28 Kasım 2008

Ulaaa ömer

Bu sesle merdivenleri çıkardı babaannem.Yarım karadeniz ağzıyla çağırırdı ömeri.
Çağırırdı diyorum çünkü bugün aramızdan ayrıldı :(
Yeşil gözlü ,koca yürekli ,açık sözlü ,çalışkan babaannem ruhun şad,toprağın bol,mekanın cennet olsun.Dualarımız hep seninle....


YAŞAM FANİ.....

27 Kasım 2008

Yorgunum,yorgun...

Sabah uyanır uyanmaz,trafik başlıyor.Önce ömerin kahvaltısı için krep yada omlet hazırlıyorum.Ömer uyuduğunda da öğlen yemesi için ,sebze yemeği ve ara öğün için börek yada kek yapıyorum.Akşam üstü uykusuna yatırdığımdada akşam için etli bir yemek ve çorba yapıyorum.Tabii eğer yaptığım yemek ömerin hoşuna gitmezse ve yemezse o zaman bir de akşam yemeğinden sonra muhallebi yapıyorum.
Bugün sözde boş günüm ama okulda olduğumdan çok daha fazla yoruldum,bu yemek trafiği insanı çok yoruyor.Burada en şanslı kişi ,çeşit çeşit yemeklerden dolayı son derece memnun olan eşim tabii ki :)
Sadece yemekle bitmiyor olay tabii ki,bir kaç gündür yığılmış çamaşırlar, evi süpürmek ,toz almak ve tabii ki ömerle oyun oynamak ,o ne istersen o aktiviteleri yapmak derken akşam benden geriye kalan sadece kafasını yastığa koyar koymaz sızan bir ben ....

Ama bakarmısınız asabi ömerime,herşeye değer :)

24 Kasım 2008

Garip haller-im :)

Sevgili yasemin beni garip hallerimi yazmam için mimlemiş.Bu blog yavaş yavaş hem ömerin hem de benim günlüğüm gibi oldu galiba :)Neyse artık :)
Garip hallerim ,valla herkeste olduğu gibi bende de bir sürüüüüüüü.2 gündür düşün taşın biraz birşeyler derledim .Buyrun bakalım ,,,

-Türk kahvesinin telvesini yemeye bayılırım,fal baktırmam pek mümkün olmuyor yani.Telveyi yemeyi ,fala tercih ediyorum.Ama kahve şekerli olacak :)

-Sinemaya gittiğimizde film başlamasıyla kaşınmaya başlarım.Neden derseniz ben de bilmiyorum,kaşınıyorum işte.Filme dalmamla kaşınmamda alllahtan sonlanıyor.Yoksa düşünsenize 2 saat kaşınan tuhaf bir kadın :)

-Consealar-kapatıcı-sürmeden asla dışarı çıkmam.Bakkala giderken bile bu durum böyledir :)

-Birgün giydiğim bir giysiyi asla ertesi gün giymem.

-Bloğumu açtığımdan beri ömerle her dışarı çıktığımda fotoğraf makinamı yanıma alırım.Ömerin çantasında hep hazır bulunur.Yeni ve orjinal birşeyler yakalarım belki :)

Bazen çikolata krizine girerim 2-3 paket fıstıklı -en bol fıstıklı ülkerin ki üstüne tanımam- çikolata yerim.Sonra kilo alıcam korkusuyla akşam yemeğini atlarım.

-Çorapla asla uyuyamam ve olurda bir şekilde uyuyakalırsam ,gecenin bir yarısı mutlaka uyanır çorabımı çıkarırım.

-Kış hariç asla çorap giyemem.Kışın bile sanki ayağımda fazlalık varmış gibi gelir.

-Yazın asla kapalı ayakkabı giyemem.Giyince felaket terlerim.

-Evden çıkmadan mutlaka doğalgaz vanasını kapatıp kapatmadığı kontrol ederim:bazen 3-5 kere döne döne kontrol ettiğim de olur.Bu küçük takıntıda matematik bölümünün bana hatırası.

-Tuvalete girdiğimde ilk kontrol ettiğim şey tuvalet kağıdıdır.

-İşte bir takıntı daha,evden çıkmadan kapıyı kilitlememe rağmen mutlaka iterim,belki yerine düşmemiştir diye :)

-Diyet kolasız sofraya oturamam,hamileyken ve yakın zamana kadar içemediğimden şimdi bol bol içerek açığımı kapatıyorum.

-Yazılı yaparken evrim geçiriyor ve asabi bir matematikçiye dönüyorum.Yazılıdan sonra da normale :)

İşteee böleee....Aslında daha da çıkar ama bu kadarı kafii gelir,fazlası ağır gelir belki :)
Ben de hemencecik siyap ve sihirli bir mutfağa sahip betülü mimliyorum.Nedir kızlar sizin garip halleriniz.....


Yazımı çok sevdiğim piyale madranın cinsimize has bir karikatürü ile bitirim bariii :)

23 Kasım 2008

Oğlum huy değiştiriyor....

İmdattttt.....
Benim güleryüzlü ,sessiz, asla mızırdanmayan ama yaramaz oğlum gitti ,yerine sürekli istediği şey için ağlayan ,keyifsiz,mızır mızır ve yaramaz bir çocuk geldi :(
Bugün meydana gittik ,hazır hava güzelken atlı karıncaya ömeri bindirelim ve bir kaç eksik için ikeaya-bu ikea eksiklikleride hiç bitmez, isveç köftesinin tadı başka ama napalım :)-gidelim dedik .
Pişman olup iki saat içinde döndük.Hem çok kalabalıktı -bizim gibi güneşi gören gelmiş-hem de ömer sürekli herşey için ağladı.Eşimde ben de inanamadık yok dedik bu bizim ömer değil.
Yemek yerken oyuncaklar için ,oyuncaklarlayken başka çocukların elindekiler için,alışveriş sepetindeyken ,yerde yürümek için ,yerde yürürken kucak için .....sürekli ağladı.Üstüne eşimde elindeki ayranı ömerin kontrol etmeye çalışırken alışveriş spetinin içindeki kabanımın üstüne dökünce ,üstüme karabasanlar çöktü. Eve döndük.
Hayır ömer daha önce 40 derece ateşler gördü,15 diş çıkardı-geçende 13 yazmıştım ama bugün ağlarken 15 olduğunu farkettik-böyle yapmadı.
Gözyaşları sanki dökülmek için fırsat kolluyor....!!!!!!!
Önce uyku şimdi de bu.Umarım kalıcı bir davranış değildir :(

22 Kasım 2008

Uyku töreni

Nazar değdi,kesin nazar...
Emzirerek veya hadi oğlum gidip uyuyalım diyerek sadece yanına uzanıp bekleyerek 10 dakikada uyuttuğum oğlum,şimdilerde uyumamak için herşeyi yapıyor.
Tabiii heryerde anlatırsam böyle olur ,başkaları nazar etmese bile , anlatırken kendim bile nazar etmiş olabilirim.En çok annenin nazarı değermiş yaaaa.
Az önce vukuu bulan uyuma maceramızı anlatayım.Önce ömer emzirilir ve odasında bulunan yer yatağına-ki bu yatak iki kişilik kocaman bir yatak- uyur bir vaziyette ömer götürülür.Küçük beyimiz daha yatağa koymadan uyanır.
Yine de bir ümit birlikte yatağa yatılır,ömer yüzüstü yatar,sağa döner ,sola döner .Gözleri kapalı bir şekilde, bacağını üstüme atar.Beğenmez ,yastığın üstüne kafasını koyar ,olmadı yastığın üstüne yatar.Yastıktan iner,tekrar yüzüstü yatar.Bir tur döner.Ben hala uyuyormuş havası vermek için gözlerim yarı kapalı, ömer bu kadar hareketten tamamen ayılmak üzre,elini ağzıma sokar.Baktı yüzüstüyüm kalkar ve sırtıma yatar .Yok gene olmadı en son sırtıma oturur ve bu uyuma töreni şahsım tarafından sonlandırılır. Tabii saç baş yolmadan odadan çıkılır ve
ibrahim ben bunu uyutamadım ,git birazda sen uğraş lütfen,
diye uyku töreni kocaya devredilir.
Ama ömer ısrarlıdır ve anneye yapışık yaşamaktadır ve anneyi istemektedir.Hemen annenin peşinden ANNN-NEEE diye ağlayaraktan , gelinir.
Şuandada küçük adam gece 11.25 olmasına rağmen ortalıkta vızıır vızır dolanıp,eline aldığı temiz bebek bezini gezdirmektedir.
Anne ise bloğuna yazıp ,sakinleşmeye çalışmaktadır.Babayı ise hiç sormayın , oda ömerin uyku törenine yer yatağında tek başına devam etmektedir .Horlama sesi oraya gelmiyormu :)


Buuuuuuuu

Ömerle kısa bir dialogumuz :)
Anne bu bu bu ! Su mu istiyorsun oğlum?
Heeeee :)
...........
Ömerin kelime hafızası çok gelişti.En yenilerimiz
zeyti
çeçe-çiçek
emma-elma
her yaşlı kadın nene
her büyük kız çocuğu abaa
her erkek çocuğu abii-abilere de hasta,bir tane buldumu tüm gün peşinde abi ,abiii diye:)-
Kağga-karga
Bunlar aklıma gelenler :)
Birşeyler istediğinde beni ,babasını,dedesini vs elinden tutup ,çekerek -hoppp pa efektiyle kaldırıp -istediği şeye götürüp istiyor .
Artık rahat rahat bardakla su içiyorus :)Yarım bardak suyu eline veriyorum ,yudum yudum içiyor.Ve her yudumdan sonra ehhhhhhh :) yapıyor.O kadar komik oluyor ki anlatamam ,sanırım ya dayılar yada baba öğretti.
Birde babaya seslenme şeklini yazayım ,unutmadan...babovvv,babüüü yada babba...
En çok sevdiğimiz üç yiyecek de hamsi,fındık ve mısır :)
Saf kan karadenizli benim oğlum.Benden daha hızlı hamsi yiyor :)-Tabiii ayıklayıp önüne koyuyoruz-
Mısır da artık bitti ama olsun ,biz biraz istiflemiştik :)

16 Kasım 2008

Düğün ve ömer

12+1 dişle ömerin benden fazla dişi var :)(Bu yorumu annem yaptı :)
......
Dün akşam yakın bir akrabamızın-uzaktan kuzenim- düğününe gittik.Ömer düğün mekanına ilk girdiğinde -ilk defa bir düğüne gitti,gerçi bir kere daha gitmişti ama o zaman bebekti.Takı takmamızla çıkmamız bir olmuştu.Onu saymıyorum.-yüksek volümlü sesten dolayı faltaşı şeklinde açılmış gözleri ve şaşkın ifadesiyle hepimizi çok güldürdü :)
Bir müddet yüksek sesin korkusundan babasına bile gitmedi,ortama alışınca tabii kucaktan kucağa gezmeye başladı.
En son baktım ki bizim küçük adam çekingenliğini ve şaşkınlığını atmış,pistte eller havada oynuyor:)
Düğün bitene kadar bizimki pistte hem oynadı hem de oynayanları seyredip onları taklit etti.Ağzıda keyiften kulaklarındaydı.
Düğün bitti,kuzenim ve damat gidenleri uğurlamaya başladılar .Tabii bizde vedalaştık,tam kapıdan çıkıcaz ki ömer feryat figan ağlamaya başladı ama nasıl bir ağlama anlatamam.Kıyamet kopuyor hemen arabaya koştuk,niyetimiz ömeri araba koltuğuna bağlıycaz ve araba hareket edince susacak ama nerde ,araba koltuğuna bağlıyamıyoruz.Ömer kasmış kendini,parmağıylada düğün salonunu gösteriyor,eşim ve ben uğraşıyoruz ama oturtmak mümkün değil.Annem bir yandan kızkardeşim bir yandan çeşitle şekilleri denedik ama ne oturuyor nede susuyor.Gözyaşları da sicim gibi akıyor.Sonunda düğünün bittiğini anlata anlata,biraz zorlada olsa bağladık.Ama rahat bir 5 dakika daha parmağıyla dışarıyı gösterip ağladı.
Anlıyacağınız ömer bey düğüne bayıldı.Daha doğusu yüksek volümlü müziğe ,danseden insanlara ve sürekli yanan sönen disko havası veren ışık efektine bayıldı :)
Galiba artık düğünlere gitmeye bayılan annemin yanında ömeri de göndericez :)

14 Kasım 2008

Bu yazı sadece sana Ömer.

Ömer,bugün seni biraz rahatsız ve huysuz olmana ve dayının dergisi national geographic'e bakmayı o an herşeye tercih etmene rağmen, seni çok özleyen bir sokak aşağıdaki ananeme götürdüm.Orada ananemle oynadınız,araba sürdünüz meyve yediniz.
Birkaç saat sonra eve döndük ve sen daha montunu çıkarmamı beklemeden derginin başına gittin.Gözlerime inanamadım.
Birkaç saat evvel yarım bıraktığın dergiyi hatırlayıp ,bir yetişkin gibi özlemle ona koştun.
Canım oğlum ,büyüyorsun ve her adımın beni daha da keyiflendiriyor .

13 Kasım 2008

Pek bir sosyalleştik :)

Bir haftadır ne yazıkki laptopumun kablosundaki sorun nedeniyle ,sadece bir kaç sefer ,oda orda burda bilgisayara girebildim :(
Ne yazıkki sorun hala çözülebilmiş değil,sorunu çözebilicek tek kişi olan sevgili eşim sürekli erteleyip duruyor.
Umarım bu küçük sitemim yerini bulur.
Neyse açığı kapatalım ,1 haftadır yokuz,bayağı bir boşluk oldu :)
.....
Ömerin geçende çoraplarını giydirirken ayak baş parmaklarında kızarıklıklar olduğunu gördüm ama açıkçası çok önemsemedim ,heralde kapı açarken kapıya çarptı falan diye düşündüm.Hemen ertesi gün dışarı çıkarken ,ayakkabıları giydirmek istediğimde giymek istemedi.Ama buda normal geldi ,çünkü her seferinde ayakkabı giydirirken giymek istemez.Biraz ısrar edince mecbur kucağıma geldi ve ayakkabısını giydirdim ki ne göreyim ayakkabı çok küçük geliyor.Kuzuma kimbilir ne kadar zamandır o ayakkabıyı giydiriyoruz :(
Başparmaklarında ki kızarıklıkların sebebi de böylece anlaşılmış oldu.
Çok üzüldüm tabii,ne onu gün içinde hava almaya çıkaran annem ne ben ,ne de babamız anlamamışız.Yavrumda bir şey anlatamadığından ,ısrar edilince giymiş.
Şimdi geriye bakıp düşündüğümde ,bir yere gittiğimizde neden hep kucağa gelmek istediğini şimdi daha iyi anlıyorum.Tek tesellim o arada hep kucakta gezdi,çok az yürüdü.
Hemen tabii akabinde ayakkabı almak için natilusa gittik,ona rahat bir ayakkabı aldık ve ömeri ayakkabısını giyer giymez natilusun caddelerine saldık :)
Tüm gün oradan oraya koştu küçük prensim.
Aman ne olur bu ayakkabı mevzuuna çok dikkat edin,biz gözden kaçırdık siz kaçırmayın.
Yeni aldık diye düşünmeyin ayakkabıları ,ayakları inanılmaz hızla büyüyor çocukların.

Ömer ve Mina :)
Bu hafta okul çıkışı bir boşluktan faydalanıp annem ve ömerle beraber eliflere gittik.Elif benim ilkokuldan lise son sınıfa kadar aynı sıraları paylaştığım -üniversitede ayrıldık tabii ,o kimyaya ben matematiğe ve ayrı şehirlere -arkadaşım,mina da elifin kızı ve ömerle aralarında sadece 3 gün var :)Eliflerde güzel bir sofranın eşliğinde uzun uzun sohbet edip ,eski günleri ve eski dostları konuştuk.Ömerle minada beraber mısır yiyip,balonlarla oynadılar-arada paylaşamadıklarıda oldu ama olsun -.
Umarım bizim elifle paylaştığımız neredeyse 6 yaşından beri süregelen bu dostluğumuz onların arasındada olur.

Oyun grubumuzu yazmadan olur mu ?Olmaz tabii :)Geçtiğimiz hafta oyun grubu bizdeydi.Ömer hastalıklardan çıkmış olduğundan biraz içine kapanıktı.Efe oyuncaktan oyuncağa koşarken pelinde hoşuna giden oyuncakları keşfetmeyi tercih etti.Genel anlamda ömerin bu mesafesini hastalıklardan yeni çıkmış olmasına versem de ömerin bu içine kapanıklığına üzüldüm.

Akşam eşimle bu mevzuuyu konuştuğumuzda ömerle ilgili gerekli gereksiz herşeye üzüldüğümü farkettim.Sonuçta çocukların büyümesi uzun bir süreç ve sürekli değişim içindeler.Ve hastalıklarda bu gelişimi sekteye uğratıyor.Aslında hepsi bu.

7 Kasım 2008

Bu koltuğa bir karpuz daha sığdırdım :)

Bu koşturmaya rağmen bir de takı tasarım kursuna başladım:)
Haftada bir yarı zamanlı gidicem.Aslında uzun zamandır düşündüğüm bir şeydi ,annemlere çok yakın bir yerde açılınca,anneminde teşvikiyle başladım .
Uzun zaman sonra kendim için bir şey yapmamıştım,çok iyi geldi.Sadece ben ve boncuklar,acayipde keyifli :)
Resim ,ahşap boyama ,ebru kursu derken artık bu yeni kursla kendi takımı kendim yapıcam.Çok tasarrufluyumdur çokkkkk.(Bu arada evimdeki tabloları ben yaptım :)
Yani artık burada benim takı çalışmalarımı da görürseniz şaşırmayın:)Yada bakarsınız o kadar çok yaparımki :p site kurarım-hangi arada yapacaksam -.
Neyse şu anda pantolonumu çekiştiren ömerle, bugün bilmem kaçıncı kez dinlediğimiz ten little aeroplanesi tekrar dinlememiz gerekiyor sanırım,mızır mızır çünkü.

5 Kasım 2008

Del,del

Son zamanlarda ömerin en sevdiği şeylerden biri , bilgisayardan araba resimlerine bakmak, google görsellerden araba yazıyorum ve karşımızda alt alta bir sürü araba ve resimler görülür görülmez ömerin sevinç çığlıkları :)
Ömerin araba aşkı tariflere sığmaz ,-belki biz öğretiyoruz farkında olmadan ama -bence uzmanların dediğinden yani 3 yaştan çok önce başlıyorlar cinsiyetlerine göre oyuncak seçmeye.
Ben ömeri bebekle oynarken -bebekleride var-yada tam tersi bu yaşlardaki bir kızı araba ile oıynarken görmedim.Tabii muhakkak istisnalar vardır.
Bir başka sevdiği şey ise british counsil'dan ingilizce çocuk şarkıları dinlemek.Özellikle Ten Little Aeroplanes favorisi.
Ben de oyun grubumuz ebrularda toplandığında ,ebrudan öğrendim bu adresi .Oyun grubunun bir faydası daha :)
Bir çoğunuz eminim ki biliyordur bu adresi ama bilmeyen arkadaşlarım için linkini vermek istiyorum . Belki sizde dinletirsiniz :)
http://www.britishcouncil.org/kids-songs-traditional.htm
Ömer ne zaman bu şarkıları dinletsem etrafta kim varsa o an ,çağırıyor.Bayılıyor dinlemeye ve dinletmeye .
Dede del,del :)
Herkesle sevdiği şeyleri paylaşmak istiyor minik kuzum .Ben de blog dostlarımla tabii.
Not:biri bana bu linkleri tek kelime ile yayınlamayı öğretebilirmi,böyle çok uzun oluyor :)

2 Kasım 2008

Kek yaptım.

Her zaman kek yaparım ama bu tarifi çok beğendim ve paylaşmak istedim.
Az yağı ,şeker kıvamı ve içindekilerle çok güzel ve tam bana göre ,umarım yaparsınız ve benim kadar seversiniz:)
İçindekiler:
1 kahve fincanı süt
1/2 kahve fincanı yağ
2 kahve fincanı şeker
3 kahve fincanı un(tepeleme koydum)
2 yumurta
1 vanilya
1 kabartma tozu
Ana malzemeler bunlar ama siz keyfinize göre fındık ,limon kabuğu,ceviz,tarçın,damla çikolata vb şeylerde koyabilirsiniz.Ben bugün yaptığım keke limon kabuğu rendesi koydum.Tadina doyulmuyordu.Ömer bile kocaman 2 dilim yedi:)
Not:Bu keki ilk ebrularda yedim ve hemen tarifini aldım.O zamandan beri neredeyse gün aşırı yapıyorum :)

1 Kasım 2008

Dediiiiii

Bugün bizde toplanması gereken oyun grubu çeşitli aksiliklerle toplanamayınca planda küçük bir değişiklik yapıp ömerle birlikte armağanlara gittik.
Armağanlarla evimiz çok yakın ,sadece kısa düz bir yol ve kısa bir yokuştan sonra onlara varacağım için ömeri aldım kucağıma ve yola düştüm.
Ama varmak ne mümkün ,insanın kucağında 11 kiloluk bir çocuk olunca yol bitmek bilmiyormuş.Git git kollarım tutuldu ama yolu bitiremedik :)
Bir daha kucakta çocukla yokuş çıkmak mı ,kesinlikle hayır.



Bugün tuna ve ömerin pek fazla paylaşımı olmasada -oyuncak kavgasını saymıyorum :)-keyifli bir gündü, ta kii ömer evin kedisini görene kadar :)
Abartısız 1 saat sürekli dediiii-kedi demek istiyor-diyip kediyi gösterdi.Ve oldukça korktu,nerdeyse son ana kadar yanımdan uzaklaşmak istemedi.
Aslında ömer sürekli her yerde kedi ,köpek gibi hepimizin çevremizde gördüğümüz hayvanları görüyor ve biliyor, ama onlara bu kadar yakın olmak sanırım onu biraz korkuttu.
Buna tabii acilen bir çözüm bulmak lazım .Hayvanlara alışması için onu korkutmadan ve zorlamadan ,çeşitli hayvanlarla bir araya getirmek ve hep ertelediğimiz hayvanat bahçesi gezimizi ilk fırsatta gerçekleştirmek en doğrusu galiba.
......
Ömer bu aralar çoraplarının akibetine uğruyor ve sürekli düşüyor.Malum parkelerde kalebodurlarda çok kaygan .
Aslında bu yaştaki çocuklar için yapılan tüm çorapların altında kaydırmaz olması lazım.Ama nedense yok ,olanlarda çok pahalı.Bugün jokerden baktık ama fiyatını görünce eşimde bende gözlerimize inanamadık,bir çorap 14,95 ytl.
Yapılacak şey çorabın altına yapılacak küçük bir plastik ekleme hepsi bu.Bu da bu kadar yüksek bir fiyat gerektirmez gibi geliyor bana.
Ve büyüklerimiz hep söyler ya çocuğun yediği helal giydiği haram diye.Ne kadar doğru bir söz.Şimdi giydiği bir şeyi birkaç ay sonra giyemiyor,çoktan küçülmüş oluyor.
1-1,5 yıldır eşimle alışveriş merkezine gittiğimizde ilk uğradığımız yer çocuk mağazaları.Alınacaklar hiç bitmiyor ,sürekli yeni eksikler.Sürekli küçülenler.
Bir de neredeyse bir karış kıyafetler ,benim giydiklerimle aynı fiyat...
Mecbur alıyoruz ,allahtan ikinciyi düşünüyorum da bu kadar aldıkları boşa gitmeyecek,tek tesellim bu :)

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...