17 Temmuz 2013

Koş Esin Koş



Standart yaz tarifesine tam geçtik , Ömer ananesinin dükkanın önünde bisiklete biniyor, biz de muratla evde takılıyoruz.
Şimdi uyuyor , artık bu bloğu daha çok güncellemeliyim diye söz verdim ya kendime... Hemen oturdum  bilgisayarın başına yazıyorum :)

Geçen hafta iğneadaya gittik ,kısa bir tatildi ama... Ben ve üniversiteden bir arkadaşım ve tabi onun kızı benim iki oğlan.
Aslında giderken emin değildim ikisiyle de tek başıma ilgilenebilirmiyim diye, ama tereddütü bir kenara bıraktım ve cesurca :) tatile gittim...
Tabii tahmin edebileceğiniz gibi tatilde hiç dinlenemedim ,biri ağlar ona koş öbürü asude - arkadaşımın kızı- kavga eder ona koş.
Murat kuma basmaz , Ömer bensiz yüzmez...
Gönüllerini yapmak da zor , tabii çok yoruldum. Hatta bunları eve bırakıp birkaç günlüğüne tek başıma tatile mi çıksam diye düşünmedim değil ama hayal tabii :)
Yorucu bir tempoydu , hatta beraber gittiğim arkadaşım adımı  hiperaktif anne koydu :) Ama iki erkek çocukla başka türlüsü pek de mümkün olmuyor... Beni ancak iki oğlu olanlar anlar ... :)
Ama güzeldi herşeye rağmen, kuzularımın mutluluğu beni de mutlu etti.




Not : Dersimi de aldım onu da yazayım bundan sonra babamız olmadan ,şuradan şuraya gitmem :)

16 Temmuz 2013

ordan burdan

 Ne çok zaman olmuş yazmayalı...
Blog artık bir lüks oldu hayatımda ,bilgisayar başına oturduğum yok ki bir de blog yazayım. Telefon zaten bir çok işimi görüyor bilgisayara ihtiyaç duymuyorum , kuzular da büyüdü haliyle sorunlarda büyüdü derken seni unuttum be blog...
Ömer 6, murat sa neredeyse 3 yaşını doldurmak üzere.
Ben de 37 :)
Ama herşey güzel, şükür ...



Tatile fethiye ölüdenize gittik, murat mızırdanarak arada bizi zorlasa da ,babamızın herşeye yeten performansı ile rahatça altından kalktık karı-koca...
Ömer de iyice hisli bir çocuk oldu, ne yazık ki benim gibi alıngan ...
İki çocuğum öyle farklı ki birbirinden ,biri hayvanlara yaklaşamazken diğeri tam bir korkusuz.Her hayvana sorgusuz sualsiz yaklaşıyor murat. Ömer nasıl hisli bir çocuksa muratsa tam tersi herşey de soğukkanlı .
Bir parça kolaylaşsa da hayat , hala zor iki çocukla.

Ama hep şükür...Çok şükür...






5 Mart 2013

Telaffuzu zayıf çocuğumun


Makarnasını bitirip yenisini isteyen murat,

"Anne natarna bitta."

Türkçesi ,anne makarna bitti :)

15 Ocak 2013

zaman geçiyor ,arkasında acı tatlı anılar bırakarak...


Hayatımızın bu son birkaç ayı son derece zor geçti, ben sevmem acıları paylaşmayı pek.Sanki paylaştıkça artar gibi gelir acılar...
Zaten hayata da bir nevi sınav için geliyoruz anladım ben 36. yaşımda...Esnetiyor acılar kişiliğinizin en sert yerlerini,törpülüyor gururunuzu...Ve alışılıyor her şeye,öyle de yaşanıyor ama eksik... Ama yaşanıyor işte...


 Kuzularım büyüyor ,büyümelerini izlemek en mutlu olduğum şey hayatta... Onlarlayken acılar da uzak...


Okulların tatil olmasına az kaldı, sabırsızlıkla tatili bekliyorum.Ama en yoğun günlerim ,yazılılar vs ...


Başka da pek bir şey yok işte :)


27 Ekim 2012

Olmadı beceremedim :(


Sütten kesemedim... 20 aylık olunca niyetlendim, hadi dedim kocaman oldu Murat, benim de sağlık sorunlarım var ilaç içmem lazım, keseyim dedim ama içim rahat etmedi. Ömer 25 ay emdi şimdi bu kuzumu 20 ay emzirince haksızlık olur dedim. İlaç kullanmadım, ama emzirmeye devam ettim. Fazla duygusalım biliyorum :)
24 ayı yani 2 yaşı dolunca , bu sefer onun geçirdiği ufak bir rahatsızlık sebebiyle gönlüm elvermedi , bıraktıramadım.
26 aylık oldu ve ben bırakmaya hazır olduğumda , aslında  6 aylık bir bebek gibi aklına estikçe süt istemeseydi belki bir süre daha emzirirdim , artık canıma tak ettiğinden diyeyim. Zınk diye kesiverdim anne sütünü. Göğsüme sürdüğüm tuz bu iş için biçilmiş kaftandı. Bir - iki gece ağladı sonra pes etti. Ama bu sefer de başka bir sorun oldu,çok sık emzirirken birden sütten kesince göğüslerim çok rahatsız oldu, canım acıdı. Bu sefer de can havliyle sadece uyurken emzirdim. Ama kuzum bir gece sonra durumu farketti ve geceleri ısrarla süt istemeye başladı. Ben hala geceleri emziriyorum muratı :(
Şimdi son bir gayret gece emmelerini de kesicem ... Umarım kolay bir süreç olur bu memeden tamamen kesme olayım...

24 Ekim 2012

Özet geçeyim bunca olanı...




 Bu yaz adamakıllı şöyle bir hafta, on gün tatile çıkamadık ama ufak ta olsa tüm tatil fırsatlarını değerlendirdik. Hatta eşimin iş için gittiği Eskişehir , bizim için tatil mekanı oldu.
Takıldık babamızın peşine...



Babamız çalışırken iki kuzumla ben karış karış gezdik eskişehir'i.
Sazova parkı, Odun pazarı, Kurşunlu külliyesi, Porsuk çayı ...vs vs ...
İyi ki gitmişiz Eskişehir'e...Çok sevdik, çok beğendik özellikle Sazova parkını, korsan gemisini, masal trenini ve masal şatosunu...




                Hatta doyamadık, bir fırsat olsa yine gideriz Eskişehir'e :)




Erkek kardeşimi evlendirdik bu arada...
Kına için ankaraya gittik geldik ,15 gün sonra İstanbul'da düğün yaptık.Son derece koşuşturmalı bir süreçti ,düğünün akabinde o hızlı tempodan sonra boşluğa düştüm resmen :))
Küçük ama sevimli ve tabii çok hareketli bir tekne düğünü oldu kardeşimin düğünü.



Abiye ben ,spor sevgili :)

Bol bol gezdik tabii, sosyalleştik sinema, tiyatro, kahvaltı vs vs geçti gitti bir koca ay...

16 Ekim 2012

Esin ne diyor murat,son günlerde en sık duyduğum cümle


Murat'ın dili yavaş yavaş çözülmeye başladı.Telaffuz felaket ama :)

"Anne takiş bin."   Anne taksiye binelim :)

"Baba ditta,abiyla ditta."   Baba gitti,abiyle gitti :)

"Anne pepe ac"

"Bilştar ditta."  Bilgisayar kapandı :)))

Dil böyle olunca, sık sık insanlarla Murat'ın arasında tercümanlık yapıyorum  :)

25 Eylül 2012

Geç mi oldu ne :)


  Eylül başı yaptık gecikmiş doğum gününü kuzuların...Ama kardeşimin Ankara'daki kınası, arada 3-4 günlük bir Eskişehir gezisi ve tabii geçtiğimiz hafta sonu düğün derken yayınlamaya fırsat olmadı.Şimdi de o koşturmadan sonra boşluğa düştüm resmen :)



İki kuzumun doğum günleri arasında sadece iki hafta olduğu için geçen sene olduğu gibi bu sene de , ikisinin  doğum günü kutlamasını beraber yaptım :)


Kalabalık ,koşuşturmalı, bol gürültülü ve ağlak bir gündü. Ama herkesler pek bir eğlendi :) Pastayı ben yaptım, pacman li pastam lezzet açısından oldukça profesyonel bir pasta olmuştu. Görüntüsü yorumsuz :) Biraz daha çalışmam lazım sanırım :)



Ömer, efe ve kaan :) 

28 Ağustos 2012

Hazır değilim ki ben ama :(



 Dışarıda felaket bir yağmur var , doldurdum kahvemi en sevdiğim fincanıma, kahve keyfi yapıyorum. Ömer'le Murat öyle oyuncakları ile kendi kendilerine oynuyorlar. Bir annenin en sevdiği anlardan biri bu olsa gerek , en azından benim öyle :)

Okulların açılmasına 3-5 gün kaldı, bense pek hazır değilim hobilerimle ve oğullarımla pek bir mutluyum evde. Hem daha adam akıllı bir tatile bile gidememişken, hiç hazır olunmuyor.

Etamin işlerini çok severek yapıyorum, kuzularımdan fırsat buldum bu tatilde üç tane pano yaptım.Genelde sahuru beklerken yaptım.


Ama en sevdiğim bu matruska oldu. Pek bir sevimli geldi bana...Diğerlerini görmediğiniz tabii.İnşallah onları da eklerim yakında.
Bol bol gezdik bu yaz İstanbul'da, yeni tatlar denedik, müzeler gezdik, arkadaşlarımızla buluştuk, bazen eşimle başbaşa takıldık velhasıl güzel bir yaz geçirdik.

Bu kadar keyifli bir yazdan sonra işe gitme fikri hiç iç açıcı değil...


Öyle yada böyle yaz bizim için bitti, okullar açılıyor, ben hazır olmasam da :)))


20 Ağustos 2012

Bir garip


Bir süredir ama yeni bir şey bu daha, Ömer'le Murat neredeyse hiç kavga etmiyorlar.
Hatta Ömer canı gönülden , kardeşim diyor.Murat'ın yaptığı değişik hareketleri bana gülerek anlatıyor ve ona istediği oyuncakları  veriyor.



Ömer mi Olgunlaştı ve büyüdü yoksa Murat mı , yoksa her ikisi mi bilmiyorum.
Ben de şok durumlardayım, çünkü neredeyse hiç sorun yok bu evde şu aralar , aman maşalah diyim siz de diyin nazar değmesin bu duruma...İyi geçinen iki kardeş en büyük nimet çünkü :)

17 Ağustos 2012

5 rakamının en anlamlısı...Ömer'imin yaşı...





Bes yıl önce bugün, bu saatlerde, ilk göz ağrım,gözümün bebeği, akıl küpüm, ilk minik kalbim, Ömer'im aramiza katildi . O zamana kadar yaşadığım en güzel ani tattim ve ben anne oldum... İyi ki doğdun küçüğüm , iyi ki doğdun ilk meleğim... Daha nice sağlıklı , mutlu günlerini görelim, cocuklarını sevelim. İyi ki doğdun canımın en içi...

9 Ağustos 2012

Bir kesememe hikayesi


Murat 25 ayın içinde, ben bırakmaya cesaret edemediğimden hala emziriyorum. Ne cesareti bu şimdi diyebilirsiniz ama muratı görseniz ve onun emmek üzereyken yaptığı türlü türlü şımarıklığa , bazen sevinç çığlıklarına , yalanmalarına hatta ağız şapırdatmalarına şahit olsanız ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. Tam beş aydır, evet abartmıyorum beş aydır ayırmayı düşünüyorum türlü türlü sebeplerden, ama başaramadım. Murat'ın protestolarından, ağlama krizlerinden korktum...
Bunu anlattığım hatun kişiler  "ay ne kadar anaçsın " , "ay ne kadar hassassın" bırak bir şey olmaz dese de , gönlüme su serpmeye çalışsa da cık beceremedim...

Emzirme maratonum ,bu kadarcık da değil, onu da söylemeliyim. Ömer 'i 25 ay emzirdim tam sütten kestim, sürpriz tekrar hamileyim :) Gebelik ve tekrar 25 ay emzirme :)

Kabaca bir hesapla son 6 yılımın, 18 ay gebelik, 4 yıl 2 ayı da emzirme ile geçti. :))) İşte böyle ...


Ama kararlıyım blog camiası, 2  yaş 10 günlük kuzumu bu hafta içinde memeden kesicem, inşallah :)))

7 Ağustos 2012

Zamanı geldi galiba


Murat bir süredir, kakasını yapmadan bana haber veriyor. Ben de yap oğlum diyorum ve o koltuğun bir kenarında kakasını bezine yapıyor.

Bir süredir totosunda bez de tutmuyor: Bezin cırtlarını açıp çıkarmaya çalışıyor, ama tabii body si buna engel.
Bazen body si de engel olamıyor o bez çıkıyor ama neyse :)

Tuvalete alıştırmak için hazır gibi Murat ama Ömer de yaşadığım sorunu yaşamaktan korkuyorum. Ömer 20 aylıkken, kakaya 1 günde alışmıştı ama çişe alıştırmam zaman almıştı. Bu arada tv dolabının üstü de dahil olmak üzere bin türlü yere çiş yapmıştı.
En son doktorumuz erkek çocuklarının çiş kasları 2,5 yaşında olgunlaşıyor diyince bir süre beze geri dönüp sonra  tekrar çişe alıştırmıştım. Bir hafta gibi kısa bir süre de alışmıştı.
Şimdi Murat'ı bu konuda yormamak -tabii kendimi de - bir altı ay daha beklemeyi düşünüyorum...

4 Ağustos 2012

Ne başlık yazayım bilemedim



Restaurantta masanın üstüne tuz, karabiber döken, sonrasında başka bir çocukla sohbete dalıp yanına gelen kardeşinden kaçan Ömer'e kızan ben ,
E- Ömer hemen yanıma gelirmisin !!!!!

Yanıma gelen ömer sessizce kulağıma doğru,


Ö-Anne beni küçük düşürdüğünün farkında mısın ?
E-Peki sen ne yapıyorsun ?
Ö-Ben seni küçük düşürmüyorum, sadece yaramazlık yapıyorum anne !!!!
Bir şey diyemedim, bazen kim ebebeyn bilmiyorum ...




3 Ağustos 2012

2



İki yıl önce bugün, bu dakikalarda ailemize minik bir kalp daha katıldı... Kaan Murat ... İyi doğdun minik meleğim, utangac kuzum, uslu bebeğim... Daha nice sağlıklı, mutlu günlerini görelim, cocuklarını sevelim...
 İyi ki doğdun canımın en ici ...




LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...