20 Şubat 2012

Ne zor şey iki erkek çocuk sahibi olmak


Biri bir oyuncağı aldı mı,diğeri zilyon tane oyuncak içinden mutlaka onu ister.Kavga çıkar.Büyük iter ,zorla alır,küçük ağlar bağırır ve mutlaka ısırır...

Her an evde bir boğuşma hakimdir,içlerinden gelen en doğal arzu ile sürekli yerde yuvarlanıp itişirler ve mutlaka biri kafasını bir yere vurur...

Büyük uslu uslu tv izlerken ,küçük tüm yaramazlığı ile gider onu rahatsız eder yada küçük uslu uslu oturup araba sürerken büyük gider ,küçüğün elinde ki arabayı alır ve yine itişip kakışmalar başlar.Oyuncaklar büyük, küçük denmez birbirine fırlatılır...

Biri akülü arabaya binerse ,gider diğeri de totosunu içine koyar :)

Büyük çiş yapıyorsa merak içindeki takipçi küçük ,fışkıran çişi tutmaya çalışabilir...

Tek başlarına son derece uysal iken beraberken iki minnak canavara dönüşebilir...

Liste uzar gider :)

17 Şubat 2012

Mem-me den bir öteye geçemedim

Blog yazmak süreklilik isteyen birşey ara verince soğuyorsun ,soğudukça daha da zorlaşıyor yazma durumu...
Sık sık yazmak lazım...

Murat 1,5 luk kocaman bir bebek oldu.Bayağı konuştuğunu farkettim bu arada ,diksiyonu biraz bozuk bu nedenle söylediği bazı kelimelerin anlamlı olduğunu anlamam zaman aldı.Mesela,

esra-ehra
osman-ohma

gibi söylüyor...baba,dede,meme,ömeğ gibi kelimeleri çok rahat söylüyor.Kullandığı kelime sayısı oldukça çok ama dilinden anlayana :)

Anne demeyi ise reddediyor benim adım Mem-me.Herkes adıyla çağrılıyor ben memme ile :)
Söyletmeye çalışıyorum mesela ,kızarak mem-me diyor.Sen memmesin işte ısrarı bırak gibisinden :)
Alıştım haliyle...Bir de 6 aylı bebekten beter yarım saatte bir talep halinde olmasa daha iyi olurda ama neyse...Son 6 ayı :)


27 Ocak 2012

Ne kısa tutmuşlar tatili...


Ne çabuk geldik sömestirin ortasına.
Hepi topu 2 hafta ama başlarken hep bir sürü hayal kurarım şunu yapim şunu da.Ama bir bakarım tatil başlamış bitmiş bile :) Etaminden bir tablo yapmak bir de bitiremediğim etaminden örtüyü işlemekti niyetim ama daha gidip eksik ipleri almaya vakit bulamadım annemin gününden,kuzenimin bizi heyecanlandıran nişanından ve tabii ömerin ve muratın nazından.
Gerçi bol bol alışverişe vakit buldum :) Ama biter mi eksik o kadar alırsın yine de giyecek bir şey bulamazsın o hesap.
Mesela kar-kış için bir bot alayım dedim alışverişe çıktım dönüşte elimde iki elbise bir etek ,bir de bluz.Ama bot alınmamış,eksik bitmez bu zihniyetle :)
Bu bir hafta boşa gitti,ama önümüzdeki hafta öncelik iplerim de olacak...
Hobi blogumda boş kalmayacak...
....
Ömerin bu tatilini elimden geldiğince -ve annem murata bakmaya kabul ettikçe diyeyim- doldurmaya çalışıyorum.Önce çizmeli kediye ,sonra happy feet 2 ye gittik.Özellikle çizmeli kedi de çok eğlendik...
Happy feet daha çok çocuk filmi formatında kalmış bir animasyon ,gidecekler fazla beklenti içinde olmasın :)
Şimdi dışarıda felaket bir tipi var.Sanırım önümüzeki hafta tüm aktivitelerimiz evde olacak :)))

21 Ocak 2012

Bi bakaymısınız...

Karne telaşı ,notlar ,yazılılar,arada hastalıklar bitmeyen sümükler, ömerin bizi korkutan kusmaları vs ile geçen bir süreçte yazamadım.Biraz vakitsizlik ,biraz isteksizlik, çokça instagram ın cazibesi yazmaktan alıkoydu beni- orada paylaşıyorum fotoğraflarla istediklerimi -...Öyle geçti gitti günler ve çok şükür hastalıklarda geride kaldı.Uzun ve keyifli olacağını düşündüğüm sömestire de girdik :)

Neler yaptık arada...

Güzel ,keyifli, dostlarla dolu evimizde bir yeni yıl heyecanı yaşadık,yoruldum ama güzeldi...Çok güldüm çoook.2012 gülerek geçer umarım ...


Oğlanlar bildiğiniz gibi hareketli ,yorucu ama her gün iyi ki yaptım sizi dedirtecek kadar sevimli...


Bu arada pelinin davetlisi olarak , Eks mutfak akademisinde beraber güle oynaya ,sohbet ederek ve sonun da menümüzü afiyetle yediğimiz kış menüsü oluşturduk ve mutlu ahçı sertifikamı aldım :)


Hem yap, hem sohbet et, hem de ye ...Eeee daha ne ister insan :)


Bugün itibariyle tatile de girdik ,güzel başlasın her şey diye sabah kalktım pankekimi de yaptım...Mmmm çok güzeldi :)


Bu fotoda nokta olsun bu posta,ömerin esra teyze çalışması ...

3 Ocak 2012


Hastalıklar birbiri ardına geldi evimizde.Önce eşim 39 derece ateşle ,bütün gece serum alıp ancak toparlanabildiği ağır bir tonsillit geçirdi,sonra da oğluşlar bronşit oldu.
Ömer rahat ve kolay geçirdiyse de murat için pek de durum parlak değildi,nebüller ,pulmicort ve antibiyotiklerle ancak bir parça toparlandı.
Küçük çocuğun oldu mu ,hastalıklar bitmiyor.
Buraya da haliyle hastalık yazar oldum sürekli.

Ömerin bir kreşe gitmicem artık ,dönemi geldi geçti bu arada.Okuluna gittim öğretmenle konuştum,çocuk gelişim uzmanı ile konuştum sonra hep beraber konustuk.Çözümleme yoluna gittik.
Önce öğretmen düzgün çizgi çizemiyorum diye kızdı bana ondan gitmicem işte dedi.Öğretmenle konuştum,çizmek istemiyorsa yada düzgün olmuyorsa,zorlamayın bizim 7 yaşında öğrendiğimiz bir şeyi 4 yaşında öğrenmek zorunda değil dedim.Okuldan soğumasından sa çizgiyi sonra öğreniversin istedim.
Çocuk gelişimci ile görüştüm,ömerle onun dilinde konuştu.Sorun ne dedi,öğrenmeye çalıştı.Öğretmenle konuştu.
Nitekim halloldu dedim ki,ertesi gün yine gitmek istemedi.
Ben de göndermedim,o dönemde bronşitte olunca okula bir süre gidemedi ve geçtiğimiz pazar anne ben hep evdeyim çok sıkılıyorum diye okula gitmek istedi.
Bu durum da böylece kendiliğinden halloldu.Okulu özleyince ertesi sabah kendi sabah erkenden giyindi ve babasıyla okulun yolunu tuttu...
Ömerin bu kreşle sorunu bir ara çok canımı sıktı ama şimdi mutlu mutlu gidiyor ya benden keyiflisi yok :)

22 Aralık 2011

fimo magnet yaptık


Akşam yemeğini ite-kaka yedikten sonra ömer oyun hamuru oynamak istedi.Normal de 9 da uyurdu kuzum ama o gün öğlen arabada uyuduğundan uykusu haliyle biraz kaymıştı.
Evde oyun hamurumuz da yok,ben hepsini çöpe atmıştım kuruduğu için.
Aklıma yıllar evvel aldığım fimo hamuru geldi,hobi kutularımın birinde yıllardır bekler durur :)Onu çıkardım hemen.Daha önce fimo ile hiç çalışmadığımdan ne yapılır, nasıl yapılır ,önce internetten araştırdım.Ama pek de bir şey bulamadım.
İş başa düştü dedim ve ömerle beraber yoğurmaya başladık.Ama gerisi gelmedi,çünkü hamur inanılmaz sert acaba bozulmuşdur diye düşündüm.Ne de olsa 5-6 yıldır öyle kenarda duruyor :)
Sonra babamıza verdik o bizim için önce iyice yoğurdu ve hamur yumuşadı.Yoğurdukça kıvam alıyormuş fimo,bunu da bu vesile ile öğrenmiş oldum.
Önce bir süre oynadık sonra kurabiye kalıplarıyla kalp ve yıldız yaptık.Sonra fimonun hakkını verelim dedik ve hamurları pişirelim magnet olsun.
Fimolarımız 110 c de piştikten sonra arkasına silikonla mıknatıs yapıştırdık. Ve yerlerini buldu magnetlerimiz....

18 Aralık 2011



Ortada bir salgın varmış,bizim eve uğramadan da geçmez elbet.
Önce ömer sonra murat bu salgından nasiplerini aldılar,şiddetli bir kusma ve ishalle, bitmeyen sümüklerine bir de enfeksiyon eklediler.
Ama bu sefer şansımız yüzümüze güldü de kısa sürede toparlandılar.Ama bu süreçte babalarına da sattılar enfeksiyonu.Devasa ebatlardaki sevgili eşim şimdi enfeksiyondan muzdarip :)
Sümüklerimiz hala yerinde ama :)

Ben yeni okuluma alışma safhasındasındayım hala,gidiyorum geliyorum.Bu okulun kendi içindeki dinamiklerini anlamaya çalışıyorum.Gayretli öğrenci ile iki dakika oturulmuyormuş onu öğrendim bu arada.Sürekli yeni sorular , silinen ve doldurulan bir tahta.
Her gün okul çıkışında uzun bir yürüyüş ve tabii bu tempoda kilo verdim ben :) Sadece 2 kilo fazlam kaldı.Tüm eski kıyafetlerimi giyebiliyorum.38 bedenleri bile ama azcık dar :)

İlk defa ömrü hayatımda bir hediye kazandım şans usulü :) İlkayın çekilişini kazandım :)Şimdi ağacımı bekliyorum...Yeri hazır...

30 Kasım 2011

ve o beklenen şey :)


Benim küçük sarı böcüğüm nihayet yürüyor,aslında yaklaşık iki haftadır yürüyor.
Bizde sabırsızlıkla beklediğimiz bu gelişme için çok mutluyuz.Artık etrafımda gördüğüm tüm insanlarda, endişe ile sizin çocuk ne zaman yürüdü sorularımdan kurtulacaklar :)

Kelime haznemiz de genişledi.

Pöpek- köpek

teyzi-teyze

babali-balık
.
.
.

26 Kasım 2011

nereye kaçmış ki



Ömerle yaşadığımız bir kaç diyalog...

E -Ömer hadi beraber kek yapalım .
Ö-Anne sen kendi başına yapabilirsin bence,benim işim var ...
E-!!!!


Arabada çorabımın kaçtığını farkeden ben,

E-Aaaaa çorabım kaçmış!
Ö-Anne nereye kaçmış ki
E-:)

Ömerle murata kızdığım ve sesimi yükselttiğim bir anda,

Ö-Anne bize nazik davransana...Böyle davranırsan muratla beraber senden boşanırız,evden gideriz ona göre...
E-!!! :))


Çok mutluyum be blog


11 yıllık meslek hayatım boyunca istediğim şey nihayet oldu,üsküdardaki bir düz liseye tayin oldum.Çalıştığım okulda norm fazlasına -yani ihtiyaç dışı ,fazla öğretmen demek- düştüğümde üzülmüştüm ama işte her işte bir hayır var.
Norm fazlası olduğumdan aradan ,boş kadrosu olan ve istediğim okula atadılar :)
Çok da sevinmek istemiyorum aslında,sonrası hayal kırıklığı olmasın diye.
Yıllarca meslek liselerinde ,ilköğretim okullarında çalıştıktan sonra nihayet düz bir lisede matematik anlatabileceğim :) bu fikir bile beni mutlu ediyor ama napim :)

22 Kasım 2011

Çok güzel bir gündü...


Kahvaltı için davet mailini ilk aldığımda gidip gitmemekte kararsız kaldım,çünkü perşembe günüydü yani okul günü :)
Küçük bir kaçamak yapayım dedim sonradan ne olacaktı ki zaten o gün dersim çok azdı.
Ve gittim iyi ki gitmişim ,keyifli güzel bir gün oldu benim için.
Hep izlediğim bloggerları görmek, roys ve selinle tanışmak ,hep beraber kahvaltı yapmak,bebekde deniz manzarası seyretmek, belki biraz doğuş dedikodusu :) ve çokça çocuklarımızın doğal stand-up showları derken keyifle su gibi akan bir kaç saat...
Tadı çok damağımda kaldı çook...

Annelutfen.com dan ,yeni oluşumlarından ,işe başlangıç noktasından bahsettiler rosy ve selin...Bu girişimcilikleri ve düşüncelerini gerçekten çok beğendim.
Bir annenin bebeği için ihtiyacı olabilecek her türlü ürünü barındıran ,güvenilir tüm markaların olduğu ,güzel bir alışveriş sitesi oluşturmuşlar.

İnternetten benim gibi oturduğunuz yerden ,bir kaç tıkla alışveriş yapmayı sevenlerdenseniz tavsiye ediyorum Annelutfen.com

17 Kasım 2011



Hep böyle olsanız bir ömür,sevgiyle baksanız birbirinize.
Etle tırnak gibi olsanız,
Birbirinizin arkasında dursanız,
Biri düşünce ,diğeriniz kaldırsanız,
Birbirinizi destekleseniz,
Birbirinizle hiç yarışmasanız,
En büyük tartışmanız bile sarılarak bitse,
Dara düşünce ilk birbirinize koşsanız,
Birbirinizi koruyup gözetseniz,
Birbiriniz için " Ben onun abisiyim " , " Ben onun kardeşiyim " diyip gururlansanız,
Beraber tatillere gidip,beraber eğlenseniz,
Birbirinizin en yakın dostu,arkadaşı,sırdaşı olsanız,
Kardeşliğin en güzelini yaşasanız,

Ve bir ömür sevgiyle baksanız birbirinize...

yoğurt keyfi :)



Özgüven çocuğun doğuştan getirdiği kişisel özelliklerle beraber, bizim de ona verdiklerimizdir bence.
Daha 1 yaşındayken hatta daha da önce bebeğimiz kendi kendine yemek için ,ilk girişimlerde bulunur.Kaşığı alır ağzına götürmek ister yada bardaktan kendi suyunu kendi içmek ister.
Bebeğimizin kendi kendime başarmak istiyorum mesajını alabilirsek ve en önemlisi üstü başı kirlenir ,mutfak rezil olur,duşa mı sokucam şimdi ,daha çok erken beceremez fikirlerini de bir kenara atabilirsek tabii ,kendi kendine birşeyler yemesine izin veririz.
Her zaman meyve ,pilav yada makarnasını evlere şenlik bir şekilde ,tek tek toplayarak yiyen murata bu sefer yoğurt verdik.Ve de hem fotoğraf çekmek hem de ne yapacağını merak ettiğimizden son ana kadar serbest bıraktık,haliyle durumu abarttık :) Sonuç...


Yoğurt keyfinden hemen sonra abisiyle beraber duş keyfi yaptılar tabii :)

13 Kasım 2011

Geçen seneye göre daha kolaydı aslında :)



Sabah kahvaltı yapıldı ,tam bir saatte.Muratı yedir arada kendin ye,ömeri yemeğe oturması bir şeyler yemesi için ikna etmeye çalış.
Anne ben dün akşam yemiştim tokum cümlesine bir süre gül ve doymuş muratı babaya verip,
yememek gibi bir alternatifimiz yok,birazdan sofra kalkınca ben tekrar sana bir şeyler hazırlayamam tehdidi ile az biraz yedir.

Sonra tam bir saate hazırlanıp tüyap kitap fuarına git, 2,5 saatte.
Yolda iki mola ver,bitmeyecek gibi görünen trafiği geç ,çocukları yedir içir , arabada meyve servisi yap vs vs...
Ve nihayet mutlu mesut tüyap a ulaş.
Ama o da ne korkunç bir kalabalık .
Kalabalığa rağmen ısrarla tüyap a gir
Biri memme diye ağlaşan bir 1 lik bir bebekle ,bebek arabasında olduğu halde çok yorulduğunu iddia eden bir 4 lük oğluşla ,hepi topu 3-5 stand gez 3-5 kitap al gel.

Çıkışta seneye daha kolay olur ,murat 2 yi doldurmuş olucak ve mutlaka hafta içi gelmeli,düşünceleriyle dön...

Geçen seneye göre daha kolay bir oragnizasyondu :))) Buradan yola çıkarak,teorimi kendime ispatlıyorum :)

10 Kasım 2011

Esin's



Yeni bir blog açtım bir süre önce kendime.


Çocukların bloğunu kendi hobilerimle işgal etmeden orada yazayım istedim.
Öyle çok sık yazabileceğimi düşünmesem de ,ara ara uğrarım oraya da...
Yapmktan keyif aldığım herşeyi paylaşıcam,keçe işleri,kek börek mama vs ...

Hobi bloğuma da beklerim :)


LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...