29 Eylül 2008

İİ bayramlar...

Şeker tadında,ailelerinizle birlikte,keyif ve eğlence dolu bir bayram dileklerimizle .......

27 Eylül 2008

Hayeeey


Genelde hayır kelimesini çok kullanmayı seven bir anne olmadım.Hayır demek yerine hayır dememi gerektirecek tüm alet ,edavatları ortadan kaldırdım ve ortamı mümkün olduğunca ömer için güvenli hale getirdim.
Ama her şey için bu pek mümkün olmadı ,bazı durumlarda ister istemez hayır dedim.
Bulaşık makinasının kapağına oturduğunda ,
tuvalette kulozete elini soktuğunda ,
tvnin ekranına vurduğında,yada kabloları kolye yaptığın- hayır -dedim.
Eee tabi bu zamanlar kayıt ve taklit zamanları,ama bu kadar erken beklemiyordum.
Bugün sabah ömeri çağırdım.
"Gel oğlum bir öpim seni"
Ömer beyimizden el cevap -hayeeeeey

26 Eylül 2008

Ömerin yeni oyun grubu :)

Ömeri tutan dayımız ve gördüğünüz yakışılıklar ve güzeller dayımızın oyun grubu:)

25 Eylül 2008

Yoğunluk :( , ömer :)

Zor geçen şu birkaç günden sonra,nihayet bilgisayar başındayım :)
Neden zor derseniz okulda programım çok yoğun-yani berbat- tüm derslerimi üç güne yığmışlar ve neredeyse günde 10-12 saat okuldayım.Bir de buna sürekli kendini ispat etmeye çalışan ergenlere ,anlaşılması güç-herkes için değil tabii :)- matematik anlatılması olunca ,olay daha da zorlaşıyor.Tüm gün süren nöbetten hiç bahsetmiyorum .
Eve genelde ben değilde benden kalan parçalarım gidiyor....
Ömer tabii bütün gün beni göremediği için eve gider gitmez boynuma atlıyor.Tüm gün huysuz olan yavrumun- annem huysuzluğundan biraz şikayetçi -beni görünce ağzı kulaklarına varıyor.
Akşam boyunca ne ile oynarsa oynasın yanıma getiriyor yanımda oynuyor,oda değiştirsem bile elindeki oyuncak yada elinde be varsa onunla peşimden geliyor :)
Bazen beni yere oturtup,bacaklarımın arasına oturuyor ve ayaklarımı bir şekilde kapatıp ,kendine güven çemberi oluşturuyor :)

Dün akşam yemekte birbirimizi çok özlediğimiz için ömeri mama sandalyesine oturtmadım ,kucağıma aldım .Hem onu yedirdim hem de kendim yedim .Yemek esnasında bir kaç kez -hala inanamıyorum-çenemden beni öptü :).
Hem de ben bir şey söylemeden tamamen kendi isteğiyle :)
Annelik hakikaten tadına doyulmaz bir şey :)

Bu resim ömer henüz birkaç günlükken ,ne kadar çirkin bakarmısınız :)

17 Eylül 2008

KÜÇÜK PRENS olduk :)

Oğluşum doğduğunda kıpkırmızı ,saçsız ve koca gözlü -hala öle :)- bir oğlandı.Büyüdükçe kilo aldıkça bembeyaz ,pamuk gibi tombul bir oğluş oldu.Ben de oğluşumu, pamuk gibi oluşundan dolayı pamuk prensim diye sevdim . Bloğuna da o ismi verdim :)

Tabii o günler geride kaldı oğluşum büyüdü,tombulluğu ,bebekliği kalmadı .Artık koca bir adam oldu ,haliyle de pamuk prens kelimesi oğluşumda -daha doğrusu bloğunda -pek bir sırıtır oldu .Ben de tam bu yüzden pamuk prens olan blog adımızı artık küçük prens olarak- ki ben bayılırım küçük prens romanına -değiştirme kararı aldım:)

Yeni blog adımıs hayırlı uğurlu olsun :)

16 Eylül 2008

Miniğim hasta :(

Ömerim pazar gününden beri hasta,pazar gecesi hafif bir burun tıkanıklığı vardı.Sabah ömeri bırakıp işe giderken hafif ateşlenmişti.Ben işteyken annem aradı,ömerin ateşinin yükseldiğini söyledi. Herşey inanılmaz hızla gelişti ...
ibufen verdik ,soyduk ,ılık suyla yıkadık ,ateşi düşüyor ama akabinde yükseliyordu.Sürekli devam eden burun akıntısı ,hapşuruk ,nefes alırken inleme ,halsizlik ve keyifsizlikde eklenince akşam üstü acile gittik.
Kuzum orta kulak iltihabı ve faranjit olmuş :(
Doktora ,5 gün önce aşı ve kontroldeydik ,hiçbirşeyinin olmadığını söyledim ,o da küçük çocuklarda bu tür hastalıkların çok hızlı gelişebiliceğini söyledi .
Ve doktor bir sürü antibiyotik ,şurup verdi.Hastaneden eve döndüğümüzde hala ateşi vardı.Bütün gecemiz de havale korkusuyla kabus gibi geçti,calpole rağmen kuzumun ateşi sürekli indi çıktı .Eşimde, ben de bütün gece başında bekledik :(
Anne sütü ve ilaçlarla şimdi daha ii,yavaş yavaş araştırmacı kişiliğine geri dönüyor :)

Tabii ömerin birazcık toparlanmasıyla annemlerde yeniden yüzler gülmeye başladı :).
Şu anda da dedesiyle beraber de de de de çığlıklarıyla kahkahalarla oyun oynuyor keyifle.....

12 Eylül 2008

Ömer-ce


Bakın annem söleyince böle çirkin oluyorum ,ışlak mendillerede bayılırım :)
....................
dödüm-dövdüm ,genelde karıncaları parmakları ile ezerken söylüyor.
kepte-köfte.Kepteye bayılır.
attim-attım
aldim-aldım
anneee-anne,
babba-baba,
memme-malumunuz,genelde işten geldiğimde beni görünce ilk söylediği şey memmeeeeeeee...
mamma-yemek ,mama
annanne-annane,
dede-gelip geçen tüm yaşlılar :)
dedo-dedesine böyle sesleniyor :)
dödüldü-döküldü,önce döker sonrada dödüldü
del-gel
hauuu-köpek
düttü-düştü
allaallaallaalla....- Allah , ezan okununca söylüyor .
....Eğer elinden vermediği halde bir şey alırsanız , yüksek sesle size garip kelimelerle bağırır :)

Ömer kola

Ömeri 1 yaşında doktoruna götürdüğümüz de genel kontrolleri yapılırken aşırı derecede kansız olduğu ortaya çıktı.Bu vesileyle yaklaşık 10. ayından beri iştahsız olan :( neredeyse sadece anne sütü ile beslenen ömerin iştahsızlğının sebebini bulmuş olduk.
Doktorumuz 3 ay kullanmamız için bize demir şurubu verdi ve demir yapan yiyeceklere ağırlık vermemizi tembihledi.

Bizde zaten sık sık verdiğimiz etin yanında ,ciğer ,siyah üzümüde-zaten tam mevsimi - arttırdık .
Ama ne yapsak pekmez-pekmezimiz de erzincandan geldi,ev yapımı güneşte pişmiş ,çok sağlıklı-yediremiyoruz.
Akşam yemeklerinde her zaman-ne yazıkki bayıla bayıla- kola içeriz -.Ömer de sürekli ister ,ayran falan da kabul etmez .
İlla siyah içecek,bir de eliyle gel gel yapar,ağzıylada ıh ıh-onu istiyorum yani-...
Dedik ki ömere özel bir kola yapalım .Koyduk bir bardağa pekmez ,üstüne de su ,işte oldu pekmez kola yani ömer kola :)
Şimdi ömer her akşam biz kola içtikçe bayıla bayıla bir bardak pekmez suyu içiyor,böylece her gün yeterli miktarda bu süper besini tüketmiş oluyor.Pekmez sevmeyen çocuklara bu formül şiddetle tavsiye edilir .
Yalnız ömer farklı bardak bile kabul etmiyor -uyanık oğlum :)-,aynı tip bardağa yapıyoruz ,ömer kolayı :)
Dün ki 13 ay kontrolünde kanımız ii çıktı ve iştahımızda düzeldi ama şuruba 2 ay daha devam....

8 Eylül 2008

2. adresimiz


Pazar günü sınav görevim vardı.120 ve 80 dakikalık uzun ama karlı sınav gözetmenliğimden sonra ,çıkışta eşim ve ömer beni almaya geldiler .Sonra hep beraber -yani çekirdek aile olarak - fenerbahçe parkına gittik.
Artık 2. adresimiz parklar oldu ,herşeyde olduğu gibi artık pazar günü gezmelerimizide ömere göre düzenliyoruz gerçi eşimde ben de bu durumdan pek şikayetçi değiliz.Hem temiz hava alıyoruz ,hem de oğluşum çok mutlu oluyor .
Ama ne yazıkki gidişimizde, dönüşümüzde felaketti.
Ömer araba koltuğundan çıkmak için kıyamet kopardı.Normalde hiç sorunsuz araba koltuğuna oturan oğlum,bu sefer huy değiştirmişti.
Allahtan giderken yol kısaydı ,eline bir büskivi verdik parka gidene kadar onu kemirdi ama dönüş yolunda susturmak mümkün olmadı .


Parkta bol bol yürüdü,yorulunca çömeldi yada yere oturdu,salıncaklara ,kaydırağa bindi.Kısacası bir parkta yapılabilicek her şeyi yaptı :))
...her çocuk gibi ömerde salıncağa bayılıyor ...Şans bu ya parkta üniversiteden iki arkadaşımızlada karşılaştık,onlarda bizim gibi üniversiteden sonra evlenmişler.Ama onlar biraz hızlı çıkmış iki tane çocukları vardı :)Ayaküstü onlarla da sohbet ettik,birbirimizin adreslerini aldık ve zorlu bir yolculuk sonrası evimize döndük....

5 Eylül 2008

İleride paketlerimi kimin taşıyacağı belli :)

Ömer de son zamanlarda oluşan yeni davranışı ağırlığı ve boyutu ne olursa olsun bir yerden bir yere birşey taşımak :)
Bu annesinin çantası- ki oldukça ağır olduğunun garantisini verebilirim içinde yok yok :)-,5 kğlık fındık poşeti -onun kaldırırken çok zorlanıyor yavrum neredeyse kendi kadar -,balkon taburesi vs vs herşey olabilir .Taşıyamacağı kadar büyükse sürükler ama mutlaka götürmek istediği yere götürür.Elinden almaya çalışırsanız da kıyamet kopar,çünkü onun bir amacı vardır ve amacına ulaşmak için her türlü engeli aşmalıdır :)

2 Eylül 2008

Bu düşmeler bitmez mi?

Ömer yine yeni yeniden düştü...

Bu sefer koşarken düştü . Çığlıklarıyla ben yataktan ,annemle babam da mutfaktan, fırladık.Tabii ilk etapta nereye düştüğünü anlayamadık , alnında kocaman çizgi halinde bir şişlik oldu .Uzun bir süre ağladı ,sakinleşince sorduk "nereye düştün oğlum ,nereyei ahh yapalım" - genelde düşünce düştüğü yere ah yaparak vurmayı öğrettik ,böylece düştüğü yere vurup ,hem sinirini atıyor ;hem de fazla ağlamıyor- Gitti çelik kapıya vurdu,yavrum koşarken dengesi bozulmuş-öyle tahmin ediyoruz- çelik kapıda açık olduğundan kafasını köşesine vurmuş :(
Bir saat sonra kafası iyice şişti,bir de üstüne kusunca ,hemen acile gittik.
Doktor film çekti,bir şey yok ama müşaade altında tutalım dedi,ben de hastanede daha çok sıkıntı olur diye -malum oaraya gelen herkes hasta ,herşey olabilir-imza atıp eve dönmek istedim ama hastaneden çıkmadan fışkırır tarzda iki kere daha kusunca geri döndük hemen, tomografi istememe rağmen -çünkü 1 tomoğrafi =400 akciğer filmi - çok ciddi bir şey olabileceği düşüncesiyle tomoğrafi çekildi.
Çok şükür bir şey çıkmadı .
Ömeri muayene eden doktor ,kusmanın travmaya bağlı olarak geliştiğini ve normal olduğunu,ama 1 saatte 4- 5 kusmanın ve uyku halinin yada huysuzluğun tehlikeli olabilceğini söyledi.
Söylemeliyim ki ben ömerin bu düşmelerinden çok yoruldum ,hemen hemen her gün düşüyor ve bazıları çok sert oluyor.Geçen de mama sandalyesinden sırt üstü düşmüştü,yine aciller yine filmler....
Yaşadığım sıkıntılar da cabası ,ama ne yazıkki yapacak bir şey yok ,sürekli keşif halinde ve bazen böyle kazalar olabiliyor :(
Bizim yaramazın da yarası haliyle eksilmiyor ,ama bu sefer ki biraz daha büyük bir morluk oldu....

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...