29 Aralık 2010

Evde kurabiye, kek yapınca ev sanki daha bir ev...


Akşam 10 da ömer dedi ki "Anne unuttuk bugün kurabiye yapıcaktık."
Unutmamıştım oysa ki yorulmuştum ve ertelemiştim,sonra yaparız demiştim aklıma her geldiğinde.
Ama ömerin o istekli ,nasıl unuttuk biz ifadesini görünce sildim tüm yorgunluğu kafamdan ,ömerle giriştim kurabiye yapımına.
Ömer nasıl heyecanllı ilk kez yapıyormuşuz gibi halbuki kaçıncı kurabiye maceramız :)
Ben yoğurma ve açma işini ,ömerse şekillendirme işini üstlendi.
Sonuç güzel ve şirin bir sürü minik zencefilli bisküviler...
Vee mis gibi bir koku.
Nasıl güzel bir koku,ev sanki daha bir ev,daha bir sıcak, daha bir keyifli...
Çok seviyorum evde kek pişsin, kurabiye pişsin,börek pişsin ,ev güzel kokularla dolsun.Her bir köşe de tezgahta,fırında,dolapta güzel mamalar olsun.
Beraber yapalım ,emeğimizi gülerek eğlenerek yiyelim.
Ömer ,ben, sevgili belki yakın bir zamanda muratta :)
Sohbetle, gülerken daha da tatlanıyor sanki herşey.

2010 a ita-fen...


2010 çok az sevdim ben seni...
Murata rağmen ,muratı seninle kucağıma almış olmama rağmen,cennet kokulu yavruma rağmen.
Çok üzüldüm sende çok,gözyaşlarım sel oldu aktı sonra kurudu...
Ama yazmadım buraya,yazamam ben en acıları.Yazdıkça ,okundukça üzüntüm artar benim.Paylaşınca azalmıyor benim acılarım,artıyor kat be kat.
Çabuk çık hayatımdan ,ben 2011 bekliyorum .Onda tüm umutlarım.
Beklentim sadece sağlık,huzur ve mutluluk ama en önce yavrularıma.Sonra bana ve diğer sevdiklerime.

2011, sözüm sana...
Güzel gel bize...
Ve çabuk gel.Seninle geride kalsın tüm üzüntüler...

28 Aralık 2010

Noel değil yılbaşı..


Ben pek etliye sütlüye dokunmadan yazmayı severim ama bu yazıya link vermek istedim ...

Not:Bizim ağacımız noel değil yılbaşı ağacı :)

Ne zaman ki amerikada 7 kişi birleşip kurbanda inek keserler ben de o zaman noeli kutlamayı düşünürüm :)

22 Aralık 2010

Dün itibariyle bir süre sadece ev kadınıyım



home made' im

Dün ücretsiz izin dilekçemi verdim.Artık 8 ay boyunca tam zamanlı bir ev kadınıyım.
Ömerde de ücretsiz izin almıştım ama ömer 6 aylık olur olmaz işe geri dönmüştüm bu sefer erkenden okula dönmek istemiyorum en azından murat 9-10 aylık oluncaya dek çocuklarımla ilgilenmek istiyorum.
Ücretsiz izin için dilekçemi geç verdiğim için izne ayrılmam çok zor oldu,okula dilekçemi götürdüğümde aynı gün dilekçelerin kabul edilmediğini, dilekçemi ilçeden kendim takip etmemi söylediler.
Mecbur eşimle beraber ,muratı da yanımıza alıp okula gittik ve koşuşturma başladı .
Okuldan gerekli belgeleri aldık ama o da ne doğum belgem kaybolmuş.Mecbur önce hastaneye gittik yeni doğum belgesi çıkarttım gittim kadın doğum uzmanıma imzalattım sonra koşa koşa ilçe milli eğitime gittik.
Önce ilçeden dilekçem ile yazı çıkarttım,2 kat in çık ,bir kaç tane kalem müdürüne ve ilçe milli eğitim müdürüne imza attırdım,koş koş kaymakamlığa kaymakama imza attır,geri dön ilçe milli eğitime özlüğe belgeyi teslim et, koş muhasebe bölümüne maaş geri ödemesi için işlemi yaptır.
Zııııır telefon, sevgili arıyor,murat ağlıyor acıkmış.Ben tüm bunları yaparken sevgili ile murat arabada beni bekliyorlar hoştaynlığım malumunuz.
Koş koş arabaya muratı emzir ,altını üstünü değiştir.Koş koş yukarı bir de bak ki saat 12 olmuş,herkes yemeğe çıkmış.
Öfff püfff ama ne çare.
1 saat oyalan,sonra koşturma kaldığı yerden devam muhasebeden işlemi yaptır, bankaya git para çek ,koş koş mal müdürlüğüne git geri ödeme yap.
Veee nihayet özgürüm.
Tabii 10 da başlayıp 2. 30 biten koşuşturmadan ayakta duracak halim kalmamıştı ama neyse :)
Artık izindeyim :)

17 Aralık 2010

Burayı twite döndürdüm :)

Ma aile evdeyiz.Ömer toparlandı evde ,benim vicdan normale döndü haliyle,muratla zaten koala misali ,anne oğul hep iç içeyiz.Sevgili de bir önceki postun mu etkisi bilinmez bugün bir hayli erken geldi.
Yorum yazmaz ama benim koca en sadık takipcim :) olabilir yani.
Evimizin tüm herif nüfusu ,beraber history channel izliyorlar :)

Az sonra oğlanları uyutup, digitürkten bir film satın alıp hatta bir de mısır patlatıp evi sinema havasına sokarsam kısmen de olsa istediğim olucak :)
Sinema keyfi vermese de yaklaşırız o havaya ....

Olmayacak bir şey işte...


Nasıl sinemaya gitmek istiyorum şimdi...
Ama nasıl olur bilmiyorum...
İki saatte bir emmek isteyen bir murat ve non-stop çalışan, geceleri 1 de eve dönen bir sevgili ile pek de mümkün görünmüyor...
Biraz mola istiyorum hayattan,2 saatcik yeter aslında ...

Melankolik ben...

16 Aralık 2010

Ömer akşamları babasıyla geliyor eve...

Tek çocuk ne kolaymış...Bir de şikayet ederdim önceden ne zor çocuk bakmak diye...Bana iki tane olsun asıl sorun o zaman başlıyor, diyenlere de bir şey söylemesemde içten içe kızardım,sanki ömere bakmak çok kolay diye düşünerek.
Kolaymış,hem de çok ,şimdi hak veriyorum iki çocuk zor diyenlere...

Aslına bakarsan ömer kolay bir çocuk ...Neredeyse her işini kendi görüyor...Kendi kendine oynuyor,resim yapıyor,yemeğini yiyor,tuvalete gidiyor.Kısmen kendi giyinmeyi başarıyor...

Muratta kolay bir bebek...Emzir,altını ,üstünü değiştir ,azıcık oyna,sev,okşa,gülümse.Arada eline zürafasını yada lamazenin arısını ver tüm gün oynasın...

Sorun ikisi bir arada olduğunda...
İkisininde aynı anda karnı acıktığında,biri altına yaparken diğerinin de kakası geldiğinde,biri emerken diğerinin canı kitap okumak istediğinde,ikiside aynı anda sevilmek istediğinde,akşama yemek pişirmek gerektiğinde,ömerim canı murata vurmak istediğinde...

Asıl o zaman başlıyor zorluklar...

Ömer ananesinde 2 gündür sabahtan akşama kadar,ben de evde muratla başbaşa.O kadar yoğun bir ömer murat trafiğinden sonra tek çocuk pek bir vız geldi bana.

Bende aldım keçeleri muratın uyuma molalarında bir-iki süs yaptım ağacımıza.Bakalım gözünden hiç bir şey kaçmayan peter pan farkına varıcak mı bizim yeni süslerin :)







14 Aralık 2010

Hayal mi kuruyorum ne !!!


Kış işte...Bitmez burun akıntısı,zengin öksürükleri...
Ömerin yine ve yeniden burnu akıyor ,sevgili dedi ki "esin,biz ömeri ananeye mi bıraksak , en son böyle olduğunda murat zatürreye kadar vardı."
Ömere sordum o bayıldı zaten bu fikre,dedeyle tüm gün non-stop oyun keyfi ,sonsuz anane toleransı ve dayılarla laptopta oyunlar.
Ama benim vicdan beni rahat bırakmaz ,ömeri ihmal mi ederiz diye...
Gece kalmasın ama bir iki gün böyle idare edelim,dedim.Murat gece uykusuna yatınca ,almaya karar verdik ömeri.
Şimdi evde muratla beraberim,vicdanımın bir yanı sızlıyor ama keyfini de çıkarmak lazım.
Muratı emzirip uyuttuktan sonra önce güzel bir sütlü tatlı yaptım.Biraz kitap okudum sütlü tatlı mı yerken...
Arada ömeri aradım tabii ,keyfi gayet yerinde,"anne ben akşam da kalabilirmiyim ananemde ? " bile dedi telefonda :)
Ben vicdan yaparken peter pana bak sen :)
Gayet mutlu anlaşılan...

Şimdi akşama güzel bir yemek yapayım ,hatta belki mum ışığında yeriz :) ömerin yanan mumlarla oynamasından korkmadan...
Hatta keçeden yılbaşı süsleri bile yaparım.
Belki uzun zaman önce aldığım ama bir türlü okuyamadığım dergilerimi okurum.Hoştaynlığımı birazcık göz ardı edip yanında belki güzel bir kahvede içerim.
Tabii lokum beyin uyuma performansına göre :)))
Telsizden muratın sesi gelmeye başladı,postun bitmesini bile beklemedi lokum bey :)
....

11 Aralık 2010

Üç tane benim bereket kuşlarım :)


İlk english home da gördüm daha önce bihaberdim bereket kuşlarından,oradakileri de pek beğenmedim,daha güzelini yaparım ben dedim ,ne de olsa annemin kızıyım mutlaka el becerisinde annemden bir şeyler almışımdır dedim...
Sonra etsy de gezerken keçeden bir kuş gördüm,çok beğendim.



Aldım taaa ne zamandır dolabımın köşesinde duran keçeyi ,7 tane yapamasamda iki çocukla 3 taneden ibaret ,kendi bereket kuşlarımı yaptım.
Arasına da dizdim renk renk takı kursundan beri duran boncuklarımı,işte asılacak hale de geldi bereket kuşlarım...
Şimdilik nereye asacağım belirsiz köşede duruyor ama bulurum elbet asacak bir yer :)


10 Aralık 2010

Bir izmir yaptık ama nasıl gittik geldik bir de bana sorun...


Hem iş hem de özel bir sebeple izmire gittik geldik ama 4 aylık bir bebe ile ne zormuş araba ile uzun yola çıkmak hele gece olunca...
Giderken sabah erken çıktık,anne hazırlamıştı börekleri, kekleri bilumum tüketilebilecek mamaları.Yol boyunca sürekli açık büfe tıkındık durduk :)


Gün ışığında güle oynaya ,kafamıza esen her yerde dura dura ,9 saatlik izmir yolunu biz yaptık 11 saat :)


Sevgili işini halletti .Halletmemiz gereken diğer işi yaptık.
Sevgilinin çocukluğunun geçtiği evi ziyaret edip çıktık yola ama bizim yola çıkışımız akşam üstü 5 buldu,yani tam hava karardığı zaman.
Sevgili bir an önce eve varmak için bastı gaza,biz 11 saatte gittiğimiz yolu döndük 7 saatte...
Tabii araba karanlık olunca, fazla da mola vermeyince murat çok bunaldı yolculuktan.Arabayı durdurup ufak molalarda ,dışarı çıktığımızda murat gayet süt limanken ,arabaya bindiğimiz ve motor çalıştığı anda başlıyordu huysuzluğa.
Eşim ön taraftaki lambayı iptal edip ,arkadaki lambayı yaktığında bir nebze rahatlasa da lati-lokum , huysuzluğu bizi çok yordu.
Baktım olmuyor emzik yerine beni kullanmasına izin verdim,oto koltuğundan kaldırmak çok tehlikeli olsa da göze aldım artık.
Saatlerce emzirdim desem hiç de abartmış olmam.
Nihayet saat gece 10 gibi uyudu ,bende rahat bir nefes aldım.Sonrasını bende hatırlamıyorum zaten gözümü açtığımda koşuyolundaydık.
Çok zordu çook yolculuk.
Karar verdim ,yaza tatile gittiğimizde kesinlikle arada bir yerlerde konaklayıp 5 saatten fazla uzun yola çıkarmayacağım muratı,dayanamıyor lokumum.
Ömerse kocaman olmuş daha da hissettim şehirler arası yolculukta,uyudu,bizimle sohbet etti,arabalı vapurda gezdi.

İzmir yolculuğunun keyfini en çok o çıkardı...

9 Aralık 2010

Bunları buraya not düşmeli



Babasıyla telefonda konuşan ömer ," Baba benim seninle konuşacaklarım bitti..."
Durdu bir-iki saniye bana bakıp düşündü ,sonra "Şimdi seni sevgiline verim" dedi ve telefonu bana uzattı.
Ben tabii gülmekten konuşamadım :)

.....

Markette alışveriş esnasında ömer kasiyer kıza sordu "Senin adın ne? " .
Kasiyer kız ismini duyduğu ömere sordu " senin adın ömer mi ? "
Ömer : " Ben sana ismimi sormadım, senin adın ne ? "
:))))

....

Her taksiye bindiğimizde ömer mutlaka taksi şöforüne sorar,

Ömer :Senin adın ne?
T.Ş: .....
Ömer: Arabanın markası ne ?
T.Ş: .....
Ömer : Senin kızın var mı ? Adı ne ?

İşte asıl soru :)))Diğerleri aslına giden ara sorular :)))

4 Aralık 2010

Bu baba denilen adam beni yine mi öpecek öfff yaaa


Diyor içinden eminim,yoksa babasının her öpme teşebbüsünde başını göğsüme gömmesi başka ne sebeple olabilir...
4 aylık bir bebe ama babasının dikenli yüzünün gayet farkında :)))

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...