26 Mayıs 2011

The picnic


Yaz geldi,nihayet ...Gözümüz yollarda kalmıştı :)
Hava sıcak olunca ,her bir çimen parçasını gördüğünde ömerin aklına piknik gelir oldu.O standart bir türk :)
Geçtiğimiz cumartesi karar verdik pazar nezahat gökyiğit botanik bahçesine pikniğe gidelim diye.Pazar sabah erkenden kalkıldı,kahvaltı yapıldı.Anne gözlemeleri yaptı,götürülecek her türlü mamayı hazırladı.
Sonra yere serilecek örtüler,çocukların uyumaları durumunda üstüne serilecek örtüler ,baş koyacak yastıklar,muratın yedek kıyafetleri,ömerin yedekleri,murata oyuncak,ömer için top,piknik masa sandalyesi,yedek çöp torbaları,bebek arabaları ve tabii çocuklar...
Tüm hazırlıklarla ilgilenen bendim tabii.


Hazırlanmayı bitirince ki bu öğlen 1 i buldu.Bindik arabaya doğru botanik bahçesine,gittik ve sürpriz ! botanik bahçesinin otoparkı ataşehirin içindeymiş artık.Elimize verdiler karışık bir harita,bul bulabilirsen.Gittik sorduk soruşturduk bilen yok,gösterilen yere 100 m belki ama
bulamadık.Döne döne sorduk ama bir bilen yok :)
Bizde bastık gaza ,şileye vardık :)Bir mesire yeri bulduk yada ama mesire yeri demeye bin şahit lazım orman gibi.Girişte verilen para nereye gidiyor meçhul.
Güzel bir orman diyelim biz...


Güzelce pikniğimizi yaptık,ömer babasıyla top oynadı,murat hipnotize olmuş gibi göğe uzanan ağaçları izledi.Üç ila dört saat göz kapatıncaya kadar geçti.
Oğullarım çayır çimene doydu,tabii bizde.
Eve döndük tüm eşyaları arabadan eve taşıdık,resmen taşınıyormuşuz hissiyatı içindeydim...

Oturduk ki bir baktım ki dizimde bir siyah nokta ,yaklaşınca malumunuz kene ile karşılaştım.Önce bir panik yaptık,sonra yok yok istanbulda hiç sorunlu bir durum olmadı dedik.Sonra gene panik olduk biz doktora gidince çocuklara kim bakacak diye,annem düğünde babam dükkanda, kız kardeşim ise kapadokyadan dönüş yolunda .
Neyse annemi aradık o ilk taksiyle geldi babam da dükkanı kapadı.Sorun çözümlendi,
Hemen hastaneye gittik,kene çıkarıldı.Doktor teskin etti bir sorun olmaz diye,sonra tahliller yapıldı doktor gene teskin etme durumunda :)
Yarım saat sonra sonuçlar iyi çıktı ve biz evimize döndük.
Sanırım uzun bir zaman pikniğe gitmek istemiyorum,yine kene yapışırsa ,doktorlar vs gözümde büyüyor.
Bir müddet sadece ananemin bahçesinde piknik yapıcam sanırım...Yaşasın ananemin bahçeli evi :)

25 Mayıs 2011

Tek tek diziliyoo



İlk gördüğümde hama boncuklarını ne olduğuyla ilgilenmemiştim.Sonra internette gezerken gördüm yapılan magnetleri ,yaka iğnelerini.Bayıldım ama ömer küçüktü yutma tehlikesi vardı erteledim almayı.Geçen gün yine bir ikea gezisinde aldık , ömer büyümüştü nasılsa ve muyat efendi bir kaç aya kalmaz herşeyi sabote eder hale gelecekti.Bundan iyi bir zaman dilimi olamazdı.
Eve geldik büyük bir hevesle yaptım,yaptım diyorum çünkü ömer genelde elini kavanoza daldırıp boncukların yere saçılması seyretmeyi tercih etti.
Güzel, boncuklarla bir şeyler yapmak ama ço...ok zor...Tek tek al yerleştir ,yerleştirirken bir kısmı düşer,onları düzeltirken diğerleri oynar yerinden :)
Zordu ama bir traktör magnet yapmayı başardım , bir de nazar boncuğu :)
Ama nazik kız çocuğu parmakları için daha uygun geldi bana ...
Yine de hama herkeslere tavsiye edilir,tabii siz daha önceden yapmamışsanız :)

24 Mayıs 2011

Bu ne şimdi !


Bugün ömer öğleden sonra odasına gitti ve uyudu ...
Hem de kendi başına,omzumuza alıp gezdirmeden,ninniler söylemeden...3 yıl 9 ay taşıdım onu ben...
Sadece bugün kendim uyumak istiyorum dedi ve odasına gitti ve kapısını kapadı.
Bu duruma inanmadığımdan muratla salonda oynadım on dakika kadar ,hiç oyuncak sesinin gelmediğini farkettim ki ,bunu farkettiğimde muratı emziriyordum.Tek nefes koşarak ömerin odasına gittim.Kucağımda emmeyi bıraktığı için mızırdanan murat,korku ve endişe dolu bir şekilde odaya daldım ,kafamda da bin tilki yok pencereden düştü, yok bayıldı uyuduğuna asla ihtimal hala vermiyorum :) .
Evet benim her öğlen uyumamak için bin dereden su getiren oğlum 10 dakikada kendi kendine uyumuştu :)
İçim mutlulukla doldu bir anda ,onca gittiğim reiki seminerlerine rağmen,her normal anne gibi hemen kafama dolan abuk subuk felaket senaryolarıma gülüp ömerin bu kendi kendine uyuma olayının daimi olması için dua ederek yavaşça kapadım kapıyı :)
Keşke ,keşke 2- 3 yıl evvel olsaydı bu ,18 kiloluk bir çocuğu her gün omuzuna yatır uyut çok zordu ama başka şansım da olmadı ben ferber yada başka bir teknik uygulayacak bir anne olmadım hiç...
Neyse geç ama güç olmadı en azından temennim muratta bu kadar geç olmaması :)

20 Mayıs 2011

Gecikmiş anneler günümüz


Ömrümün en güzel resmi



Ömeri kumdan ve kızlardan ayırmak pek de mümkün olmadı :)



Böcük


Böcükümün bana yaptığı çiçeğe bakarmısınız.
Canım o benim...

19 Mayıs 2011

O mutlu ya ben daha mutluyum




Oğlum çok mutlu okulunda,koşa koşa gidiyor.Her gün bir şiir bazen bir şarkı,bazende güzel bir bilmece öğrenmiş geliyor eve.İngilizce öğreniyor,yarım yamalak telaffuzu bizi çok güldürüyor,bazen hayvanların farkında olmadan ingilizce isimlerini söylüyor.Yarışmalardan, arkadaşlarından bahsediyor,yaptıklarını anlatıyor uzun uzun.
Ebebeyn olmak bu demekmiş çocuk mutlu anne-baba mutlu...
O mutlu biz mutlu...

Not : Kırmızı kollu gri tişörtlü afacan, benim ömer :)

14 Mayıs 2011

Çayır çimen özlemi

Yaz gelmedi gelemedi,havalar soğuk biz hala kalorifer yakıyoruz ,mayıs ayında bile...
Gelse artık...
Bir sürü planlarım var benim.
Tatiller,gezmeler,müzeler.
Hatta oğluşlarımı alıp şöyle bir çayır çimene yayılıvermeler.
Ayrı ayrı herkeslerle gidilecek piknikler.Bu havada da gidilir evet ama benim küçük danam hemen sümükleniyor.
Gel artık yaz ,gel...

10 Mayıs 2011

35taşınmaömermurathastalıknikon

Taşınma olayını nihayet sonlandırdık,açılmayan koli ,yerleşmeyen aksesuar,yerini bulmayan ıvır zıvır kalmadı.Her bir şey yerinde.
Deniz manzaramız annemlerden alışık olduğum bir manzara olduğundan beni çok da etkilemese de eşim ve cümle arkadaşlarımız çok beğendi.

35 oldum ...Cahit Sıtkı ya göre yol yarısı :) Ben yol yarısına bir 5-10 sene daha var diye düşünerek kendimi avutuyorum.Yaş aldıkça, yaşlılık diye tabir ettiğim yaş aralığı ileri gidiyor.Önceleri 50 den sonrası bana yaşlı gelirdi,şimdiyse 70 yaşlı demek için uygun bir rakam gibi geliyor :)
Bu seneki doğum günüm en orjinaliydi,çünkü 23 nisanda yani doğum günümde taşındım :)
Mecbur minik partimi 1 hafta sonra koliler içinde yaptık :)


Bu sefer çok yoruldum evi yerleştirirken ,muratın orta kulak iltihabı+broşioliti de tuz biber oldu.3 ayrı antibiyotik kullandık,antibiyotik yazmayan doktorumuz muratın bir türlü geçmeyen hırıltıları ve kulak ağrıları nedeniyle kutu kutu yazdı ilaçları.
Çok şükür atlattık ...

Şimdi keyifli keyifli evimize alışmaya çalışıyoruz,ömerin daha önceki taşınmamızda ki yaşadığı alışma süreci gibi bir durum olmadı,direkt ısındı eve.Tabii ananeye bu kadar yakın olmamızın da bunda etkisi çok.


Dedenin dükkanının önünde komşu çocukları ve kuzenlerle bol bol oynuyor ömer,tabii kreşten vakit oldukça :)

Murat ,minik yavrum dişleri ile pek bir meşguldü ,hastalıklarından kalan vakitler de.4 tane incimiz var artık.
Tembel tombalağım nihayet 9 aylıkken emeklemeyi başardı :)


Ben de bu kadar hastalık taşınma vs içinde kendimi 3-5 saatlik sıkıştırılmış bir nikon fotoğrafçılılk seminerine attım.Öğrencilik günlerime döndüm.Ama bu seminer pek de yetmedi bana şu muratım yaş alsın,daha uzun süreli ve daha verimli olacak bir kursa gitmek istiyorum ,bakalım...

28 Nisan 2011

Anane otel



Taşındık,yerleşemedik...
Evi bir türlü içinde oturulur hale getiremedik,kolileri boşalt boşalt bitiremedik.Havalar çok soğuk ,doğal gaz görevlisi de gelmeyince kaloriferi açamadık.Üstüne muratın sümüğü bronşiolite dönünce,ben faranjit olunca yeni evimize hiç giremedik.
Anane oteldeyiz şimdilerde.Hizmet,hürmet,keyif,sevgi en güzelinden...
Bana yardıma gelen ayfer ,annem hep beraber yerleştiriyoruz yeni evimizi ağır ağır...Şu havalar bir düzelseydi,şöyle ucundan bir sıcağı görseydik ne güzel olurdu :)Belki hastalıklarımız geçer daha kolay yerleşirdik evimize ve keyfini çıkarmaya başlardık boğaz manzaramızın...


19 Nisan 2011

Taşınıyorum...




Hem de bayıla bayıla...Ay ben bu evi nasıl taşıyacağım diye düşünmeden,sabahları içimde garip bir huzur hissederek,şimdi oturduğum evin sahibinden ,neminden ,küfünden buna rağmen astronomik rakamından kaçarcasına,mutlu mesut taşınıyorum...
Hemde annemin evine 100 m mesafeye...
Haliyle bir süre de bu sebeple yokum...
Eeee bana kolay gele...


17 Nisan 2011

Veni vidi...

Amacım fotoğrafçılık fuarını güzelce gezmek ve objektif bakmaktı.Hazır gitmişken kırtasiye fuarını da gezicektik tabii,eşimin işi dolayısıyla...
Fotoğrafçılık fuarı düşündüğüm gibi hobi ve meraklılarından ziyade bu işi yapan fotoğraf stüdyosu sahipleri için daha uygundu.O anlamda gelişmiş tüm teknoloji ve yeniliklerin hepsi vardı ama benim gibi yeni bu hobiyi edinmek isteyenler için çok yetersizdi...Tabi bu benim fikrim :)
Kırtasiye fuarına ise hesapta eşimin işi için uğrayacaktık ama fuarı gezince ben tek kelime ile herşeye ba-yıl-dım.Çok güzeldi çok...
Her kesimden fuar ziyaretçisi için herşey düşünülmüştü.Bir-iki saat kadar kaldık ama ben orada da yatabilirdim :) Yurt dışından gelmiş hobi kitapları, her türlü objeler,belli başlı markalara ait kırtasiye ürünleri ve herşey...Çok güzeldi.


Daha elif ismine yeni ısınmışken...


Ömerin kreşinden çok memnunuz,her sabah keyifle gidiyor okula.
7 ay boyunca ben okula gitmek istemiyorum ,ben murat ve senle evde kalıcam anne,diyen o değil sanki :)
Bu tür durumlarda mutsuz çocuk direkt yansıtır,kreşi sevmediğini.Gitmek istemez en basitinden...
Öğlen 1.30 gibi de alıyorum,ders programım da çok müsait zaten...
Kreş hikayelerimiz ise dillere destan :)

Geçen gün eve geldiğinde ömer de bir düşünce bir düşünce.Ne oldu ömer dedim,

Anne bugün elif arkamdan gelip beni öptü ,hem de iki kez...Beni sevmiş olabilir :)

Gün boyu döne döne mevzuu dan bahsetti.Babasına ,ananesine uzun uzun anlattı.Biz de gülümserek dinledik.
Öğretmeni de elifle sürekli birbirlerini öptüklerini söyledi.

Dün eve geldi.

Anne ben lara adında bir kızla tanıştım.Bu cümleyi söylerken de yüzünde tarif edemeceğim bir ifade.Heyecan mutluluk karışımı bir şey...

Eee dedim elif ne oldu.Anne o beni sevmiyormuş hem lara çok daha güzel...

Ben bu 3 yaş aşk hayatına yetişemedim...

10 Nisan 2011

Bla bla ve bla...


Keyifsizdim uzun zamandır,sağlık sorunları sebebiyle.Elim hiç bloğa gitmedi bir şeyler yazmak için...
Şimdi iyiceyim hazır kendimi de iyi hissediyorken bir şeyler yazayım istedim...

Murat çok hareketlendi çoook.Emekliyor ama geri geri.
Oturup onu izliyoruz babasıyla.Emeklerken burda bir şeyler ters gibi bakıyor bize :)
Heceler neredeyse kelimelere dönüşmek üzere.Çenesine de maşallah bize abisini hiç aratmayacak gibi geliyor.

Ömer kreşe başladı,çok sevdi okulunu.Bayıla bayıla gidiyor.Bir de arası var ,kankası .Her eve gelişte uzun uzun anlatıyor.Aras elimi tuttu anne,bugün aras benle pek oynamadı anne,aras yanıma oturdu anne...Dilinde hep aras ve tabii gelin aday adayı olduğunu tahmin ettiğim elif :)

Ben de okula başladım ,hafta da sadece 10 saat dersim var...Saat 7 25 de evden çıkıyorum arka sokaktaki okuluma gitmem 5 dakika mı alıyor.Okulda çok yeniyim,öyle muhabbet edecek kadar kimseyi tanımıyorum.Ama nasıl işime geliyor bir bilseniz,alıyorum kitabımı elime o 10 dakika kitap okuyorum,ilaç gibi geliyor:)

Keyfim iyi bu aralar...

29 Mart 2011

Kreş seçmece,esin işe dönmece


Bilgisayardaki hazır illüstrasyonların içine kendi fotoğrafını çekmiş zıpır


Arkadaki sevgilisiymiş :)Bu aralar en çok ilgilendiğimiz mevzuu .


Bu hafta okula başlıyorum.
Artık non -stop ev kadınlığı ve anneliğe tamam deme zamanı geldi,malum murat 8 aylık oldu ve ek besin olayına tamamen geçtik.Bu arada bir kaç deneme de yaptık emin olabilmek için ve annem artık gayet iyi idare edebiliyor muratı.

Ama tabii hafif 15 saatlik bir ders programı isteyeceğim okuldan,umarım hemen kabullenirler :)
Aksi halde ne olur bilmiyorum.

Ömere de artık kreş yolları gözüktüğünden bir hafta yoğun bir şekilde kreş gezdik.7-8 kreşden sonra ömerin ve benim gönlüme göre bir yer bulduk ve bugün de ilk alıştırmamızı yaptık.
Sabah ömeri bugün okula gidiyoruz diye uyandırdım önce "bakarız" dedi.
Uyandığında ise "anne bugün saçlarım hiç güzel değil,saçlarımı düzeltmelisin"dedi.
Çok şaşırdım daha önce görüntüsüyle ilgilendiğini hiç görmemiştim aynaya falan bakardı ama saçlarını düzeltmemi istemezdi yada sesli olarak görüntüsüyle ilgili bir şeyi dillendirmezdi.
Okula gittiğimiz de arabadan inerken "anne çok heyecanlıyım." dedi.
İlklerin günüydü bugün.Oğlumun heyecanlı olduğunu da hiç hatırlamıyorum yada benimle paylaştığını :)

1 saat kadar kreşte kaldı ilk gün.
Ayrılırken yeni edindiği arkadaşı arastan dolayı çok mutluydu.

Sanırım doğru bir seçim yaptık hem zamanlama konusunda, hem de kreş konusunda...Tabii erken konuşmak pek de doğru değil ama hayırlısı bakalım :)

28 Mart 2011

Bir gün arayla :)


İkinci incimiz de yerini aldı ...
Eeee artık abisi düşünecek ,bu dişlerle ben ne yapıcam diye...
7 küsür aydır her küçük arada muratı sevmekte! yakında gün muratın günüdür :)
Bu gecikmeli not düşülme nedeni malumunuz bir açılıp bir kapanan blog...
....

Artık yuvarlanma hareketlerimize ,sürüklenme de eklendi.Ama henüz emekleme gibi bir şey yok bekliyoruz bakalım...

25 Mart 2011

İlk incimiz bu :)


Muratın uzun zamandır dişini bekliyorduk,ha çıktı ha çıkacak,ama geç kaldı sanki,ömerin 5,5 aylıkken dişi çıkmıştı 8 aylıkken 8 dişi vardı vs vs ile beklemedeydik.
Dün akşam doktor dönüşü, günlük rutin kontrolümü iki gündür aksattım bakim şu dişe dedim ve üst dişinin eti kestiğini gördüm :)
Hemen babamızı aradım müjdeli haberi verdim,çünkü bu çocuğun dişi çıkmıyor diye çoook düşünmekteydi bir de tembel demekteydi sütlenk ime.
Neyse ateşsiz,sorunsuz ilk dişimiz çıktı hem de üst dişi,altlar tembelmiş demek ki :)
Mutluyuz, incimiz için diş buğdayı vaktidir şimdi :)

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...