5 Eylül 2008

İleride paketlerimi kimin taşıyacağı belli :)

Ömer de son zamanlarda oluşan yeni davranışı ağırlığı ve boyutu ne olursa olsun bir yerden bir yere birşey taşımak :)
Bu annesinin çantası- ki oldukça ağır olduğunun garantisini verebilirim içinde yok yok :)-,5 kğlık fındık poşeti -onun kaldırırken çok zorlanıyor yavrum neredeyse kendi kadar -,balkon taburesi vs vs herşey olabilir .Taşıyamacağı kadar büyükse sürükler ama mutlaka götürmek istediği yere götürür.Elinden almaya çalışırsanız da kıyamet kopar,çünkü onun bir amacı vardır ve amacına ulaşmak için her türlü engeli aşmalıdır :)

2 Eylül 2008

Bu düşmeler bitmez mi?

Ömer yine yeni yeniden düştü...

Bu sefer koşarken düştü . Çığlıklarıyla ben yataktan ,annemle babam da mutfaktan, fırladık.Tabii ilk etapta nereye düştüğünü anlayamadık , alnında kocaman çizgi halinde bir şişlik oldu .Uzun bir süre ağladı ,sakinleşince sorduk "nereye düştün oğlum ,nereyei ahh yapalım" - genelde düşünce düştüğü yere ah yaparak vurmayı öğrettik ,böylece düştüğü yere vurup ,hem sinirini atıyor ;hem de fazla ağlamıyor- Gitti çelik kapıya vurdu,yavrum koşarken dengesi bozulmuş-öyle tahmin ediyoruz- çelik kapıda açık olduğundan kafasını köşesine vurmuş :(
Bir saat sonra kafası iyice şişti,bir de üstüne kusunca ,hemen acile gittik.
Doktor film çekti,bir şey yok ama müşaade altında tutalım dedi,ben de hastanede daha çok sıkıntı olur diye -malum oaraya gelen herkes hasta ,herşey olabilir-imza atıp eve dönmek istedim ama hastaneden çıkmadan fışkırır tarzda iki kere daha kusunca geri döndük hemen, tomografi istememe rağmen -çünkü 1 tomoğrafi =400 akciğer filmi - çok ciddi bir şey olabileceği düşüncesiyle tomoğrafi çekildi.
Çok şükür bir şey çıkmadı .
Ömeri muayene eden doktor ,kusmanın travmaya bağlı olarak geliştiğini ve normal olduğunu,ama 1 saatte 4- 5 kusmanın ve uyku halinin yada huysuzluğun tehlikeli olabilceğini söyledi.
Söylemeliyim ki ben ömerin bu düşmelerinden çok yoruldum ,hemen hemen her gün düşüyor ve bazıları çok sert oluyor.Geçen de mama sandalyesinden sırt üstü düşmüştü,yine aciller yine filmler....
Yaşadığım sıkıntılar da cabası ,ama ne yazıkki yapacak bir şey yok ,sürekli keşif halinde ve bazen böyle kazalar olabiliyor :(
Bizim yaramazın da yarası haliyle eksilmiyor ,ama bu sefer ki biraz daha büyük bir morluk oldu....

31 Ağustos 2008

Ömer ve Begüm

Birkaç gün evvel liseden beri arkadaş olduğum canım arkadaşım sibel ,eşi hakan ve küçük prensesleri begüm-1,5 yaşında küçük prenses- bize geldiler.
Sibellerle neredeyse her hafta birlikte birşeyler yaparız,ama bizim oğlanla, begüm kesinlikle birbirlerine yaklaşmazlar ,hatta ne kadar ayrı o kadar ii felsefesini güderlerdi.....
Ta kiiiiiiiii bu son görüşmemize kadar ,ömere ne oldu bilmiyorum ama tüm gece begümün peşindeydi,begüm de sürekli kaçtı durdu :)
Küçük prensesimizin babasının tüm tehditlerine rağmen -bırak kızımın peşini bak geiyorum oraya şeklinde :))))-ısrarla begümü kovaladı ,hatta bir ara hızlı bir manevra ile sarıldı bile :)
Ama begüm kızımız ömeri itip ağlamayı tercih etti,ömerde tabii reddedilmeyi hazmedemeyerek dudak büktü ve huzuru annesinin kollarında buldu:))))))))
Bütün gece onları izlemeyi muhabbete tercih eden bizler de hem keyifle onları seyrettik ,hem de daha dün hamileydik ,bugün onların tatlı çekişmelerini izliyoruz diye şükrettik ...

26 Ağustos 2008

Oğluşum daha da büyüdü..

Ömer dedesinin kucağında söz çukulatasını yerken :))))))))))))))


Geçtiğimiz hafta sonu kızkardeşimi sözledik,önce doğum günü sonra da isteme ,söz muhabbetleri derken 15 gündür başımı kaşıyacak zamanım olmadı.Ama bunlar hep denir ya tatlı telaşlar :)
Arada ömerin saçını da kestirdik oğluşum sanki daha bir büyüdü,havası değişti
Aslında uzun zamandan beri düşünüyourm ama 2 dakika yerinde durmayan oğluş biliyorum ki bizi kuaförde çok sıkıntıya sokacak ,bu yüzden yaşını dolduruncaya kadar erteledik.Kafasında isilikler olmasaydı belki daha da ertelerdim :))Ama isilikler ve babamın ısrarları sonucunda-ısrar hafif kalıyor aslında:))-tüm cesaretimizi toplayıp gittik.Tabii olabilicek tüm sıkıntıları düşünerek annem ,ben ve kızkardeşim hep beraber gittik.

Şans eseri maxi de gittiğimiz kuaförde çocuk traşı konusunda uzman bir personel varmış,ceee oyunlarıyla ,lolipoplarla ,arabalarla rahatça sorunsuz traş oldu ömer.Bu kadar kolay olacağını tahmin bile edemezdim .neyse ki bunu da kazasız belasız atlattık,bundan sonra ki saç kesimlerimizde de artık tek tercihimiz orası .

Vee de pek bir yakışıklı oldu küçük haylazım.
...............
Cumartesi akşam üstü iki arada bir derede tonguç-ayça,seyhan ,yıldız -oylumla tanıştık .Biz anneler ömer,tonguç ve oylumun izin verdiği sürece muhabbet ettik -izin verdikleri sürece diyorum çünkü üçü de bir dakika durmadılar ,hepsi kendi sıkletlerinde çok yaramazlar - Dayanamayıp bir ara babaları çağırdık ve ömerle tongucu babalarına verdik, kısa süre de olsa rahat rahat oturduk ve yeni dostlar kazınmış olmanın keyfiyle evimize döndük ....

18 Ağustos 2008

İşte doğum günümüzün ayrıntıları.

.........Babamız alkışlardan korkan ömeri sakinleştiriyor........

Doğum günümüzü pazar günü ,aile arasında kutladık.Aile arası dediğime bakmayın 35 kişiydik ki ,malum eşimde ben de karadenizliyiz ve kalabalık ailelere sahibiz :)

Hazırlıklarımız 1 hafta önceden başladı,eminönüne gidildi,eksikler tamamlandı.Tabii tüm evde temizlik yapıldı.Son iki gün sadece yiyeceklerle uğraştım.Evimizi süsledik.

Sağolsun her zaman ki gibi anneciğim ve kuzenim gökçen çok yardımcı oldular.Hepimiz çok yorulduk ,ama fazlasıyla değdi.Çok mutlu ,çok güzel bir parti oldu .

Babam sadece düğünümde kapattığı dükkanını ömerin doğum günü için bir kez daha kapattı,kayınpederim ve kayınvalidem de ömeri doğum günü için tatillerini yarım bırakıp istanbula döndüler.Hakikaten torun sevgisi başka derler ya her seferinde bunu tekrar tekrar görüyorum :)))

Babası bir teşekkür kartı hazırladı,gelen misafirlerimize bunlardan dağıttık,bugünün bir anısı olsun diye.Ön yüzünde teşekkür metni, arka yüzünde ise ömerin doğduğu andan itibaren çektiğimiz resimlerden bir derleme vardı. ................................Ömer ve teyzesi.............................

Ömer bütün gün kucaktan kucağa gezdi,kimi zaman eğlendi ,kimi zamanda huysuzlandı ,yabancıladı.Gelen oyuncaklarıyla oynadı ,ilk defa pasta tattı,gelenlere göstermek istercesine sürekli yürüdü,neredeyse hiç emeklemedi.

Ama yine de tüm gün uyumadığı için , uykusuzluğun keyifsizliği üzerindeydi yavrumun .Özellikle mumları üflediğimizde ,güçlü bir alkış kopunca ömer çok huzursuz oldu,babası teskin etti.

Bu kadar koşuşturmada ne yazıkki kuaföre gidecek vaktim olmadığından ,benim fön çektirme olayımda hikaye oldu ,hatta makyaj bile yapamadım ,anneliğin cilvesi....

BU arada doğum günümüsde hamileliğimden önce aldığım ama sadece 1 kere giydiğim bir eteğimi giydim :) Ama hala ön takımlar aynı olduğundan üst kıyafetlerim için daha çok beklemem lazım :(
Ama yine de ben çok mutluyum :) Heyyyyyyy....

....................teşekkür kartımız................

17 Ağustos 2008

Canım Oğluma,

Canım oğlum,tam bir yıl önce bugün aramıza katıldın.
Seninle bir yılımız göz açıp kapayıncaya kadar hızla geçti.
Çok şükür ki rabbim seni ,bize layık gördü.
Bizim için öyle büyük bir mutluluksun ki senin için, babanın da benim de şükretmediğimiz gün yok...
Doğum günün kutlu olsun ,OĞLUM. Gülen yüzün hiç solmasın...
Vatana ,millete ,bize ve ileride ailene hayırlı olman dileğiyle.

14 Ağustos 2008

Yaşımısa 3 kala :)

Ömerim yaklaşık 2 haftadır emeklemek yerine yürümeyi tercih ediyor,ama oturma odasından mutfağa emekliyor ..Malum arada uzunnnnnnn bir koridor var :)
Yürürken de dengeyi bulabilmek için kollarını havaya kaldırıyor,düşücekmiş gibi hissederse ya durup dengeyi buluyor ,bazen de heyecanlanıp koşmaya başlıyor.
Atim ,aldim ,anne ,baba ,dede kelimelerine vermem kelimesini de ekledi...Köpek görünce de havuuuuu diyor.
Onu giydirirken artık bana yardım ediyor ,bacağını kaldırıyor.
Müzikli oyuncaklara bayılıyor,sürekli onlarla oynuyor.
Verdiğim basit emirlere uyuyor mesela,
"ömer elindekine bakayım "dediğimde ,elindekini gösteriyor."Tamam oynayabilirsin " dediğimde kaldığı yerden devam ediyor.
Hayvanları izlemeye bayılıyor .
Söylediğimiz kelimeleri taklit ediyor,mesela babası" bak oğlum greyder "dediğinde, ömer "gayde"diyor.
Dergilerin sayfalarını sakince 3er 5er çeviriyor,bazen de şeytana uyup kenarından bir lokma alabiliyor :)
Küçük objeleri şişe ,bardak, vs lerin içine atmaya bayılıyor.
Eline kalem verdiğimizde kağıtları karalamayı çok seviyor ama sık sık kalemle halıyıda karalayabiliyor.
Çekmece ve dolaplardaki herşeyi çıkarıyor,sonra da hadi topla ömer dediğimde bir ksımını topluyor,babası gibi hamarat olacak galiba:)
Güleç oğlum her daim gülüyor ,herkese öpücük veriyor,onunla ilgilenmezlerse eğilip kişinin yüzüne bakıyor ..
Veee kuzucum önemli olduğunu düşündüğü bir şey yapınca, kendini alkışlıyor ve bize bakıp bizden de alkış istiyor.
Bizde küçük kuzumuzu alkışlıyoruz :)

11 Ağustos 2008

FARKLI BİR HAFTASONU

Tüm haftasonuna yaymayı düşündüğümüz küçük tatilimiz eşimin işi yoğunluğu yüzünden sadece pazar günü,günü birlik gidilen küçük bir geziye dönüştü.Ama herşeyin hayırlısı denilir ya öyle oldu ,ikimiz için de pazar günü çok keyifli bir gündü.
Gidemeyince ,bol bol boş vaktim oldu .Ben de cumartesi akşamı rahat rahat butik pastamı :) yaptım .
Pazar sabahı da çekirdek aie olarak güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra ,ömeri annemlere bıraktık ,eşimle beraber kıyıköye yola çıktık.
Muhabbet ederek geçirilen yaklaşık 2,5 saatlik yolculuktan sonra sahile vardık ,ama denizi görünce gözlerimize inanamadık çünkü karadeniz isminin hakkını verdiği bir gündeydi,coşmuştu...
Cankurtaranlar sahilde ellerinde megafonlarla "sağdaki fazla açılma,soldaki kırmızı şortlu çok açıldın ,dur "şeklinde denize gireni de pişman ediyorlardı,ama tabii ki haklılar bizim insanımızın gösteriş merakı ayrıdır yanii.
Velhasıl denize ayağımızı bile sokamadık,kısa süre sonra güneş de kapatınca benin bronzlaşma hayallerimde suya düştü :)
Giderken aldığımız sandviçleri atıştırırken yağmurda çiğselemeye başlayınca durum iice ilginçleşti..
Bizde kumsalda açtık şemsiyemizi ,deniza yağan yağmuru seyrettik.Hem atıştırdık hem de yalnız olmanın keyfini çıkarttık.
Yağmur dinince neyseki güneş açtı ve herşeye rağmen 2 saat kadar güneşlenmeyi başardım :)
Kalkarken geçen gidişimizde gördüğümüz ama ömer için tehlikeli olabilir diye binmediğimiz sandala bindik.
Kıyıköy deresi üzerinde kiralanan sandallardan kiraladık .Hatta ben de kürek çektim ,eşimde biraz keyif yaptı :)

Dönüşe geçtiğimizde böğürtlenleri görünce ,yolda durduk ve bol bol ömerime böğürtlen topladık...Artık yoğurtlarını böğürlenli yiyecek :)
Denize giremedik hatta ben doğru dürüst güneşlenemedim bile ama bu kısa gezii ikimize de çok ii geldi.Hatta planladığım gibi olsaydı belki bu kadar eğlenemeyecektik :)İşte her işte bir hayır var....
Akşam da ailelerimizle biraya gelerek eşimin doğum gününü kutladık.Bu da pastam :)



Pastayı yaparken her yer pudra şekeri oldu,malum şeker hamuru açılırken bol bol pudra şekeri kullanılıyor....

7 Ağustos 2008

Yaşımıza son bir hafta :)))

Ömer son günlerde çok değişti,bazı şeyleri daha bilinçli yapar oldu ve sevgisini çok güzel gösteriyor.
Bugün sabah ömeri anneme bıraktıktan sonr eşimin işlerine biraz yardımcı olmak için işyerine gittim ve akşam üstü 7 gibi geldim .Ömer daha beni görmeden sadece sesimi duydu ve apartmanın koridorunda "ANNE " diye bağırdı ve sevinç çığlıkları attı.Beni gördüğü anda da bir gülüşü vardı ki tasvir etmem mümkün değil ,gözleri ışıldadı oğlumun ...
Ve sabahları beni şapur şupurlu kocaman öpücüklerle uyandırıyor.Tabii babamız çok kıskanıyor :)

Biz bu hafta sonu doyamadığımız kıyıköye tekrar gidiyoruz,ama bu sefer ısrar kıyamet ikna ettiğimiz annemle beraber .Annemi babamı bırakıp bir yere götürmek çok zor oluyor.
Yani 2 gün ara .Güneş ,kum, deniz ve bronz bir cilt,tabii 2 günde ne kadar yanılırsa o kadar işte :) Eşimde ben de acayip mutluyuz ,keyifle denize gireceğimiz için.
Pazar günü eşimin doğum günü ,eee o kadar şeker hamuru aldık ,malzeme aldık tabii pastayı ben yapıcam ama hafta sonuda kıyıköyde bunu yapamayacağım için eşimin doğum gününü pazartesi kutlayacağız yanii pazartesiden sonra marifetlerimi burada görebilirsiniz.Eğer göremezseniz bilin ki beceremedim :))))
Bu arada yaşımısa da son bir hafta :))))

Küçük haylazımız canım ananemlerde erik yerken :)))

3 Ağustos 2008

Bir Eminönü macerası

Dün annem ,teyzem ,kuzenim gökçen ,ömer ve ben cümbür cemaat eminönüne gittik ve dört kişi paketlerle ,ömerle ve bebek arabasıyla ancak başa çıkabildik :)
Gidiş eşim bıraktığı için çok kolay oldu ancak dönüş için aynı şeyi söyleyemeyeceğim,tam vapura binme saatinde ömer uyuduğu için ,bebek arabasıyla ömeri üst geçit merdivelerinde taşımak zorunda kaldık.Bir de deniz kenarının çok rüzgarlı olması herşeyi daha da zorlaştırdı...
Ama çok eğlendik ,bol bol yürüdük ve gezdik :)
Şansımıza havada güzeldi(deniz kenarı hariç ,acaip esiyordu),fazla sıcak yoktu ve erken saatte gittiğiizden henüz kalabalıklaşmamıştı.
Eminönünden ,1 hafta arayla doğan (tabii arada bir de 34 yıl var :) eşim ve ömerin doğum günü için bir sürü malzeme aldık.Ömer için doğum günü süslemeleri ,eşimin doğum günü için de Fermodan şeker hamuru aldım.
Eşimin doğumgününde sürekli gördüğüm ve çok beğendiğim şeker hamurlu pastalardan yapmayı deneyeceğim.... Eğer şeker hamurundan artarsa oğluşun doğum gününde de kurabiyeleri süslicem :)
Şeker hamurunu aldığım Fermo, çok güzel bir pasta market .Öyleki içeri girdiğimizde hepimiz nereye bakacağımızı şaşırdık,hakikaten pasta adına herşey var.Hem benim gibi amatörler için ,hem de profesyonel pastacılar için ....
Teyzemin çengelköyde küçük bir kırtasiyesi var,ona malzeme almak için fermodan sonra tahtakaleye de çıktık,,teyzem oradan bir şeyler aldı .Geçerken şarkhanın tam karşısında bir takıcı gördüm ve hemen içeri girdim tabii ,aman ne çeşitler var anlatamam ve de çok ucuz .Oradan hızlıca iki kolye beğendim.Çok güzel şeyler vardı ama vakit yoktu,teyzemle sözleştik birlikte tekrar gidicez.

29 Temmuz 2008

AN-NE

Geceleri genelde saat 3 itibariyle ömerin odasındaki yer yatağında gece uykuma devam ediyorum ,malum gece emmeleri :)

Hatta bazen orada birlikte uyuyakaldığımız bile oluyor :)

Neyse,dün gece gene ömerin odasındaki yatakta uyuyakalmışım .

Sabah , "an-ne "sesiyle uyandım ,gözlerimi açtım ki canım oğluşum yatağında ayağa kakmış ağlamadan ,usulca beni çağırıyor,nasıl mutlu olduğumu anlatamam...

Zeka küpüm, büyümüşte annesini seslenerek uyandırıyor

.................Zeka küpüm .............

26 Temmuz 2008

oğluşun çimen sevgisi :p

Geçen pazar günü arkadaşlarla beraber ömer çimlerle haşır neşir olsun ve piknik yapalım diye botanik bahçesine gittik.

Nezahat gökyiğit botanik bahçesi ,ördeklerin kazların küçük göletlerde yüzdüğü ,yüzlerce çeşit bitkinin bulunduğu ,istanbula %17 lik yeşil alan sağlayan 50 hektarlık kocaman bir bahçe.

Açıkçası biz internette resimlerini görmemize rağmen böyle bir şey beklemiyorduk,gerçekten bahçe ve kocaman .

Gititğimizde piknik yapabilecek her yer doluydu ,hatta dedik ki burayı bilmeyen bir biz varmışız :)

Arkada kendi çapında ömeri fotoğraflayan arkadaşlarımızın oğlu ,ömer ve hamzanın abisi emir bey :)Yalnız bu resimde objektif biraz şaşmış :)
Bu resimde ömeri ilk yere bıraktığımız an,yüzü gözükmüyor ama yaptığı tek ayağı havada ( bu yeşil iğrenç şeylerle ne kadar az temas edersem o kadar iyidir ,düşüncesiyle) ağlamak :) Sadece tek ayağını kurtarabildi,diğerini de kaldırsa düşecek :)


Baktık bayağı ciddi ciddi ağlıyor,altına şotunu koyup öyle oturttuk .Bu sefer de çimenler ona değecek diye kımıldamadı ve mızırdanmaya devam etti,zaten fotoğrafa bakarsanız ömer ığğğğğğğyyy durumunda :)

Yıldız parkında da çimenlerin içindeydi ama tek farkla o zaman altında örtü vardı ,emekleyebildiği bölge örtü sınırlarıydı,sanırım bir müddet daha bu böyle kalacak :)

23 Temmuz 2008

Son dakika :)


Ömerim bugün itibariyle bağımsız 6 adım attı :)

Artık çiçekli berjerimizin altına emekleyerek, kafasını vurmadan rahatça girip çıkıyor :)

Yemek yerken ağzındaki lokmayı atıp "attim "diyor.

Ağzına AAAA derken hafifçe vurarak kesik Aaalar çıkarıyor ,yani amerkan yerlileri evi bastı :)
Koltuktan biz onu yönlendirmeden arkasını dönüp iniyor .

Veee yine salyalar ,ishal ve huysuzluk yani diş sayısı 9 olmak üzre....

3. boyuta geçtik :)


Dün eşimle beraber meydan cinebonusta dünyanın merkezine yolculuk filmine gittik.

Tek kelime ile süperdi,3 boyutlu film çok başka birşeymiş.

Film başladıktan sonra bu kadar gerçekçi olmasını beklediğimden şaşkınlığından ilk 5 dakka replikleri bile okuyamadım :) 5 dakikadan sonra filme konsantre oldum.

Suratımıza tükürülen sular,gözümüze giren yoyo , tam gözünüzün önünde başlayan ormanlık yol , önümüzde uçuşan mavi kuşlar ve bunun gibi bir sürü şey ,hepsi beni de eşimi de çok şaşırttı.

O kadar gerçekçiydi ki bir sahnede balık atlıyor,ama tam üstünüze...Tabii tüm seyirciler de ben de dahil sıçradık.

Bunun gibi bir sürü sahne .

Filmin konusuna gelince ,konusuda çok iyiydi ,indiana jones tarzı sürükleyici ,soluksuz izlenen bir film,sadece görsel efektler değil yani filmi cazip kılan :)

Özellikle gitmek isteyenlere manyetik kaya sahnesini ii seyretmetlerini tavsiye ediyorum ,gerçekten çok etkileyici ....
En son film bitti ,ama çıkan yok :) herkes filmin sonunda akan yazıları seyrediyor,çünkü onlar da 3 boyutlu ve suratınıza taşlar geliyor .

Sonuç şiddetle tavsiye edilir :)
Not:Ömer nerde tabii anane de :)
Not 2: 9:45 filmi için 9 da oradaydık ve neredeyse biletler tükenmişti,ancak kenardan yer bulduk ve filme girdiğimizde bir tek koltuğun bile boş olmadığını gördük .....

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...