30 Mart 2009

Yeni haller :)


Oğluşuma bir şey oldu.Artık uyumak için bana değil babasına gidiyor :)

Babası ömeri bezliyor ,uyku tulumunu giydiriyor ve kucağına alıp çok hafif belli belirsiz sallıyor.Ve oğluşum uyuyor.

Ben tabii ki bu durumdan acayip mutluyum :)

26 Mart 2009

Bugün offf günümdü

Bugün perşembe benim boş günüm.Bugün sadece ve sadece ömere ayırıyorum tüm mesaimi.
Bu durumdan ömer mutlu ben mutlu :)
Sabahleyin keçi peynirli omletimiz ve ıhlamurumuzla güne başladık.
Ben yemedim tabii,diyette olduğumdan 2 dilim kepek ekmek arası kibrit kutusu büyüklüğündeki muhteşem ötesi kahvaltımı yaptım :) Unutmadan şekersiz ve limonlu sınırsız çayımda var :)

Gün içinde ömerle boğuştuk.Yorgan altında ana oğul fısıldaştık.Ben koştum o yakaladı,o koştu ben yakaladım. O camdan dışarıyı seyretti ben evi toparladım. Ömeri uyuttum kitap okudum,mamalar yaptım.Uyanıp geldi ,kapıyı aniden açtı anasını korkuttu.

Oğluş her türlü cambazlığı yaptı,ben peşinde gezdim.Tüm tehlikeleri bertaraf ettim.Poposundan ayrılmadım.
Birlikte kek yaptık.Birlikte yaptık diyorum çünkü oda karıştıdı kek hamurunu.
Bu sefer çikolatalı kek yaptım ömere .Tüm zincirleri kırdık.Ama bir problem oldu ,ömerle ilgilenirken keke şeker koymayı unutmuşum:)
Oğluş öylede yedi allahtan :)


Oğlşuma günlük sütle yoğurt yaptım.Bu sefer mayasından bol koydum yoğurdum da tas gibi oldu.

Ve bugünün en önemli olayı,Ömer 4 katın merdivenini trabzanı tutarak tek tek kendi çıktı.Kucağıma almaya her çalıştığımda hayığğğ beğn beğn diye bana çıkıştı.Artık 4. katta dayanamadım kucağıma alıp 5 kata ben çıkardım.Bana çok kızdı bayağı ağladı.Hatta alt kata inmeye bile çalıştı .

Oğluş artık merdiven de çıkıyor :)

24 Mart 2009

Diyetteyim, teşekkürler :)

Artık yeni logom bu :)
Yok olmadı, beceremedim doğum kilolarımdan kurtulmayı ve dün pes edip diyetisyene gittim.Ve 1500 kalorilik sert bir diyete başladım.
Diyetimde kesinlikle tatlı ve şeker yok :((((
Bende diyetisyene biraz ısrar ettim tabii ben süt veren bir kadınım dedim,tatlı yemem lazım dedim :) diyetisyenimde arada birkaç şeyi yemeyip diyet bir sütlü tatlı yiyebilceğimi söyledi :)
Ama çaya kahveye şeker yok dedi.
Bugün başladım diyete,sürekli yemek yeme durumundayım.
Neredeyse her 1,5 saatte bir bir şeyler atıştırıyorum.
İşte arkadaşlar ,
esin bu nasıl diyet sürekli yiyorsun bile dedi :)
Ama az az yiyorum tabii,toplasan bir öğün yapmaz:)
Diyetteyim ya ,
artık öyle kafama göre tavuk göğsü yiyeyim ,yok.
Hadi bir bitter gofret yiyeyim ,yok :(
Bu tatlıyı kısma-hatta kesme - kısmı beni çok zorlayacak gibi duruyor.
Birde tabii ömere sık sık yaptığım kek, börek yada terayağlı kurabiyelere de elveda dedim.Ev mis gibi kokarken o kokuya nasıl dayanacağım bilmiyorum :(
Yeni diyetim bana hayırlı olsun bakalım :)

22 Mart 2009

Bugün tam mesai koşturdum.

Bugün sabah için okuldan kız arkadaşlarımla ,denize karşı hoş bir mekanda brunch yapmak için hafta içi sözleştik.
Sabah 7 de ömerçip bizi uyandırdı.Ve benim mesai başladı.
Önce sabah kahvaltısı için oğluşa keçi peynirli omlet hazırladım.Babası ona kahvaltı ettirirken ben ömerin öğlen yemesi için yayla çorbası, ikindi için kek yapıp , fırına attim.Giyinmeden öncede bugün için ömerin giyeceği giyimleri odasında komidinin üstüne koydum ve yedek giysilerini , bezlerini koyduğum bebek çantasını hazırladım.
Mutfağı toparladım.(Yaptıklarımı yazarken kendimi çok takdir ettim ,bana bu kadar işi bu kadar sürede ömer hariç kimse yaptıramazdı sanırım :)
Baktım saat 9.30 olmuş ,5 dakikada saçımı,5 dakikada da makyajımı yapıp,fırındaki kekin altını kaçırıp evden çıktım.
Ve ilk mekana ben ulaştım :)
Bu kadar işe rağmen en önce ben vardım oraya :)
Çoğu bekar olan yada çocuklarını büyütmüş olan arkadaşlarımda ,yataktan kalkıp direkt mekana gelmişlerdi :)
Hemen ne büyük bir keyif diye düşündüm ama bu kocaman keyfi kesinlikle ömerçipime değişmem.Zaten bir süre sonra-3 yaş diyorlar-herşey daha da kolaylaşacak.Yani kaldı 1,5 yıl :P
....
Öğlene doğru sevgili ve ömer beni almaya geldiler.
Birlikte ikeaya gittik.Ömerçipe ikeadan masa ve sandalye aldık.
Ben beyaz olan modeli çok beğenmiştim ancak stokta kalmadı dediler ,bizde huş rengini aldık.

Masa ve sandalyeleri baba oğul birlikte kurdular.
Ömer elinde tornavida sürekli vidalarla oynadı .Biz tornavidayı elinden almaya çalıştıkçada bize çıkışıp hayığ ,hayığ diyip durdu :)
Masa sandalye kurulduğunda ömerin keyfine değecek yoktu,hatta yemeğini bile orada yemek istedi.Tüm evi sandalye elinde gezdi.
Yalnız bu arada biz farketmeden başımıza çok büyük bir çorap örmüşüz.Ömer artık heryere ulaşıyor ,daha önce de bir şeylerle kendini yükseltiyordu.Ama bu sandalyelerle en tepelere bile ulaşıyor.
Ne yapıcaz bilmiyorum,bazı tehlikeli şeyleri tavana mı assam ne yapsam :)

20 Mart 2009

Mevsimine göre ne yemeli-yememeli

En büyük problemlerimden biri mevsimine göre ne yemeliyiz ,hangi meyvenin yada hangi sebzenin zamanı geldi sorusu...
Eskiden ucuz olan sebze yada meyve neyse ona göre mevsimini anlamak kolaydı ancak şimdi öyle değil bir çok sebze yada meyve mevsimi gelmediği halde ucuz.Eski yöntem işe yaramaz oldu.Bende aşağıdaki tabloyu internetten indirdim ,çıktısını aldım ve buzdolabıma yapıştırdım.Rahatlık varmış :)

Artık hep gözümün önünde...

Not:Bu tabloyu peçeteden notlar dan almış bulunmaktayım :)

Ben ve ömer...

Hani derler ya üzerime ölü toprağı serpilmiş gibi,şu aralar beni ifade edecek en güzel cümle bu...
Bir sürü yapmam gereken şeyden- görev diyelim bir çoğuna- ve bunlara sürekli yetişmek zorunluluğumdan dolayı hiçbir şey yapmak istemiyorum.
Okul,takı kursu,hafta sonu -krizden dolayı açmayı uygun bulduğum- okul kursu,ev ,yemek,temizlik,blog ve tabi ÖMER.
Allahtan hafta içi genelde annemde kalıyoruz da annem bir nebze olsun sorumluluklarımı hafifletiyor.Annem yardımcı olmasa ne yapadım bilmiyorum.
Bazen tüm işlerimi , hobimi ,ev işlerini layıkıyla yapıyorum bazen de bu hafta olduğu gibi biraz yavaşlatıyorum herşeyi ve dinleniyorum...
Ama ömeri yavaşlatmak mümkün değil tabii ki, gerçi onun dinlenmeye de ihtiyacı yok, daha yeni başladı herşeye ve bundandır ki tam gaz .
Gelişimini yazayım diyorum ben yazmaya karar verene kadar o çoktan yeni bir şey öğrenmiş yada başarmış oluyor :)
Çok hızlılar :)
.....
Ve sonsuz sevgisi beni her geçen gün daha da sarıyor.
Sabahleyin yanıma yattı ,ben de hemen fırsattan istifade altını değiştireyim dedim ve kalktım.Bana
-anne dat,uyu uyu dedi.
Ben de oğluşumu kırmamak için yanına uzandım tekrar ,başımı göğsüne yaslayıp alnımı öptü.Sanki büyük bir adam gibi :))
.....
Ömer bu arada 19 aylık oldu.Söylemesi bile çok ilginç geliyor bana, tam 19 aylık bir oğluş.
daha dün doğmamışmıydı ve bu küçük adam ya :)
Ne zaman bu kadar büyüdü....

15 Mart 2009

Reçelli fındıklı kurabiye

Cafe fernandoyu sürekli duyardım özellikle reçelli kurabiyesinin methini...
Tabii hemen denedim ,hakikaten denildiği kadar varmış,inanılmaz bir lezzet.
Hep yapmak istediğim ama hiç tutturamadığım hayalimdeki muhteşem kurabiyeyi bu tarifle başardım.
Şimdi sık sık yapıyorum ,içinde şekerin az olması ve bol miktarda fındık olduğundan kurabiye ömer için de çok uygun.Oğluşumda bayılıyor ,hatta kurabiyeyi hiç ısırmıyor direkt ağzına bocalıyor :) Onun kurabiyelerine bazen azıcık bal yada ev reçeli de koyuyorum , o zaman ömeri tut tutabilirsen :)

Perşembe günü poğaçada yapmıştım 2 tepsi kurabiye ,2 tepsi poğaçayı aynı gün bitti :)))

Baktım çok yiyoruz ,bugün sadece kurabiye yaptım ama fotoyu çekene kadar baba oğul bitirmişler ben sadece tadına bakabildim :)Fotoğraf çekip bloğa koyarım diye çeşit çeşit reçel koymuştum ama .....
Foto perşembenin fotosu :) Muhteşem lezzetin tarifi ise işte burda
Not:Verdiğim linkle ulaşamayanlar direkt googleden cafe fernando yazınca çıkan adresin hemen altında reçelli kurabiye linkine tıklayarakta ulaşabilir....

Buğda,buğda :)

Bu sabah mutfakta kahvaltıyı hazırlarken bir anda ömer kayboldu .Ben de elimdeki krebi çırpmayı bırakıp panikle eşime sordum.
- Ömer nerde?????
Eşim daha bir şey söylemeden,ömer içerden bağırdı.
- ömeğ ditti.
ben-:)))) Ömer nereye gitti?
Ömer yine bağırarak ,
-dokdoğa ditti.
Ben-Tek başına gidemez ki ömer doktora dememle aynı anda ,
küçük gülümseyen bir surat mutfak kapısından uzandı,
-buğda buğda ,

Ya ben bu küçük adamı ne yapim.Büyümüş de bizimle oyun oynuyor :))))))))))

11 Mart 2009

Hepatit A ve dışarıda yemek yemek

1,5 yaş aşısı için doktorumuza gittiğimizde ömere o sabah kahvaltı yaptırmaya vakit bulamadığımdan ömerin elinde kantinden aldığımız kaşarlı tost vardı.Doktorumuz hemen "bu tostu evde mi yaptın " dedi.Ben de kantinden aldığımı söyledim.O da 2,5 yaşına kadar dışardan yemek yemesi uygun değil hepatit A bulaşma ihtimali var ,dedi.
Halbuki ben birkaç aydır güvendiğim yerlerde ömerin birşeyler yemesine izin veriyordum:(
Doktorumuz dışarıda kavanoz maması veya büyümix vermem, yada evde yapıp götürmemi tavsiye etti.
Dışarıda yapılan yemeklerde temiz su kullanmaya bilirler bu da hepatit A bulaştırır diye de ekledi.
Mecburen bizde dışarıdan ömere birşeyler yedirmeyi bıraktık.
....
2 yaşında da hepatit A aşısı var onun için getireceksiniz diye uyardı.
Şimdi soru 1 -Bu aşı tüm çocuklara yapılıyor mu onu merak ediyorum.
soru 2-Ve de dışarıda yemek yediyorumusunuz? Yoksa ilk kolaycı anne ben miyim :)
Cevaplayan her blogger anneye +10 puan verilecektir :)

9 Mart 2009

Bloğumuz 1 yaşında :)

Ömer ve benim ortak kişisel alanımız ,bloğumuz 1 yaşında....
İlk bloğu açtığımda bloğumuzun beni bu derece mutlu edeceğini ,yeni yeni bir sürü dostlar edineceğimi ve neredeyse ömerden sonra ikinci çocuğum :) olacağını hiç tahmin edemezdim.
Yüz yüze görüşemesekte bloğumuza bizi ziyarete gelen ve yorumlarını bırakan tüm dostlarımıza çok teşekkür ediyoruz.Hepinizi kocamaaaan öpüyoruz .....

Keyifli ,dolu dolu ,yeni paylaşımlar dileklerimizle .
-

8 Mart 2009

Optimum,arabalı vapur,kumkapı,kabalcı

Uzun zamandır % 30 la başlayıp % 50 ve akabinde %70+%20 lere varan indirim furyasının bu son günlerinde çekirdek aile olarak biz ve kızkardeşim optimuma gittik ,ama her zaman ki gibi pek bir şey almadım ,önceden zayıflarım aman almim boşver durumunda olan ben eski halime dönme fikrini biraz ertelediğimden alışveriş yapma niyetindeydim ama bu sefer de hiç 40-42 beden kalmadığından-olanlarda felaket kötü şeylerdi- , sadece sıfır kol boğazlı bir kazakla yetindim ama 36 beden kızkardeşim torbalarını doldurdu.
Hele journey de tüm üst giyimler 10 ytl ,tüm pantolonlar 20 ytl olunca bu ucuzluğa da dayanılmaz tabii.
Neyse dedim kısa günün karı mürdüm rengi kolsuz boğazlıyı aldığımda iyi oldu ,gündüz okulda hırkayla ,geceleri de şık bir kolye ile bir restoranda yada bir misafirlikte çok hoş olur :)Hem mürdüm rengim de yoktu .

Sonra dedik ne yapalım ne yapalım.Bu sefer fikir eşimden geldi-Bu mucize olmalı bu durumu bir yere kaydedim,genelde sadece sevgili planlara uyar,plan yapmaz -arabalı vapura binip kumkapıya gidelim dedi.

Fikri çok beğendik,hem ömer sadece köprüden geçerken yada ananesinin camından seyrettiği vapura binip ,yakından görecek hem de alışveriş merkezinden illallah çeken bizim içinde değişiklik olacaktı.

Bindik vapura hem martıları izledik hemde karşıya geçtik.Ömer vapura ve martıları yakından izlemeye bayıldı,vapurdan inmek istemedi.Bahar gelsin oğluşumu bogaz turuna da çıkarıcam :)

Kumkapıdan akşam yemeği için somon balığı aldık ve yol üstünde bir cafede kahve içip keyif yaptık.Dönerken beşiktaşa geldiğimizde hadi dedim buraya kadar gelmişken kabalcıya girelim ,hemen arabayı parkettik ve kabalcıya girdik.İyi de uğramışız uzun zamandır aradığım Salzman'ın çocuğunuzu kötü eğitmenin yolları adlı kitabını aldım.

Bu kitabı rehberlik öğretmeni arkadaşım uzun zaman önce tavsiye etmişti.Üniversite de ders kitabı olarak okutulduğunu söyledi.
Sonra eve döndük ama full time anne olarak tabii ki dinlenemedim hemen fırın somon yaptım.Allahtan oğluşum güzel yedi de tüm yorgunluğuma değdi.

İşte böle, bu pazarı da böyle geçirdik :)
Yazarken başım döndü ,bugün çok koşturmuşuz :)

6 Mart 2009

Alalı sadece 2 ay oldu :)

Uyku tulumumuzu mothercare de % 50 indirim başladığında almıştık.Hatta uzun süre kullansın diye bayağı büyük aldım.İlk aldığımızda ömere çok büyük olduğundan tulumun paçası yığılıyordu.Yürüken ayak kısmını arkasında sürüyordu. O kadar büyüktü yani.
Uzun zamanı bırakın oğluşuma 2 ayda tulum tam gelmeye başladı .Ben artık değil uzun süre kullanmayı acaba bu ay çıkarmı diye düşünmeye başladım :)
Büyüklerimiz boşuna dememişler" çocukların yedikleri helal, giydikleri haram" diye....

5 Mart 2009

2 hafta geçti ancak yazabildim :)


Ömer 1,5 yaşına girdi ama ben vakitsizlikten oğluşumun son gelişiminden ,neler yapabildiğinden hiç bahsetmedim.
Hazır sevgilicim ömerle boğuşurken bundan daha iyi bir fırsat olmaz :)

-Ömerin kendisini anlatma şekli bazen 2-3, bazen de kendini aşarak 4 kelimeyi buluyor bazense bazı şeyleri sadece hareketleriyle anlatıyor.
....
Bugün sabah "anne kaka "diyip her zamanki gibi pozisyonunu aldı.
Bende bittiğini düşünüp ,"hadi ömer kakayı temizleyelim" dedim
Ömer "hayığ hayığ bidaha"dedi.
Bende biraz daha mı yapıcaksın dedim,oda gayet net "evet" dedi:)
Ona sürekli "rahat dur lütfen" diyen onuğ-onur-dayisina ,sürekli "onuğ onuğ dağat duğ "diyor
...
-En sevdiği oyuncağı oyun hamuru, gün boyu onunla sürekli oyun hamuru ile oynuyoruz.
Bazen de defterine onun isteği üzerinde araba ve gemi yapıyoruz.
Ama sürekli başındayım tadına bakma ihtimali hala devam etmekte,yalnız oynamasına izin vermiyorum.

-Bu aralar herşeyi bana yaptırmaya çalışıyor,eğer civarda ben varsam ne elini başkasının kurulamasına ne su içirmesine nede üstünü giydirmesine izin veriyor.Sürekli "anne anne" diyor.
Bu da bir evre sanırım.Ama bayağı yorucu her an hazıroldayım :)

-Her sesle oynamamız hala devam ediyor,abartısız çay kaşığının bardak içinde çıkardığı ses bile ömerin kıvırması için yeterli :)

-Boyumuz 1,5 yaş itibariyle boyumuz 87 cm ,kilomuz 13 kg.
1 yaşındaki demir eksikliğine bağlı kilo kaybımızı şükür ki telafi etmişiz gibi görünüyor.

-Diş fırçalamaya bayılıyor.

-Kişiliğinin en belirgin özelliği sevgi dolu olması,sürekli herkesi öpüyor ama özellikle beni.:)Oyun oynarken bile aralarda beni öpüp oynamaya devam ediyor.

-Sürekli gözlem halinde ,geçende papatya çayını içirdiğimde "anne kaynağ kaynağ "dedi.Önce anlamadım sonra jeton düştü.Çay kaynarmış.
Bu kelimeyi biz konuşurken gözlemleyerek öğrenmiş.
-Bilgisayarın başına oturup klavyede birşeyler yazıyormuş gibi yapıyor,mouse gayet güzel olması gerektiği kullanıp ekrandaki küçük işareti izliyor.Açıyor kapatıyor,hatta hoparlörlerin soketini yerine sokuyor.
-Ve tabii emmeye devam,askere kadar bu gidişle devam edicez.İşin kötüsü her geçen gün daha da bağlanıyor.Tüm gün ortada anne düüüüüüüüüüüüt diye dolanıyor :)
Aklıma hemen gelenler bunlar.

Gerçekten bu yaştaki çocuklar inanılmaz,hemen hemen her çocuk bu dönemde aynı.
Ama bütün anneler gibi bende her gelişime en büyük mucize işte bu diye bakııyorum:)

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...