28 Temmuz 2011

sıradan


Hava çok sıcak çoook,hele benim evimde daha da sıcak güney cepheli olmasından dolayı...Murat efendi uyuyor keyifle,şeftalisini yemedi,anne sütü her zaman tercihi öyle uyudu...Ömerse anane de işten ayrılalı 8 ay olmuş aldığı devasa maaşı beğenmeyip evde oturan,alese hazırlanan teyzesiyle oyun oynamakta...
Ben de fırsattan istifa de evi toparlamış,bulaşığı makinaya dizmiş ve çamaşırları asmış,öyle bilgisayar başında keyif halinde ,elimde de muratın yemediği dilimlenmiş şeftali...
Keyifliyim bugün, 7,5 kiloyu verdikten sonra kalan 5 kilodan 1 gram daha veremediğim halde...
Spontan ama son bir yılın bana kıymetini öğrettiği bir gün daha :)

25 Temmuz 2011

İğneada...sezon adı altında her şey mübah mantığı





İşe her yerde devam kumsalda bile...Bir saniye esin, şu eft yi yapmam lazım :))







Son anda yapılan bir plan,rezervasyon yapılan eli yüzü düzgün apart,ananeyide yanımıza alarak çıkılan eğlenceli bir yolculuk...Buraya kadar herşey çok güzeldi ama iğneadaya varıp da rezervasyon yaptırdığımız apartın başkasına verildiğini öğrendiğimiz hayal kırıklığı ve ne yapıcaz şimdi arabadaki iki çocukla düşüncesi berbat...
Nasıl bir zihniyet böyle bir şey yapabilir bilmiyorum,telefonda konuştuğum kişi bir de utanmadan istediğiniz yere şikayet edin falan dedi.Kızdık ,telefondaki kadına söylendik ama nafile yapacak bir şey yoktu yer aramaktan başka...Sevgili ne bekliyorsun altı üstü apart dese de...Birazda olsa sözünde durma, işinde profesyonellik bekliyorum sonuçta iki çocuğumla geldiğimi biliyordu apart sahibi ...
Üç koca saat boyunca gezdik iğneada sokaklarında,tek tek sorduk pansiyonlara ,otellere.Bir
tanecik oda bulduk otelde,annem ve eşim aynı odada kalamayacakları için vazgeçtik.
Apartlara da baktık tek tek,kömürlükten bozma yerin altında bir oda ve mutfak tuvalet bulduk bir tek .Ve tabii tutmadık ama günlük fiyatını yazmasam olmaz 60 tl :) Hem de kömürlüğe,tepede bir küçük penceresi olan bir yere :)
Herkesin dilinde bir sezon lafı,sanırım temmuz demek oranın yerlileri için gelen tatilcileri kazıklamak demek.
Sonra emlakçıdan bir dubleks bulduk ve geceliğini ederinin iki misline tuttuk,bir kaç günlüğüne küçük bir servet ödedik.Bile bile ...Başka şansımızda yoktu...Orada tanıdığımız, kaldığımız sitedeki kısa süreli komşularımız inanamadılar,ödediğimiz rakama.Ama yapıcak pek de bir şey yoktu,ya geri dönücektik yada herşeye rağmen tutacak ve tadını çıkaracaktık birkaç günün...Bizde öyle yaptık...
Deniz kumsal güneş herşey çok güzeldi.Sabah 10 akşam 6 bazen 7 ye kadar denizdeydik.Yüzdük,eğlendik gezdik.Çok keyif aldık.Annem mutfağı yenilenirken tatile çıkmakta biraz tereddüt etsede ,bizimle birlikte keyifli ve bol denizli günler geçirdi.
Murat su kuşuymuş onu anladım,sudan ve denizden uzaklaştırdığımız anda kıyamet kopuyordu.
Ömer bu sefer havuz da değil de denizde yüzdü.
Eşimle ben de uzun zamandır yapamadığımız şeyi yaptık beraber
yüzdük :)
Ev arama stresini saymazsak çok keyifli bir tatildi...
...

Dönüş yolunda edineye de uğradık...Hem ciğer yiyelim dedik meş
hur kazım&ilhan ciğercisinde hem de selimiyeyi görelim,çarşı pazar gezelim diye...
İyi de yapmışız ,ciğer nefisti.Benim gibi ciğeri çok seven biri için,cennetti edirne diyebilirim
Tüm ayrıntılar fotoğraflarda ...






Anne kayumu da çek

Anane kucağında uyumak ne keyifli

19 Temmuz 2011

Aslında istikamet başkaydı...


Bodruma gidicektik...
Ben cuma günü son eksikleri almak için bebelerimi anneme bırakıp dışarı çıktım.Evden 100 m kadar uzaklaşmıştım ki,düz yolda ayağımda rahat bir terlik olmasına rağmen bileğim döndü.Önce korkunç bir acı hissettim ,üç beş dakika sonra ise sanki birşey olmamış gibi toparlandı ayağım ve bileğim.
Ben de hayırdır inşallah deyip yoluma devam ettim.Bankadan para çektim,bir iki dükkan gezdim.Derken ayağımda bir ağrı başladı.Ağrı giderek arttı ve yürüyemez hale geldim.Kendimi bir taksiye attım eve geldim.Dinlenirsem bir şey kalmaz diye düşündüm ama yarım saat sonra ayağımın üstüne basamaz hale gelmiştim.Davul gibi şişmesi bir yana,durduk yere sızlaması bitirdi beni.Bir de eyvah tatile gidemicez fikri :)
Acile gittik,binbir güçlükle.Röntgenler çekildi.Doktor sadece incinmiş dedi bir krem bir de yandan destekli çorap verdi.
Tatile gidebilirmiyiz,yarın yola çıkıcaz dedim.Güldü, yarın çıkamayacaksınız dedi .Biz de mecbur tatili bayram sonrasına erteledik :(

Nitekim kabus gibi geçen beş günden sonra nihayet ayağımın üstüne basabiliyorum.Bu beş gün boyunca tek ayak üstünde sıçrayarak hareket ettim evde.
Çok zordu çook ,ayak ne büyük bir nimetmiş ,anladım.
Bugün toparlanınca hadi dedim eşime,önümüzde hala tatile çıkabileceğimiz 3 günümüz var.Geçen sene hamişken gittiğimiz ama çok da gezemediğimiz iğneada da karar kıldık.Az evvel apar topar toplandık,yarın sabah erkenden gidiyoruz.Cuma günü eşimin işlerinden dolayı dönücez ama olsun bana üç günde yeter :)

Ayağımda hala hafif bir ağrı var ama umarım tatilde artmaz.Cumartesi çok sevdiğim bir arkadaşım evleniyor, o zamana kadar tamamen toparlanması gerek yoksa düğüne babetle gitmek zorunda kalıcam :)

17 Temmuz 2011

Murat kendi yiyoo


Biraz ağzı, biraz kolu,tişörtü,hatta bacağı, her yeri yiyor aslında ...Bodysinin içinde bile bulduğum oluyor meyve parçalarını yada makarnayı ...
Suyunu da kendi içiyor bazen...Az su doldurduğum bir bardağı veriyorum eline,direkt kafasına dikiyor.Çoğu zaman boğazında kalıyor,öksürüyor yada püskürtüyor.Çok hevesli çok...
Mutfağımı ise sormayın hali harap...Mutfak mutfak olalı böyle şey görmemiştir.
Özgüveni gelişsin,kendi yemeyi öğrensin diyorum ama olan bana oluyo galiba :) Günde kaç kere yer sildiğim yada kaç kere muratı duşa soktuğumu saymadım ,bir hayli çok :)

İlk kelimelerimiz ise,

mem - meme
mam - mama ...



13 Temmuz 2011

Diyet falan yapmadım,yoruyo fikri bile...


Ben az biraz dikkat ettim yediklerime hepsi bu diyorum,zayıflamışsın diyet mi yapıyorsun diyenlere...Sadece her gün yediğim çikolata ve tatlıyı kestim tabii bir de ekmeği ögün başına iki tam buğday ekmeği sınırladım.Bu kısıtlama yetti ne kadar tükettiğimi siz düşünün artık blog camiası :)
Bayıldığım fındık ,ceviz ve fıstık gibi çerezleri de çok çok az miktarda yedim.
Bu kısıtlamanın ilk zamanlarında okula yürüyerek gidip geliyordum,okullar kapanınca parka yürüyüş ve çocuklarla hava alma aktivitesine dönüştü.
Sonuç doğumdan sonra aldığım fazladan 5 kiloyu ve üstüne 2,5 kilo verdim.Hala 5-6 kilo fazlam var ama diyetisyensiz başardım bu sefer :)
Aslında başarma kelimesini kullanmak için henüz erken hala murattan önceki giysilerimin çoğuna giremiyorum ama şişman sıfatından az kilolu sıfatına geçmek pek bir mutlu etti beni :)
Tabii bu kadar kilo vermeye rağmen göbeğim hala pek bir haşmetli ,bu durumu diyet falan düzeltemicek anlaşılan.
Spor yapmak lazım ama spor salonuna gitmek benim için lüks,çocukların ikisi de evde malum...Zamana bıraktım bu işi bakalım...

7 Temmuz 2011

Kreşsiz hayat bana pek bir zor...



Ömer yaz tatili nedeniyle kreşe 2 ay ara verdi.Önce yazın da yaz okulu şeklinde kreşe devam etse mi diye düşündüm ancak,temmuzda tatil planımız olduğundan ve en sevdiği arkadaşları da yaz tatili nedeniyle ara verdiğinden böyle olmasının daha doğru olacağını düşündüm eşimde destekledi.Şimdi iki bebem bir de ben evdeyiz.
Sabah bir koşuşturma ile başlıyor gün,kahvaltıda iki oğlumun da gönlünü yapmak zor.Biri kahvaltı bulmacı istemez diğeri her sabah special şeylere alışkın.
Bir şekilde kahvaltı öğününü atlatınca ömerin sıkıldım ben anneleri başlıyor.Dışarı çıkıyoruz biraz geziniyoruz civarda,dedesinin dükkanında oyalanıyoruz.Sonra öğle yemeği saati geliyor,yine aynı sıkıntılar.
Ve öğle uykusu günün en sevdiğim saatleri yani :)
Uyanınca bu sefer meyve ve yoğurt saati, akabinde muratın uykusu.
Yok akşam yemeği....Bla bla bla...

Günler böyle ,otomatiğe bağlanmış gibi gitmekte.Ömer kreşten ayrıldı ama hayat bana zorlaştı.İki kere yoruluyorum her şeyde.
Buna da şükür sağlıkları sıhhatleri yerinde ya bu bile yeter...

Tatile gitme zamanı da yaklaşıyor ama ben ikisiyle tatil nasıl olur kara kara düşünmekteyim.
Ya kavanoz mamalarını doldurup,bodrumda herşey dahil sistemine dahil olucam.
Yada apart tutucam alaçatıda ,3 öğün yemek yapıcam ve bebelerimi ellerimle beslicem ama böyle bir tatilde evden daha çok yorulurmuşum gibime geliyor.
İki çocukla denize nasıl giricez da ayrı bir muamma :)
Galiba pek de giremicez yada sevgili ile dönüşümlü giricez.
Bir deneme yaptık günübirlik ama annemde vardı :) O deneme sayılmıyor bu nedenle :)

Ama öyle yada böyle tatile gidicez ve eğlenicez benim niyetim bu :))))

3 Temmuz 2011

Oyun arkadaşı oldular :)


Sabah ki mutluluğum ...
"Hadi murat odama gidelim beraber oyun oynayalım ." önde ömer ,arkasında emekleyerek abisini takip eden bir sütlenk ...

Minnak oğlum 11 aylık



Minnak oğlum 11 aylık olmuş.Büyümüş ,serpilmiş,hareketlenmiş.

Hiç anlamadım yavrum senin bebekliğini ben.Öyle çok hastalık çektin öyle badireler atlattın ki,senin için üzülmekten başka bir şey gelmedi elimden , beklemek ve dua etmek çoğu zaman sadece...
Üzüntü ve acı öyle çok dolduruyordu ki hayatımı ,anlayamadım tad alamadım büyümenden.Anlayamadım bir minik bebeğim olduğunu.


Geride kaldı hepsi.Şimdi kollarımdasın sağlıklı, sıhhatli,gülen yüzün ve tombiş bedeninle...
Şimdi anlıyorum bir bebeğim var işte.
Hem de 11 aylık,kıpır kıpır ,sevimli.
İyi ki varsın bebeğim...Varlığın en büyük mutluluğum...


LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...