26 Ağustos 2010

Ben buralara çalışmamıştım ama


Murat hiç ömer gibi değil,olmak zorunda da değil ama .Yine de insan ikinci çocuğunu ilki gibi bekliyor biraz.
Ömer sessiz bir çocuktu,6 ayına kadar köşe yastığı muamelesi yaptık biz ona.
Sadece sabahları ,5 ile 7 arası kolik sancıları vardı,onu da bir şekilde sindirmiştik.Sadece 2 saatti ne de olsa.
Bu yaşına kadar da öyle ağlayan ,yoran bir çocuk olmadı hiç.
Evet yaramazlık yaptı,düştü,olmayacak yerleri yaladı,olmayacak şeyleri içti.Hep bir şekilde acillerdeydik.Röntgenler,emarlar vs vs.Ama yine de yaşıtlarına göre laf dinleyen ,olgun bir çocuk oldu, neyse ...

Murat henüz 23 günlük taze bir bebek ve şu kısacık 23 günlük süreçte 5 ayrı doktor gördü,muayene oldu.
Sebep hiç bitmeyen ıkınmaları,sürekli kırmızı rengi ve çığlıkları.
Ama öyle böyle değil bu küçük adam neredeyse günün tümünde ıkınmakta ve en ufak bir şikayetinde gaz-açlık-altının kirlenmesi vs. çığlığı en yüksek volümü zorlamakta.
Bu çığlıklar ve ıkınmalar , normal olan her insan şahsiyetinin sinirini bozacağı gibi bizimkini bozmakta, acabalarla bizi doktorlara sürüklemekte.

Sonuç her doktora gidişimizde aynı, tüm şikayetleri gazla ve edepsizliği ile alakalı,çok şükür ki ...
Görünen o ki şu kısacık sürede ,önümüzdeki yıllarda dizecek murat efendi bizi ipe :)

24 Ağustos 2010

Dejavuuu


Bu görüntü bana pek bir tanıdık geldi :) Şöyleee 3 yıl öncesine uzandım ...

İtiraf :Normalde bu kadar düzenli değil fotodakiler, önce azıcık düzenledim hepsini :)

23 Ağustos 2010

Hangimizi ?


Murat sütünü içip ,uyuduğu anda ,ömerle ben hemen olanca hızımızla giyinip kendimizi dışarı atıyoruz.Murat ananeye emanet tabii...
Keyfimize göre ,daha doğrusu ömerin keyfine göre ya parka gidiyoruz yada maxi ye.
Hem ömerin keyfi oluyor ,ben biraz nefes alıyorum.Hem de alışveriş yada kuaför için iyi bir fırsat oluyor.
Bugün gene attık kendimizi sokaklara,yürürken anne -oğul sohbet halindeyiz.
Birden küçük adam sordu,

Anne hangi oğlunu daha çok seviyosun?
Muratı mı ? Beni mi?

Önce bu soru beni çok şaşırttı,bunu söylemem lazım.

İkinizi de çok seviyorum ömer,murat benim küçük oğlum, sende büyük oğlumsun.İkinizi de ayrı ayrı çok seviyorum ,dedim.

Ömer ,

peki annecim ,dedi.

Canım oğlum ,cevabımdan tatmin ,içi rahat maxiyi gezdi.

Daha önceden yaptığımız gibi bol bol gezdik yine,taaa ki ananemiz bizi arayıp çağırıncaya kadar...

20 Ağustos 2010

Öğleni kaybettim


Günler ardarda geçiyor uyanıyorum sabah ve hemen akşam,öğleni kaybettim.
Sevgilinin ısrarı üzerine 40 günümüzü hep beraber annemde geçiriyoruz,ben evde tek kalınca endişeleniyor çünkü.
Muratın doğumunun akabinde ömer bronşit olduğundan ömeri ananesine gönderdim.Evde muratla tek kaldım ama sevgili hiç rahat edemedi.
Benimde işime geliyor böylesi ,ömerle ilgilenecek bir dolu insan,akşam iftar yemeğini yada sahuru ve hatta ömerle bana gün içinde yemek hazırlayan bir annem var :)
Sadece muratla ilgileniyorum ,gerçi bu bile büyük bir iş.
Altı ,üstü ,sütü,gazı ,uykusu derken günler hızla geçiyor.
Ömerinse günü gününe uymuyor ,bir bakıyorsun muratın üstünden atlayıp çekyattta zıplıyor yüreğimizi ağzımıza getiriyor.Bir bakıyorsun "Anne şu murata baksana ,gene süt istiyor " söylemleriyle son derece duruma umarsız...
Hızla geçip gitmekte günler...

17 Ağustos 2010

ÜÇ


Canım oğlum ,biriciğim ,
senin doğumunla hayatımızdaki herşey farklılaştı,anlam kazandı.
Öncesi ne kadar da sıkıcıymış :)
3 yıl göz açıp kapayıncaya kadar geçti ve şimdi sen 3 yaşında kocamaaan bir çocuk oldun.
Abi oldun .
Babanın da, benim de senin için şükretmediğimiz gün yok,küçük abi :)
İyi ki doğdun ,iyi ki varsın,iyi ki bizi seçtin ömerim.
Bizimle ,dopdolu ,keyifli ,hayırlı bir ömrün olsun umarım.
Aslan oğlum seni çok ama çok seviyoruz...

15 Ağustos 2010

Anne bana bak,banaaaa

Muratı beslerken,
altını değiştiriken ,
gazını çıkarırken,
yada severken ,hep aynı cümle ama farklı bir atraksiyon,

"Anne bana bak ,banaaa" :))

Dikkat çekmeye çalışıyoruz.
Bizde ,Murattan çok ömerle ilgileniyoruz ve neredeyse hiç boş bırakmıyoruz.
Şimdilik ilişkileri iyi gibi, ömerin bir keresinde muratın kafasına plastik bir araba atması ve arada bize kızıp " Ben artık muratı sevmiyorum işte " şeklinde kısa süreli ağlamalarını saymazsak.
Sürekli muratı öpüyor kokluyor ,arada muratın kokusunun çok güzel olduğunu bile söylüyor.Ve hep soruyor "Anne murat ne kokuyooo?" :)))

13 Ağustos 2010

Kocaman bir aile olduk artık :)


Sabah 7 de başlayan gergin maratonumuz -gerçi tek gergin bendim ya neyse :)-saat 9 itibariyle ameliyata girmem ve öğlen saatlerinde toparlanır toparlanmaz muratımı kucağıma vermeleri ve ilk defa süt vermemle mutlu ve keyifli bir hale geldi.Ancak bu mutluluk uzun sürmedi süt emmekte çok zorlanan muratın ciğerlerini temizleyemediği ve kuvöze yatması gerektiği anlaşıldı.
Böylece 3 gün 2 gece boyunca ben odamda sevgiliyle, muratsa kuvözde kavuşacağımız anı bekledik durduk.
Gelen giden misafirler ,tekrar tekrar gelen akrabalar,hiç susmayan telefonlar ,arayan soran meslekdaşlar ,komşular ,blogger dostlarla zaman zaman özlemimizi unutsak da baktık olmuyor getirdik ömeri 3 günlük misafirhanemize.

Ömer pek bir sevdi hastaneyi, "anne bizim evimiz burası mı ? " ," bizden sonra başkaları da kalıcak burada dimi ?" sorularını sorup durdu.Bazen ayakkabısını çıkardı öyle dolaştı odada , bazen de ziyarete gelen eş-dost çocuklarıyla oyunlar oynadı.

Teyzeyle boğuştu,koklaştı , tüm gün bizimle olmaktan son derece mutlu ,geceleri ananeye giderken gayet vakurdu.


Sevgili ise daha ikinci bebeğimizi kucağımıza almadan 3. hayaliyle murat efendiyi ortanca çocuk ilan etmişti bile aldığı kocaman lilyum buketiyle :)

En mutlu anımız , hastane çıkışı bin bir evrak imzasından sonra kucağımıza verilen küçük prensimizi aldığımız an...Gayet sağlıklı sıhhatli bir şekilde hemde :)

Arayan soran ,ziyarete gelen tüm dostlara teşekkürler...

11 Ağustos 2010

2 Ağustos 2010

Küçük bir abii...




Çok seviyorum ben bu küçük abi adayını :) İçinden her daim mutluluk akiyor ...

Üç kişilik çekirdek ailemizin son günü bugün...


Yarın itibariyle dört kişilik ,bana göre kocaman bir aile olucaz.
Bir yenidoğan ,bir 3 yaş ve anne -baba olarak...
Biraz korkuyorum ,ömere her zaman gösterdiğimiz sevgi ve özeni gösterememekten ,onu üzmekten.
Muratın en çok ihtiyaç duyduğu anne kokusu ve sevgisini olması gerektiği gibi verememekten.Muratın sağlığından sıhhatinden.

Ömeri pedagoğa götürüdüğümüzde ,pedagog ömer konusunda çok şanslı olduğumuzu ve bir çok anlamda yaşının üstünde olduğunu söylemişti.
Ama benim için çok kaygılı bir annesiniz.Bence siz bu kaygılarınızdan kurtulmaya çalışın ,yoksa çocuklarınızıda etkiler, diye eklemişti.Gülmüştüm çıkışta.
Ama düşününce,hele bu son günlerde , kaygılıyım evet ,çok hemde .Ama ben anneyim,kaygısız anne var mı hiç ,aman sende diyen...
......
Sabırsızım da yeni bebeğimi göreceğim için,onu kucağıma alacağım için ,onun hızlı büyümesini bir mucize gibi izleyeceğim için .
Çok karışığım anlayacağınız :)

Kaygı dolu ama heyecanlı ,mutlu ,ömeri üzmeden, muratı ihmal etmeden ,sevgiliyi eksiltmeden gelecek günleri ve yarını bekliyorum...
Yarın bir kere daha ANNE oluyorum...

1 Ağustos 2010

Yeni oyuncağım


Ömer fotoğraf makinamın ekranını kırınca yeni bir makina almak şart oldu.Bazen küçük kazalar çok da faydalı oluyor.

Teknosa ,darty,media markt la aramızda geçen yoğun telefon trafiği ve bir kaç alışveriş merkezi turundan sonra işte yeni oyuncağım.

Bayramlık alınmış çocuklar gibi pek bir şenim :)

Artık bana bir fotoğraf kursu şart oldu ama tabii önce muyatım :)


Bir türlü karar veremeyince ...


Bir türlü karar veremeyince annemle ,biz de dedik ikisinden de yapalım bebek şekerlerini.Böylece hem sepet detaylı hem de kovalı şekerlerimiz oldu :)
Babamız stickerlarımızı getirdiğinde üstüne yapıştırıcaz ve tamam olucak şekerlerimiz :)))





Son 1 gün kaldı ve bende korku da, heyecan da tavan yapmış durumda.
En büyük kaygım ,yavrum sağlıklı mı ?

3 ağustos itibariyle kocaman bir aileye terfi ediyoruz :)))
.
.
.
.


LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...