30 Aralık 2008
İyi yıllar :)
Olur ya.
Kalp durur ,akıl unutur.
Ben dostlarımı ruhumla severim.
O ne durur ,nede unutur.............................Mevlana
Tüm blog dostlarımın yeni yılını kutluyorum.
2009 da herşeyin istediğinizden ve beklediğinizden çok daha güzel olması dileklerimle.Hepinizi ömerde bende kocamaaaaaaaan öpüyoruz :)
Bunlarda hediyeleriniz :)
29 Aralık 2008
Ömer, emir ve hamza
27 Aralık 2008
Abaaaaaaaaa :)
oğdu-oldu
hadi
damam-tamam
ad-at
nönü-kamyon,söyleyemediği bir şey olursa kendince isim veriyor.
tahti-taksi
O kadar çok kelimeyi kendince ama gerçek söylenişine çok yakın telaffuz ediyor ki şaşiriyoruz. Bunlar şu anda hatırladıklarım :)
Babasınında benim de isimlerimizin telaffuzu çok zor olduğundan söylemeye teşebbüs bile etmior.
Küçük bir dialoğumuz;
B-İbrahim de oğlum
Ö-baba
B-ibrahim de oğlum
Ö-babaaaaaaaa,çok sinirlendik :)
B-Peki esin de
Ö-anne
B-:)))))))
..........
Aba merakımızda ayrı.
Didem yada yasemin eğer bizdeyse ömer tüm gün boyunca abanın peşinde geziyor .
Sürekli nameli nameli abaaaaa,abaaaaa diye şakıyıp duruyor.
Abanın kucağında yemek istiyor ,aba ile oyalanmak istiyor,uyanınca anne diye çağırmak yerine aba diye çağırıyor.
Hatta ben işten geldiğimde-abası bizdeyse- normalde -anne memme memme ,diye peşimde gezen ömerin umrunda bile olmuyorum.Ömer yine aba peşinde.
Hangi abası varsa ,onun dizlerine kafasını koyuyor,sonrada abanın elini alıp başına götürüyor ki saçlarını okşasın.Yada abasının kafasını kendi dizine yatırıyor,kendi jiji jiji-cici-yapıyor.
Bazen abasının yüzünü uzun uzun seyrediyor,abasının kolunun altına giriyor.Aba aşağı aba yukarı.
Abaaa ,aba:)
Dayıları ile asla paylaşmıyor ve dayısı abasının yanına bile otursa cıngar çıkarıyor.
Ben bu durumda ne mi yapıyorum?Kah gülüyor ,kah serbest takılıyorum bazen oh ne rahat diyorum ama bu seyrek oluyor.
Genelde kayınvalide moduna giriyorum :)
Bu oğlan daha evlenmeden 16 ayına ve 83 cmlik boyuna bakmadan ,daha şimdiden abaları bana tercih ediyor :)Valla şimdiden böyleyse ilerde ;
Yandım ki ne yandım....
NOt:Abamız kapıdan çıkar çıkmaz ömer normal moduna dönüyor ve anne anne diye peşimden koşmaya başlıyor.Yani eski mutlu mesut günlerimize geri dönüyoruz.
24 Aralık 2008
Ed :)
Geçende eşimden ömerin altını değiştirmesini istedim,oda tamam dedi ama bilgisayarla oyalanıyordu ,ömer de o esnada yanımızdaydı ,sonra bir baktık bizim küçük adam odasından çıktı geliyor-hangi arada gittiyse - elindede bez paketi .Eşimde bende gözlerimize inanamadık.Ondan bez bile istememiştim. Sadece leb dedim yani :)
Taklit yeteneği de acayip komik oluyor bazen :) Nerden görmüşse parmağını yalayıp para sayıyor.
Doğaçlama yapan bir komedyenle yaşıyor gibiyim.(Eminim bu zamandaki tüm çocuklar öyledir :) Bir şey istemiyorsa hayey-hayır- le bizi durduruyor ve asla bu hayey in geri dönüşü olmuyor.
.....
Veee ete bayılıyoruz.
Dün annem güveç yapmıştı.Daha güveci görür görmez anane ed,anane ed demeye başladı.Annem de hemen bir tabak koydu.
Annem patates verdikçe ömer ,onuğğğ -onur dayıma ver demek istiyor :)- diyip onuru gösteriyor.Tabii bütün edler ona :)Çok uyanıktır oğluşum:)
Kepte de durum aynı-köfte :)-
Oğlum ETÇİL yani :)
22 Aralık 2008
Son zamanlarda ömeeeeeğ :)
Camın önündeki sandalyeyi gösterip
"Anane otuğğğ kağga "- meali anane bu sandalyeye otur bana camdan kargaları göster:) Evde eğer ömeeeeeğ -kendini çağırıyor,burada bir terslik var ama :)-diye bir ses duyarsanız bilin ki saklambaç oynuyorsunuz ve ömer sizin onu bulmanızı bekliyor:)
Birde çelik kapımızın kolunun ulaşılabilir olması da ayrı bir durum teşkil etmekte,küçük beyimiz kapıyı açıp dışarı çıktığından kapımız sürekli kilitli.
21 Aralık 2008
Sanatçı ruhlu anne oğul :P
Eve gelince tabii hemen ömerle çalışmalara başladık.Önce tabii ömere üstüne bulaştırma tehlikesine karşı kollu önlüklerden giydirdim.Birlikte daldırdık parmaklarımızı ve yukarıda gördüğünüz sanat eserini :P oluşturduk.Ömer bayıldı bu boyama işine,bir ara tadına da baktı gözle kaş arasında ama olsun :)
Buda ömerin annesinin yani şahsıma ait bir çalışma :)))))Acemi işi oldu biraz ama zamanla daha profesyonel olur :)
20 Aralık 2008
küçük kazalar
Mama sandalyemizi ikeadan aldık,çok hafif bir sandalye.Öteki mama sandalyeleri ile böyle bir şey olsa bu kadarla kurtulabileceğimizi h,ç sanmıyorum...
15 Aralık 2008
Günün hatta yılın olayı
12 Aralık 2008
Paçanga böreği
Galiba bu böreği yapmam lazım ,ilahi ses bunu söylüyor diyerek hem dün sabah ,eşimin özel isteği üzerine hemde bu sabah paçanga böreği yaptım.
Süper bir lezzet ,yapmadıysanız hemen deneyin derim...
2 yufka
kaşar peyniri
pastırma
domates
biber
galeta unu
yumurta ve kızatmak için yağ
Önce yufkalar dörde ayrılıyor -8 paçanga böreği yani -ve her yufkanın köşesine bol kaşar rendesi,kabuğu soyulmuş küp küp doğranmış domates,ince ince kıyılmış çarliston biber ve elimle küçük parçaladığım pastırmayı koyup ,yaklaşık 3 parmak genişliğinde sardım.
Önce yumurtaya ,sonrada galeta ununa sokup kızgın yağda kızarttım.
Tadına doyulmuyordu.Ben daha önce bir kaç yerde yemiştim ama kendi yaptığımdan mıdır nedir bu kadar güzel değildi :)
Ömerinkinde pastırma kullanmadım ,geri kalan herşeyi aynı şekilde yaptım.Ömerde bayıldı.
Tamam ömer için pek sağlıklı değil kızartma ama napim biz yerken oğluşum baksın mı :)
NOt:Fotoğrafı internetten koydum,ben çekmeyi düşünene kadar tabak boşalmış olduğundan bu sefer böyle oldu işte :)Ama benim yaptığım paçangada görüntü olarak aynısıydı.
10 Aralık 2008
Arog
8 Aralık 2008
5 Aralık 2008
Anne zeytiiiii
Teşekkür yazısı....
Babannemin yokluğuna alışamasakta,babamın dükkanındaki sandalyesi boş olsada bu şekilde de yaşamayı öğrendik.
Babam 7-8 sene evvel yoğun bakımda uzun bir süre yatmasını gerektirecek kadar kötü bir kalp krizi geçirdiğinde hepimiz çok üzüldük.Babannem o dönemde bizimle beraber ,zamanın çoğunu hastanede geçiriyordu.Babam iyileşip tekrar çalışmaya başlayınca babannem babamın kasasının önüne sandalye koydurdu , o sandalyede neredeyse günün yarısını geçirip ,kendince babama gözkulak oluyordu,tekrar kalp krizi geçirme ihtimaline karşı.....Bunu bir görev edinmişti.
Şimdi ise sandalyesi boş :( .......
Babannemi yasinlerle dualarla uğurladık yolculuğuna.
Babamı ilk defa ağlarken gördüm,7 yıl evvel dedemi kaybetmiştik, babam o zaman çok dirayetliydi.Bu sefer babam çok üzgün ve durgun .Anne kaybı çok başka......
Babannem yerin geniş,mekanın cennet olsun.Dualarımız hep seninle.
28 Kasım 2008
Ulaaa ömer
Çağırırdı diyorum çünkü bugün aramızdan ayrıldı :(
Yeşil gözlü ,koca yürekli ,açık sözlü ,çalışkan babaannem ruhun şad,toprağın bol,mekanın cennet olsun.Dualarımız hep seninle....
YAŞAM FANİ.....
27 Kasım 2008
Yorgunum,yorgun...
Ama bakarmısınız asabi ömerime,herşeye değer :)
24 Kasım 2008
Garip haller-im :)
Garip hallerim ,valla herkeste olduğu gibi bende de bir sürüüüüüüü.2 gündür düşün taşın biraz birşeyler derledim .Buyrun bakalım ,,,
-Türk kahvesinin telvesini yemeye bayılırım,fal baktırmam pek mümkün olmuyor yani.Telveyi yemeyi ,fala tercih ediyorum.Ama kahve şekerli olacak :)
-Sinemaya gittiğimizde film başlamasıyla kaşınmaya başlarım.Neden derseniz ben de bilmiyorum,kaşınıyorum işte.Filme dalmamla kaşınmamda alllahtan sonlanıyor.Yoksa düşünsenize 2 saat kaşınan tuhaf bir kadın :)
-Consealar-kapatıcı-sürmeden asla dışarı çıkmam.Bakkala giderken bile bu durum böyledir :)
-Birgün giydiğim bir giysiyi asla ertesi gün giymem.
-Bloğumu açtığımdan beri ömerle her dışarı çıktığımda fotoğraf makinamı yanıma alırım.Ömerin çantasında hep hazır bulunur.Yeni ve orjinal birşeyler yakalarım belki :)
Bazen çikolata krizine girerim 2-3 paket fıstıklı -en bol fıstıklı ülkerin ki üstüne tanımam- çikolata yerim.Sonra kilo alıcam korkusuyla akşam yemeğini atlarım.
-Çorapla asla uyuyamam ve olurda bir şekilde uyuyakalırsam ,gecenin bir yarısı mutlaka uyanır çorabımı çıkarırım.
-Kış hariç asla çorap giyemem.Kışın bile sanki ayağımda fazlalık varmış gibi gelir.
-Yazın asla kapalı ayakkabı giyemem.Giyince felaket terlerim.
-Evden çıkmadan mutlaka doğalgaz vanasını kapatıp kapatmadığı kontrol ederim:bazen 3-5 kere döne döne kontrol ettiğim de olur.Bu küçük takıntıda matematik bölümünün bana hatırası.
-Tuvalete girdiğimde ilk kontrol ettiğim şey tuvalet kağıdıdır.
-İşte bir takıntı daha,evden çıkmadan kapıyı kilitlememe rağmen mutlaka iterim,belki yerine düşmemiştir diye :)
-Diyet kolasız sofraya oturamam,hamileyken ve yakın zamana kadar içemediğimden şimdi bol bol içerek açığımı kapatıyorum.
-Yazılı yaparken evrim geçiriyor ve asabi bir matematikçiye dönüyorum.Yazılıdan sonra da normale :)
İşteee böleee....Aslında daha da çıkar ama bu kadarı kafii gelir,fazlası ağır gelir belki :)
Ben de hemencecik siyap ve sihirli bir mutfağa sahip betülü mimliyorum.Nedir kızlar sizin garip halleriniz.....
Yazımı çok sevdiğim piyale madranın cinsimize has bir karikatürü ile bitirim bariii :)
23 Kasım 2008
Oğlum huy değiştiriyor....
Benim güleryüzlü ,sessiz, asla mızırdanmayan ama yaramaz oğlum gitti ,yerine sürekli istediği şey için ağlayan ,keyifsiz,mızır mızır ve yaramaz bir çocuk geldi :(
Bugün meydana gittik ,hazır hava güzelken atlı karıncaya ömeri bindirelim ve bir kaç eksik için ikeaya-bu ikea eksiklikleride hiç bitmez, isveç köftesinin tadı başka ama napalım :)-gidelim dedik .
Pişman olup iki saat içinde döndük.Hem çok kalabalıktı -bizim gibi güneşi gören gelmiş-hem de ömer sürekli herşey için ağladı.Eşimde ben de inanamadık yok dedik bu bizim ömer değil.
Yemek yerken oyuncaklar için ,oyuncaklarlayken başka çocukların elindekiler için,alışveriş sepetindeyken ,yerde yürümek için ,yerde yürürken kucak için .....sürekli ağladı.Üstüne eşimde elindeki ayranı ömerin kontrol etmeye çalışırken alışveriş spetinin içindeki kabanımın üstüne dökünce ,üstüme karabasanlar çöktü. Eve döndük.
Hayır ömer daha önce 40 derece ateşler gördü,15 diş çıkardı-geçende 13 yazmıştım ama bugün ağlarken 15 olduğunu farkettik-böyle yapmadı.
Gözyaşları sanki dökülmek için fırsat kolluyor....!!!!!!!
Önce uyku şimdi de bu.Umarım kalıcı bir davranış değildir :(
22 Kasım 2008
Uyku töreni
Emzirerek veya hadi oğlum gidip uyuyalım diyerek sadece yanına uzanıp bekleyerek 10 dakikada uyuttuğum oğlum,şimdilerde uyumamak için herşeyi yapıyor.
Tabiii heryerde anlatırsam böyle olur ,başkaları nazar etmese bile , anlatırken kendim bile nazar etmiş olabilirim.En çok annenin nazarı değermiş yaaaa.
Az önce vukuu bulan uyuma maceramızı anlatayım.Önce ömer emzirilir ve odasında bulunan yer yatağına-ki bu yatak iki kişilik kocaman bir yatak- uyur bir vaziyette ömer götürülür.Küçük beyimiz daha yatağa koymadan uyanır.
Yine de bir ümit birlikte yatağa yatılır,ömer yüzüstü yatar,sağa döner ,sola döner .Gözleri kapalı bir şekilde, bacağını üstüme atar.Beğenmez ,yastığın üstüne kafasını koyar ,olmadı yastığın üstüne yatar.Yastıktan iner,tekrar yüzüstü yatar.Bir tur döner.Ben hala uyuyormuş havası vermek için gözlerim yarı kapalı, ömer bu kadar hareketten tamamen ayılmak üzre,elini ağzıma sokar.Baktı yüzüstüyüm kalkar ve sırtıma yatar .Yok gene olmadı en son sırtıma oturur ve bu uyuma töreni şahsım tarafından sonlandırılır. Tabii saç baş yolmadan odadan çıkılır ve
ibrahim ben bunu uyutamadım ,git birazda sen uğraş lütfen,
diye uyku töreni kocaya devredilir.
Ama ömer ısrarlıdır ve anneye yapışık yaşamaktadır ve anneyi istemektedir.Hemen annenin peşinden ANNN-NEEE diye ağlayaraktan , gelinir.
Şuandada küçük adam gece 11.25 olmasına rağmen ortalıkta vızıır vızır dolanıp,eline aldığı temiz bebek bezini gezdirmektedir.
Anne ise bloğuna yazıp ,sakinleşmeye çalışmaktadır.Babayı ise hiç sormayın , oda ömerin uyku törenine yer yatağında tek başına devam etmektedir .Horlama sesi oraya gelmiyormu :)
Buuuuuuuu
16 Kasım 2008
Düğün ve ömer
......
Dün akşam yakın bir akrabamızın-uzaktan kuzenim- düğününe gittik.Ömer düğün mekanına ilk girdiğinde -ilk defa bir düğüne gitti,gerçi bir kere daha gitmişti ama o zaman bebekti.Takı takmamızla çıkmamız bir olmuştu.Onu saymıyorum.-yüksek volümlü sesten dolayı faltaşı şeklinde açılmış gözleri ve şaşkın ifadesiyle hepimizi çok güldürdü :)
Bir müddet yüksek sesin korkusundan babasına bile gitmedi,ortama alışınca tabii kucaktan kucağa gezmeye başladı.
En son baktım ki bizim küçük adam çekingenliğini ve şaşkınlığını atmış,pistte eller havada oynuyor:)
Düğün bitene kadar bizimki pistte hem oynadı hem de oynayanları seyredip onları taklit etti.Ağzıda keyiften kulaklarındaydı.
Düğün bitti,kuzenim ve damat gidenleri uğurlamaya başladılar .Tabii bizde vedalaştık,tam kapıdan çıkıcaz ki ömer feryat figan ağlamaya başladı ama nasıl bir ağlama anlatamam.Kıyamet kopuyor hemen arabaya koştuk,niyetimiz ömeri araba koltuğuna bağlıycaz ve araba hareket edince susacak ama nerde ,araba koltuğuna bağlıyamıyoruz.Ömer kasmış kendini,parmağıylada düğün salonunu gösteriyor,eşim ve ben uğraşıyoruz ama oturtmak mümkün değil.Annem bir yandan kızkardeşim bir yandan çeşitle şekilleri denedik ama ne oturuyor nede susuyor.Gözyaşları da sicim gibi akıyor.Sonunda düğünün bittiğini anlata anlata,biraz zorlada olsa bağladık.Ama rahat bir 5 dakika daha parmağıyla dışarıyı gösterip ağladı.
Anlıyacağınız ömer bey düğüne bayıldı.Daha doğusu yüksek volümlü müziğe ,danseden insanlara ve sürekli yanan sönen disko havası veren ışık efektine bayıldı :)
Galiba artık düğünlere gitmeye bayılan annemin yanında ömeri de göndericez :)
14 Kasım 2008
Bu yazı sadece sana Ömer.
Birkaç saat sonra eve döndük ve sen daha montunu çıkarmamı beklemeden derginin başına gittin.Gözlerime inanamadım.
Birkaç saat evvel yarım bıraktığın dergiyi hatırlayıp ,bir yetişkin gibi özlemle ona koştun.
Canım oğlum ,büyüyorsun ve her adımın beni daha da keyiflendiriyor .
13 Kasım 2008
Pek bir sosyalleştik :)
Ömer ve Mina :)
Oyun grubumuzu yazmadan olur mu ?Olmaz tabii :)Geçtiğimiz hafta oyun grubu bizdeydi.Ömer hastalıklardan çıkmış olduğundan biraz içine kapanıktı.Efe oyuncaktan oyuncağa koşarken pelinde hoşuna giden oyuncakları keşfetmeyi tercih etti.Genel anlamda ömerin bu mesafesini hastalıklardan yeni çıkmış olmasına versem de ömerin bu içine kapanıklığına üzüldüm.
Akşam eşimle bu mevzuuyu konuştuğumuzda ömerle ilgili gerekli gereksiz herşeye üzüldüğümü farkettim.Sonuçta çocukların büyümesi uzun bir süreç ve sürekli değişim içindeler.Ve hastalıklarda bu gelişimi sekteye uğratıyor.Aslında hepsi bu.
7 Kasım 2008
Bu koltuğa bir karpuz daha sığdırdım :)
5 Kasım 2008
Del,del
Ömerin araba aşkı tariflere sığmaz ,-belki biz öğretiyoruz farkında olmadan ama -bence uzmanların dediğinden yani 3 yaştan çok önce başlıyorlar cinsiyetlerine göre oyuncak seçmeye.
Ben ömeri bebekle oynarken -bebekleride var-yada tam tersi bu yaşlardaki bir kızı araba ile oıynarken görmedim.Tabii muhakkak istisnalar vardır.
Bir başka sevdiği şey ise british counsil'dan ingilizce çocuk şarkıları dinlemek.Özellikle Ten Little Aeroplanes favorisi.
Ben de oyun grubumuz ebrularda toplandığında ,ebrudan öğrendim bu adresi .Oyun grubunun bir faydası daha :)
Bir çoğunuz eminim ki biliyordur bu adresi ama bilmeyen arkadaşlarım için linkini vermek istiyorum . Belki sizde dinletirsiniz :)
http://www.britishcouncil.org/kids-songs-traditional.htm
Ömer ne zaman bu şarkıları dinletsem etrafta kim varsa o an ,çağırıyor.Bayılıyor dinlemeye ve dinletmeye .
Dede del,del :)
Herkesle sevdiği şeyleri paylaşmak istiyor minik kuzum .Ben de blog dostlarımla tabii.
Not:biri bana bu linkleri tek kelime ile yayınlamayı öğretebilirmi,böyle çok uzun oluyor :)
2 Kasım 2008
Kek yaptım.
Az yağı ,şeker kıvamı ve içindekilerle çok güzel ve tam bana göre ,umarım yaparsınız ve benim kadar seversiniz:)
İçindekiler:
1 kahve fincanı süt
1/2 kahve fincanı yağ
2 kahve fincanı şeker
3 kahve fincanı un(tepeleme koydum)
2 yumurta
1 vanilya
1 kabartma tozu
Ana malzemeler bunlar ama siz keyfinize göre fındık ,limon kabuğu,ceviz,tarçın,damla çikolata vb şeylerde koyabilirsiniz.Ben bugün yaptığım keke limon kabuğu rendesi koydum.Tadina doyulmuyordu.Ömer bile kocaman 2 dilim yedi:)
Not:Bu keki ilk ebrularda yedim ve hemen tarifini aldım.O zamandan beri neredeyse gün aşırı yapıyorum :)
1 Kasım 2008
Dediiiiii
28 Ekim 2008
Hoşgeldik :)
Bu da yaramazlıkta son nokta-eminim aynı yaş grubunun hepsi böyledir-.
Bizim uslanmaz ,durulmaz delikanlı ,koltukların üstüne oradan da kaloriferin üstüne çıkıp bu şekilde manzara :P seyrediyor .Bu korkusuzlukla ömer bana çekmiş galiba bende 4. kattaki evimizde balkonun korkuluğundan diğer tarafa geçer -ama çok sıkı tutardım demiri-kendimi denerdim.Düşünsenize elimi bıraksam ,direkt 4. kattan aşağı .Tabii o zamanlar ilkokuldaydım.Anneme şimdi söylüyorum da kulaklarına inanamıyor,.
25 Ekim 2008
Ucuz kaçış noktası
Ö.Ö.-ömerden önce demek oluyor-zayıf ve uzundum.(Şimdi kısaldınmı diyeceksiniz ,hayır kısalmadım ama üst bedenime bağlı olarak kısa görünüyorum .)
O zamanlar ne giysem yakışırdı ve ben de tabii bakardım dergilere ne moda ,ne giymek lazım.Nerde ne kaça vs vs.
Ö.S. artık eskisi gibi değilim, zayıflayacağım-2,3 kilo fazlam var birara vermiştim ,geri aldım .Söyleyince az bir şey gibi duruyor ama hepsi aynı bölgede- düşüncesiyle neredeyse mecbur kalmadıkça hiç bir şey almıyorum.
Neyse sadede gelelim,geçende dergiyi okurken meşhur mankenlerimizden birinin ,küçük röportajı esnasında sarfettiği bir cümle dikkatimi çekti.Ucuz kaçış noktam zara.
Yani indirim zamanı neredeyse indirim yapmayıp ,indirim diye bize yutturan zara.
Geçtiğimiz yıl ,yeni doğum yapmışım -işte 3-4 ay olmuş-orada bir kaban beğendim ama fiyatı acayipp bir rakam.Yok dedim benim bunu almam lazım.Ama fiyatı da acayip bir fiyat,en iyisi indirimi beklemek dedim ve herkeslere haber saldım.İndirim zamanı beni haberdar edin diye.
Neyse beklenen gün geldi.Ertesi gün indirim başlıyormuş.Hemen akşamdan annemi ayarladım ,sabah erkenden gelecek ve ömere bakacak.Ben de kabanı almaya gidicem.Ama hava da felaket , kar yağıyor.
Sabah canım annem beni kırmadı karda kışta bize geldi.Bende ömerin sağılmış sütünü bıraktım ve koşa koşa zaraya gittim.İçeri girdim,kabanı elime aldım ki ne göreyim kaban sadece %10 indirime girmiş.
Bu benim harcadığım yol masrafına bile değmez.Şimdi sabahın köründe evden çıktığımamı yanayım,annemi bize çağırdığımamı,yoksa 1,5-2 ay bu kabanı beklediğimemi bilemedim.
Neyse kabanı aldım ,ama anladım ki zarada indirim mindirim yok.Önce indirim yazıp 3-5 kuruş indiriyor,artık fazla rağbet görmeyen şeyler kalıncada gerçekten indirim yapıyor.
Bu kaban yüzünden başıma gelenler de bu kadarla kalmadı.Çok sevgili kocişim,ona yeni aldığımız eskitme tarzındaki kabanını, kayınvalidemin bu çok kirli bunu bir yıkasanıza beyanatları üzerine makinaya atmış-ben o esnada evde yoktum-,bakmış makina boş gibi duruyor ve benim büyük sıkıntılarla aldığım kapının arkasında asılı zara kabanımıda atmış.
Sonuç 40 derece de eskitme yeşil bir kabanla yıkanan ,gri kabanım olmuş alacalı bir kaban.
Benim tabii bunu görünce yaşadıklarımı tahmin edebilirsiniz.
Önce -eşimin yenisini alırız demesine rağmen-kontrolsüz şekilde dökülen gözyaşlarım,peşinden eşime bir ömür boyu çamaşır makinasında çamaşır yıkamayı yasaklamam.Ve gergin bir kaç gün.
Sonradan kaybedecek birşeyim yok diye , kabanı düşük programda tek başına yıkadım,allahtan tüm yeşili üstünden attı ve normale döndü.
Anladım ki alınacak satılacak her şey bittikten sonra zara indirim yapıyor.
Nerden nerelere geldim :)
Not:Eşim tüm yasaklarıma rağmen hala çamaşır makinasını kullanır :)
24 Ekim 2008
Ne demeli bilmiyorum :(
Umarım en kısa zamanda hatalarını anlarlar.Bizde bloglarımızda yazılarımızı rahat rahat yazarız.
...........
Görüyorum ki blogculukta dur durak yok :)Herkes bir şekilde giriyor bloğuna.
Ylnız benim bir problemim var tunnel programında fotoğraf yükleyemedim ,biri bunu nasıl yapacağımı söylerse çok makbule geçecek :)
Ödül dağıtıyoruz:)
Ömer iyi -ama zargana balığı kıvamında,çok zayıfladı-,ve nihayet içinde ateş düşürücülerin olmadığı normal hayatına döndü.
İştahımız,keyfimiz,her tıkırtıya atılan göbeklerimiz de geri döndü.Aft hala var ama sanırım ,aft ilaçlarının etkisiyle fazla acı hisettmiyor,tabi burnumuzda hala sümüklü ama olcak o kadar :)
Siyap,ilkay,muko ve betül beni bu ödüle layık görmüşler.Bu beni şımartan ödülü ,
20 Ekim 2008
Zor zamanlar :(
Bugün bir türlü kontrol altına alamadığımız ateşi yüzünden ömeri doktoruna götürdük.Cuma günü de götürmüştük , gitmesi kolay olur diye yakında bir özel hastaneye götürmüştük ama yalnış yapmışız.
Şimdi düşününce bu kadar herşey üstüste gelmez canım diyorum ama, geliyor işte :(
.............
Cuma günü ömeri huysuzluk ,hafif ateş ,burun akıntısı ,hafif öksürük ve ağzında hafif bir kan sızısı ile bize çok yakın diye özel bir hastaneye götürdük.
Orada ki çocuk doktoru ömeri muayene etti.3 tane dişi çıkıyor ,basit bir enfeksiyon var birkaç gün sıkıntı çekersiniz sonra düzelir dedi.Ateş için ibufen ve paranox fitil verdi.Ağzındaki hafif kan sızısını sorunca da bir şey ısımıştır diş eti kanamıştır dedi.
Bizde aman ne güzel antibiyotiksiz bu işi halledicez demekki dedik ,evimize geldik.O geceyi sorunsuz geçirdik.Cumartesi ömerin öksürüğü ,burun akıntısı ,ağlaması ,sızlanması artmaya başladı.Cumartesi akşam üstü ateşi yükseldi ama öyle 38 lik diş ateşi değildi.Oğlum ateş alev yanıyordu,ibufen verdik,biraz düşer gibi oldu.3 saat sonra tekrar yükseldi.Bu sefer fitil attık.Oğluşum gece yarısı uyuyakaldı.Tabii annemle ben ayaktayız,bir ara ikimizde bir şekilde uykusuzluğa yenilmişiz ki ömerin inlemesiyle hemen ayağa kalktık.Oğlum öyle böyle değil ateş alev yanıyor,ateşi 40 dayanmış .Hemen soyduk duşa soktuk,ibufen verdik -ama beni kesmedi ,korkudan -bir de fitil verdim.Tam 1 saat sonra inlemeyi bırakıp ,kafasını yasladığı göğsümden kaldırabildi ,bize hafifçe gülümsedi.
Annemlede konuşuyoruz,ömer böyle düzelecek mi,düzelene kadar çok sıkıntı çekecek yavrum diye..
Pazar günü sürekli ibufen,calpol,paranoxla vererek ateşini düşürdük.
Ama gidişat iyi değildi.Ömerin burun akıntısı saydamdan sarıya döndü,öksürüğü arttı,salyaları da neredeyse saat başı üstünü değiştirmemize neden olacak kadar çok aktı.
Gece daha beter bir kabustu.Babam ,annem ,ben hep beraber nöbet tuttuk.-eşim yetiştirmeye çalıştığı kartlarla işyerinde :(-
Yine ateş,ılık duş ,şuruplar vs.vs
Pazartesi, yani bugün bu böyle olmayacak dedik .Ömeri kendi doktorumuza götürdük.
Ve sonuç ömer,
orta kulak enfeksiyonu+çıkarmaya çalıştığı 3 diş+diş eti iltihabı(kanama bundanmış)+ve 3 farklı boyuttaki aftla(ben sadece dilinin ucundaki küçük olanı pazar günü ağlarken görmüştüm) felaket durumdaymış :(
Hepsinin ayrı ayrı ızdırabını yaşıyormuş oğlum.Bu kadar hastalık üstüste gelirmiş:(
Yavrumun çektiği acıyı anlayamamışız:(
3 gündür sadece anne sütü ,su ve bazen yoğurt çorbası ile beslenen oğlum,iyice süzüldü.Ağzındaki aftlardan hiç bir şey yiyemiyor.
Tabii bu kadar rahatsızlığa boy boy ilaçlar alarak döndük evimize.İğneler ,aft ilacı,spreyi,jeli,vitamin ilacı,tabii ibufen ve fitile devam.
İlaç kullanmayı çok zaruri olmadıkça reddeden ben ,şimdi mecbur hepsini vericem ömere ,ama nasıl işte nokta biraz karanlık.
3 gündür ateş düşürücü şurupları bile nasıl verdiğimizi bir allah bilir birde annemle ben .
........
Yaşadıklarının hepsi ayrı sıkıntı biliyorum ama ,sürekli aft sıkıntısı çeken biri olarak-ki genetik yatkınlığımız var-biliyorum ki şu anda en çok aft zorluyor oğlumu :(
.........
Doktorumuza da bugün özellikle sordum ,bu aft vitaminsizlikten mi çıkıyor (eksik mi yediriyorum oğlumu diye,illa kendimi suçlayacağım ).
O da enfeksiyon sebebiyle vücut direncinin düştüğünü ve bu nedenle çıktığını söyledi.B vitaminin iyi geldiği bilindiğinden bir vitamin ilacı verdi.
.........
Kendi kendime soruyorum ,ya diş eti iltihabı.
Geçen hafta kısa bir süre bu problemi çekmiştim .Ömer de emerken genelde elini ağzıma sokar ,dişlerimle oynar.Acaba bu esnada virüsü eline mi bulaştırdım,bilmiyorum:(
.......
Bu kadar sıkıntı çeken miniğimle 3 gündür anne ve yavru kangurular gibiyiz.Sürekli kucağımda hiç kimsede huzur bulamıyor.
Ve yüzüme bakıp bakıp arada usulca öpüyor beni.Şu günlerdeki tek keyfim bu küçük ama çok büyük öpücükler.....
18 Ekim 2008
Dayeeee
En yenilerimiz dayeee-dayı,
Aye-ayı,
opan-osman,
abi-abi,
lena-aleyna
Bunlar şu anda aklıma gelenler ...
Ve ömer anlamsız kelimelerle -belkide anlamlı ama biz henüz çıkardığı kelimeleri anlayamıyor olabiliriz-birşeyleri kırınca yada farklı bir durum olduğunda kendince olanları bize anlatıp duruyor,bizde cevap veriyoruz.
Öylemi ömer,sonra ne oldu?Ömer de daha da coşarak anlatmaya devam ediyor.-anlattığı şeyide parmakla göstermeyi ihmal etmiyor-Daneme hebele kebe,deme yene :)
Benim küçük adamım bayağı erken konuşacak gibi görünüyor-en azından erkeklere göre-.
İlk cümlemiz "dayee ditti."
......
Dün burun akıntısıyla başlayan öksürük , hapşımayla ve ateşle seyreden küçük dayımızın bulaştırdığı viral enfeksiyon nedeniyle ,ömeri doktora götürdük ve aynı anda 3 diş çıkardığını da öğrendik-salya sümük yani her yer -.Dünden beri küçük kuzum kucağımda oturuyor sadece ,başıda göğsümde.
Küçüğüm hem diş hem de enfeksiyon nedeniyle bitkin durumda.
Tabii bugün bir haftadır gitmeyi istediğimiz oyun grubuna katılamıyoruz:( İnşallah haftaya...
.....
14 ayımızı bitirip 15 ayımıza hastalıkla girdik.Kalabalık ortamda çocuk büyütmenin avantajları yanında dezavantajlarıda var.Evde biri hasta olunca ,ilk bulaştırdığı çocuklar oluyor.Bizde bunun dezavantajlarını ne yazıkki sık sık yaşıyoruz:(
16 Ekim 2008
Ba-baaaaaaa.........
Ömerin bu özlemini babasını gördüğü zaman su yüzüne çıkıyor.Babası önden ömer arkadan evin içinde gezip duruyorlar.Eşim yemek yerken bile kucağından kalkmıyor,eşimde tabii bu kadar sevilmenin tadını çıkarıyor.
Geçende yine bu iki günlük bir aradan sonra babamız bizi almaya geldi.Eve bir şeyler almak için markete girdik.Ömer tabii babasının kucağında :)Bir ara ömeri alışveriş arabasına koymamız gerekti.Ömer,hemen şikayet ederek "ba-ba",dedi.Eşim de efendim oğlum ,ömerin hoşuna gitmiş olmalı ki bir daha" baba "dedi,eşimde "efendim oğlum",ömer yine ve tekrar tekrar 15 -20 kez baba daha dedi.Her seferinde de eşim bıkmadan "efendim oğlum" dedi.
Ama sabrın da sonu var tabii.Ömer baba demesine rağmen eşim bir kaç kez cevap vermedi.
Ömer beyde dururlar mı tabii :) ,avazı çıktığı kadar ,tüm tansaşda sesi yankılacak kadar ba-baaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa-yani baba hemen bana cevap ver yada beni kucağına al bak çok sinirleniyorum ona göre-şeklinde bağırınca ,civardaki herkes bize bir bakış attı ve tabi eşim ısrarlara dayanamayarak ömeri aldı.Ama bir 20 -30 kez daha "efendim oğlum" demeye devam etti.
Market boyunca güldüm, ben bu iki adamı da çok seviyorum .
13 Ekim 2008
Taşıyıcı anne sendromu :p
11 Ekim 2008
Bizde
Ancak ebrunun kongresi nedeniyle ebru ve pelin ,efenin hastalığı nedeniyle aslı ve efe gelemediler.
Bugünkü oyun grubumuz küçük bir oyun grubuydu anlayacağınız ama inşallah önümüzdeki hafta hepberaber olucaz :)
Menümüzde bebekler için biber dolması-ömer bayılır-vardı.Bizim içinde dolmadan hariç bol bol börek vardı tabii :)
8 Ekim 2008
Tek başımıza su içiyorus,
Burada küçük beyimiz babasına güreşmek için hamle yapıyor,babamızın da gözü maçta :)
7 Ekim 2008
Çakkıdı,çakkıdı...
Şu aralar en meşhur oyuncağımızda toyiki de kıyametler kopartarak bize aldırdığı pembe bebek arabası .Bazen kendi oturuyor-ve ömeri taşıyor öyle sağlam bir oyuncak bebek arabası yani-bazen evdeki çeşit çeşit oyuncağı içine koyup gezdiriyor,ama gün içinde mutlaka oynuyoruz.
.............
Geçen sabah ömerin eline verdim bebek bezini
"hadi ömer bunu babana götür,altını değiştirsin "dedim
Ömer aldı bezi direkt iki oda ötedeki odaya babasının yanına,tabii elinde bez.Babamız hemen büyük bir mutlulukla yanıma geldi,ben de çok mutluyum tabii ki ,oğluşum emirleri anlıyor ve uyguluyor :)
Aslında bu yazdıklarımı ömer 14 aylıkken yazmak istiyordum ama 1 hafta daha dayanamadım :)
Neyse o zaman yenilerini yazarım :)
Not:Ömercim yarın öbür gün büyüdüğünde belki bu dans hakkında yazdıklarım yada barbie bebek arabası mevzuu hoşuna gitmeyebilir-olur ya baban gibi ağır takılırsın :)-ama napim canımcım ortada böle bir gerçek var :)
4 Ekim 2008
Dans ,Grayder ve Balık
Çok sevgili araştırmacı kişiliğimiz ömerçip,bu görüntüleri çektiğim günün ertesi, balığı yapışık olduğu panodan koparttı...
29 Eylül 2008
27 Eylül 2008
Hayeeey
Ama her şey için bu pek mümkün olmadı ,bazı durumlarda ister istemez hayır dedim.
Bulaşık makinasının kapağına oturduğunda ,
tuvalette kulozete elini soktuğunda ,
tvnin ekranına vurduğında,yada kabloları kolye yaptığın- hayır -dedim.
Eee tabi bu zamanlar kayıt ve taklit zamanları,ama bu kadar erken beklemiyordum.
Bugün sabah ömeri çağırdım.
"Gel oğlum bir öpim seni"
Ömer beyimizden el cevap -hayeeeeey
26 Eylül 2008
25 Eylül 2008
Yoğunluk :( , ömer :)
Bu resim ömer henüz birkaç günlükken ,ne kadar çirkin bakarmısınız :)
17 Eylül 2008
KÜÇÜK PRENS olduk :)
16 Eylül 2008
Miniğim hasta :(
12 Eylül 2008
Ömer-ce
....................
dödüm-dövdüm ,genelde karıncaları parmakları ile ezerken söylüyor.
kepte-köfte.Kepteye bayılır.
attim-attım
aldim-aldım
anneee-anne,
babba-baba,
memme-malumunuz,genelde işten geldiğimde beni görünce ilk söylediği şey memmeeeeeeee...
mamma-yemek ,mama
annanne-annane,
dede-gelip geçen tüm yaşlılar :)
dedo-dedesine böyle sesleniyor :)
dödüldü-döküldü,önce döker sonrada dödüldü
del-gel
hauuu-köpek
düttü-düştü
allaallaallaalla....- Allah , ezan okununca söylüyor .
....Eğer elinden vermediği halde bir şey alırsanız , yüksek sesle size garip kelimelerle bağırır :)
Ömer kola
8 Eylül 2008
2. adresimiz
Artık 2. adresimiz parklar oldu ,herşeyde olduğu gibi artık pazar günü gezmelerimizide ömere göre düzenliyoruz gerçi eşimde ben de bu durumdan pek şikayetçi değiliz.Hem temiz hava alıyoruz ,hem de oğluşum çok mutlu oluyor .
Ama ne yazıkki gidişimizde, dönüşümüzde felaketti.
Ömer araba koltuğundan çıkmak için kıyamet kopardı.Normalde hiç sorunsuz araba koltuğuna oturan oğlum,bu sefer huy değiştirmişti.
Allahtan giderken yol kısaydı ,eline bir büskivi verdik parka gidene kadar onu kemirdi ama dönüş yolunda susturmak mümkün olmadı .
Parkta bol bol yürüdü,yorulunca çömeldi yada yere oturdu,salıncaklara ,kaydırağa bindi.Kısacası bir parkta yapılabilicek her şeyi yaptı :))
...her çocuk gibi ömerde salıncağa bayılıyor ...Şans bu ya parkta üniversiteden iki arkadaşımızlada karşılaştık,onlarda bizim gibi üniversiteden sonra evlenmişler.Ama onlar biraz hızlı çıkmış iki tane çocukları vardı :)Ayaküstü onlarla da sohbet ettik,birbirimizin adreslerini aldık ve zorlu bir yolculuk sonrası evimize döndük....