü.
.....
Denizde olduğumuz sürece huggiesin bezinden taktık -ve de denildiği gibi gerçekten su çekmiyor,çokda kolay kullanımı- arada değiştirdik.Hiç problem olmadı.Kaka falan da yapmadı.
Hadi dedik artık teyzemizin aldığı slibi giydirelim problem yok ,giydirdik ve giydirmemizin akabinde slibine kaka yaptı:)))
Buda bir ömer ekolü işte:)
Bu küçük tatil bize çok iyi geldi.Oğluşum kuma alıştı :)
Ömer şimdi sürekli evde ,"anne denise gidelim"şeklinde dolanmakta:)
Eh artık şöyle kapsamlı bir tatile çıkabiliris:)..

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...