26 Şubat 2010

kısa kısa...

Yatarken klasik rutinimiz,
Ö-Anne ben seni hey tayafından öpmedim,hatıladın mı ?
E-:)))
Ömer başlar öpmeye yanaklarımdan mucks,gözlerimden mucks,çenemden mucks,alnımdan mucks,gözlerimden mucks,hatta bazen hızını alamaz ve kaşımdan mucks :))

Sonra baba ile yatmaya giderler ve 10-15 dakika erkek yurdu havasını veren baba-oğul kıkırdamasından sonra yatma,bazen kitap okuyup uyuma ....

-

Ömer ne yazık ki babasına hiç çekmemiş,öğlen yediği yemeği asla akşam yemez.Verirsen de
"Anne ben bunu öğlen yemiştim ,daha yemicem "der.Mecbur akşama her gün farklı bir yemek yapıyorum.Çooook yorgun olunca mecbur pizza yada hazır yemek söylüyoruz.

-

Ömerin en sevdiği şey babasının I phone nunda oyun oynamak,biliyorum bu tür oyunlar oynaması hiç doğru değil.Ama inanın öyle güzel oynuyor ki 10-15 dakika izin veriyoruz bazen ve ömerin bu aletle oyun oynamasına ben de eşimde çok şaşırıyoruz.Sayfaları çeviriyor,oyunu buluyor açıyor ,play tuşuna basıyor .Bayağı oynuyor.Yenilince yada oyun bozulunca oyunu yeniden başlatıyor.Ve bunu birkaç oyunun hepsinde yapabiliyor.
Bize de öğretiyor ,ben elime alınca da "anne sen bilmiyosun bunu ,hem ben oynuyom,benden sonya sende oynaysın " falan diyor.
Çoook da düşüncelidir oğluşum :)

-

Ömer asla iyi geceler,afiyet olsun,eline sağlık ,hoşçakal ,görüşürüz,güle güle gibi kelimeleri unutmaz ve unuttumaz :)
Mesela yemek yaptım hepberaber yedik ,bitiminde "anne eline sağlık "der.Sonra bekler diğerleri söylüyor mu diye baba vs artık orda kim varsa.Söylenmez se özellikle" Baba eline sağlık de " der.Başka kim varsa artık ömerin refakatinde tebriklerini iletir.Yada temennilerini :)))Böyle de incedir oğluşum :))

-

En sevdiği oyuncağı bu aralar oklava.Elinde oklava geziyor mecnunlar gibi :)
Bizi kızdıracak bir şey yaptığında elinden alıcak olursak hemen "anne bir daha ben yapmicam,söz" gerçekten de yapmıyor.
Bir şey isterken de mesela "anne çantanı kayıştırcam,izin alabiliymiyim "diyor.
Artık herşeye bir lafı,her durumda bir bahanesi var :))

-

16 . haftanın içinde olduğum şu günlerde karnım iyice haşmetlendi.Kilo alımı şu son bir ay olmadı ,ama 2. gebelikte, gevşek olan karın bağları gebeliğin daha erken dönemde belli olmasına neden oluyormuş.
Bende bunu internetten öğrendim.

-

Aşermelerim büyük oranda azaldı,çok şükür .Bir hayli rahatladım.
Şimdide doğumdan sonra gececeğini bildiğim varis problemim başladı.Ömerde de olmuştu.Lohusalık bittiğinde hepsi geçmişti ,ama gebeliğimi kabusa çevirdiğini söyleyebilirm.Umarım yine o boyutlarda olmaz :(

-

Salı günü doktor randevum var ,bebeğin cinsiyetini öğrenicez.Acaayip heyecanlıyım.Kız mı yoksa erkek mi acaba?
Tabii salı okula gidemicem doktora gidince,pazartesi de boş günüm zaten yani bugünden itibaren 4 gün izinliyim :))))

-

Yazmazsam olmaz oğluşum artık takla atıyor :)))))

24 Şubat 2010

Ben mutlu olmim de kim olsun :)


Mutluyum,
Orta doğu ve balkanların en büyük endüstri meslek lisesinde çalışıyorum.

Bir sürü çarpım tablosunu dahi bilmeyen en ök.zünden öğrencilerime ,logaritma ,parabol vs öğretiyorum-.Yada öyle zannediyorum :)
Her derste, hocam ben elektirikçi olucam bu benim ileride ne işime yarıyacak sorusunu cevaplıyorum.
Her derste mutlaka tespih topluyorum,görseniz sanırısınız ki okul kurtlar vadisi ,öğrencilerin her biri polat alemdar.
.
.
.

Sistem ,tv,eğitim politikamız,kalabalık sınıflarımız ama en çok anne -baba ilgisizliği veya bilgisizliği yüzünden böyle olmuş,bir sürü öğrenci :(

Ama mutluyum ,
İnanıyorum, yeni gelen nesil daha bir bilinçli olacak ,aynı hataları yapmayacak,kurtlar vadisi ile büyümeyecek-eninde sonunda bitecek bu dizi dimi ?-gelen günler ve öğrenciler güzel gelecek...

Mutluyum.
Hemde,

En komikinden ömer yiğit adında bir afacanım ,
En şişko halimde bile benim zayıf ve hoş olduğumu idda eden bir kocam,
İçime erkek diye doğan ama aslında kız olsa daha bir süper olurdu dediğim hemen hemen 4 aylık yeni bir bebişim,
herşeye rağmen sevdiğim içlerinin temiz olduğunu bildiğim polat kıvamlı öğrencilerim ve mesleğim,
Herşeyimi paylaştığım bir sağlıklı sıhhatli ailem,
bir sürüü arkadaşım,
Mutlu ve huzurlu en kocamanından bir yaşamım var :)))

22 Şubat 2010

Maden işçisi ömer

Evimizin küçük madencisi :)
Çok yakıştı muzip oğluma ,baret lambası.
Babamızla, ömer bu lambayı madenlerde değil ama geceleri ömer uyumadan önce kitap okurken kullanıyorlar :)))

Ananemiz ve ömerin hamurdan yaptıkları timsah ve yeşil kanatlı gövel ördek .
Duvardaki ve masadaki çizimlerde ömerin serbest kara kalem çalışmaları :)

20 Şubat 2010

Çiroz ömer...


Ömeri bugün 2,5 yaşında olması gereken hepatit A aşısı için doktorumuza götürdük,daha doğrusu götürdüm ,babamız bize sonradan katıldı.
Ömer, ben ve henüz göbişimdeki 12 cm lik minik kuzum düştük yollara.Bu kadar kalabalık olunca yanımıza fazla yedek kıyafet almadım.Zaten kendimi zor taşırken ömerin yanında birde kocaman çantayı taşımayı göze alamadım.

Muayene olduk ,ömerin seyrek de olsa kusmalarının nedenin reflü olduğunu öğrendik.3 ay boyunca kullanmamız gereken ilaçları ve bacağımızdaki zaman zaman gelişen egzema için biodermanın nemlendiricinin ii olduğunu öğrendik.
Alerji testi yaptırmamızı ve göz muayenemizin yenilenmesi gerektiğini -senede 1 yapılmalıymış-söyledi doktorumuz.
Boyumuz 97 cm kilomuz 15,300 ,yani uzun ama çiroz halimiz devam etmekte.
Aslında internetteki boy ve kilo indeksine göre kilo da iyi ama boy uzun olunca böyle çiroz olunuyor.
Neyse...
Aşımızı olduk ve dışarı çıktık .

Bu arada ömer çiş kaçırınca ,olay komediye döndü :) Hemde ne komedi ,yedek kıyafet olarak sadece üst aldığım için kaldık ortada ,babamızda gecikti.Öyle gülerek babamızı bekledik ,ömer o haldeyken hiç bir şey yapamayacağımız için hem göz doktoru muayenesi hemde alerji testi sonraya kaldı.Babamız gelince bir nebze rahatladık.Ömeri ceketime sardık ve arabaya geçtik ve bir rahat nefes aldık nihayet.

Ama tabii bir çiş bizi gezme söz konusu olduğunda durduramazdı çünkü anne gezmek istiyordu,ikeaya gitmek için yola çıkıldı ,ümraniyede ömere eşofman ve iç çamaşır satın alındı.
Ve ikeaya doğru yola devam edildi...

Maceralı ama komik bir gündü bugünümüz....

19 Şubat 2010

Çocuktan aldı annem haberi


Anane telefonla arar ve ömerle konuşmak ister ,
Anane-Napıyorsunuz ömer ?
Ömer-Babam telefisyon izliyoo,annem bilgisayayıyla oynuyo,bende kendim oynuyom...
Anane-Oyun hamuru oynamıyorlar mı seninle ?
Ömer-Hayır ...

Annem ömerle konuştuktan sonra tebriklerini bize iletti tabi...
Galiba bu aralar ömerle genelde aktivite yapan ananemiz.
Bahanemiz çok aslında ben gebeyim ,babamızda çok çalışıyor ve geç geliyor ama bunlar bahane.
Bu konuşmadan beri daha dikkatliyiz.

15 Şubat 2010

Ya olacak ya olacak :)

Geç oldu 1,5 ay kadar ama bu sene illa yapıcaklarım...

Hem tek çocuklu hem de iki çocuklu olarak tatile çıkılacak,kaç senedir yapılamamış tatillerin acısı bi tamam çıkarılacak,

9 aylık uzuuun -insan yavrusunu ne uzun süre taşıyor - gebelik sürecinde ki 3,5 ayı tamamdır,ideal gebelik kilosu alınacak,20 küsür kilolara çıkılmayacak.Her fazladan kilo anneye zarar ,tecrübe ile sabit,

Bu sefer hamileyim nasılsa diye kendimi bırakmayacak,aylar sonra beni gören kuaförüme şok geçirtilemeyecek,

Ömer nisan gibi kreşe verilecek ,kardeş olmadan kreş ortamına adapte olması sağlanacak,

Üstüme yapışan -hemen hemen her öğretmen gibi- öğretmen havasından kurtulunacak,böylece koca da rahat edecek,

Küçük kuzu 1 yaşına gelene kadar doğumun akabinde ücretsiz izin alınacak,

Bol bol gezilecek ,eğlenilecek ,hız kesilmeyecek,

2. çocuktan sonra herkesin gösterdiği depresif haller gösterilemeyecek ve tek çocuk hiç çocuk, sen ikinciyi doğur öyle anlarsın beni denmeyecek :)))

Çok fazla kek, börek, gözleme yapılmayacak, yapılsada az yapılacak , hem yıllar sonra diyete başlayan kocaya hemde bana zarar, yapılan ömerlik yapılsa yeter,

Hem sigarayı bırakan hem de diyete başlayan sevgili motive edilecek ,3-4 ay sonrayı görebiliyorum şiş bir ben ve zayıflayınca eski yakışıklı günlerine dönen bir koca :(((
Neyse ben her şekilde güzelim :)

.
.


11 Şubat 2010

Bir sakız yeter


En büyük keyfimiz oyuncak sepetini dağıtmak ,oyuncak dolabını yere boşaltmak.Tabii yorgun anneyi düşünen yok haliyle.Anne toplar ömer dağıtır ,anne toplar ömer dağıtır.
Keyfi yerindeyse ömerde toplar bazen ama sadece bazen.
Annenin canına tak eder ve çocuk eğitiminde ödül ve cezayı pek kullanmak istemesede ömere der ki,
-Ömer oyuncaklarını toplarsan sana sakız vericem.
Ömer koşar oyuncaklarını sepete toplamaya başlar.Ama o kadar çok dağılmıştır ki oyuncakları bir süre sonra motivasyonunu kaybeder ve
-Anne sakızı göstey bari öyle toplim ,der.

Anne kendini motive etmeye çalışan oğluna çok güler ve sakızı gösterir.
Sakızı gören bilmiş ömer gözleri ışıldayarak tümünü toplar.
Ve sakızı alır...

7 Şubat 2010

Bu sefer çabuk mu büyüdü ne ?

Henüz daha 12 haftalık gebeyim ancak karnımın maşallahı var ,4-5 aylık gebe kıvamında :(
Ne olcak şimdi erkenden gebe kıyafetlerinin içine mi giricem ,çok canım sıkkın çooook.
Kilo aldım tabii 2 kilo kadar.Bunun da etkisi mutlaka vardır,ama yine de 2 kilonun bu kadar etkisi olmamalı.
Hala tam alışamamışım gebeliğe anlaşılan ,cildimde bir garip yanaklarım elma gibi kıpkırmızı.İlk görünce çok şaşırdım ,esmerlerin yanaklarıda kırmızı olabiliyormuş demekki :)
Havada çok puslu.
Keyfim yok hiç.
Bu aralar ii değilim yanii,hormonlarım galiba bana garip oyunlar oynuyor...

5 Şubat 2010

Kitap okumak bulaşıcı :))


Benim için kitap okumak gerçekten bir temel ihtiyaç,bu ben küçükken annem alışveriş yaparken,beni üsküdardaki kütüphaneye kitap okumam için arada sırada bırakmasıyla başlayan bir alışkanlık.
Düşününce neden bir anne çocuğunu alışveriş için kütüphaneye bıraksın diyebilirsiniz.
Biz dört kardeşiz ,2 kardeşim ananeye, ben kütüphaneye ,birimizde annemle alışverişe :)Annem hepimizle başa çıkamayınca böyle bir yol bulmuş :)
Babamı sorarsanız o uzak yol gemilerinde lostromoydu.Yanii annem ve biz yani 4 kardeş babamı 6 ayda bir görürdük.Annem hem erkek hem de kadın işlerinin tümünü yapardı.İşi çok zordu.Tüm evin idaresi...
İşte alışveriş zamanı beni kütüphaneye yaşıtlarımla bırakırdı,ben orada görevliler eşliğinde kitap okurdum.Sonra alışverişin bitiminde gelir beni alırdı .Orada okuduğum kitaplar ve resimleri hala aklımda :)
Böyle başladı kitap sevgim.
Zaman hiçbirşeyi değiştirmedi ama ömer bir şeyleri değiştirdi tabii vakitsizlikten eskisi kadar okuyamıyorum.Ama elimde hep bir kitap vardır.
Hiç kitapla arası olmayan eşim bile 6 yıllık evliliğimizde ,benden göre göre kitap okur oldu.Hatta öyle bir hale geldi ki benim elimdeki kitapları ben okurken arada alıp benden önce bitirir oldu :)
Bu kitap sevgisi tabii ki ömere de bulaştı, sık sık yazıyorum ya okuyanlar bilir ömere kitaplarını döne döne okuruz.Hatta bazen eşimle senin okuduğun kitap daha inceydi tartişmasını bile yaparız.Ne kadar ömere kitap okuyoruz düşünün yani :))

Bugün ona üsküdardan dönüste kitaplar aldım.Kitapları görünce sevinmesi görülemeye değerdi.
Sanki oğluşuma akülü araba almışım :)
Bu kitap okuma işi bulaşıcı :)))

4 Şubat 2010

Bu sömestir zincirleri kırdık,avatara da gittik :)


Nihayet eşimle avatara gitmeyi başardık,başardık diyorum çünkü aralığın ortasından yani filmin gösterime girdiği zamandan beri hep bir şeyler çıktı filme gidemedik.
Gebe olduğumu anladık,filmin havasına giremedik gitmedik.Sonra sınavım yaklaştı,sınav psikolojisinden ben gitmek istemedim.Bu arada sınavı kazandım :) Sonra okulun son zamanlarıydı,benim iş yoğunluğum sonra kocanın iş yoğunluğu ,kar vs vs...

Pazar günü akşam gidelim dedik ,aradık rezervasyon yaptırmak istedik.Ama anadolu yakasındaki tüm real 3d orjinal gösterim yapan salonlar fuldu.Biz de pazar gününden pazartesi akşama rezervasyon yaptırdık ama yine de istediğimiz yerde oturmadık :)Film neredeyse 2 aydır gösterimde ama yer bulunmuyor.

Pazartesi filme gittik,film tek kelime ile muhteşemdi.Filmde yok yok aşk ,politika,savaş,dostluk vs vs .

Filmde herşey var ama ana tema gayet tanıdık olduğumuz bir konu ,amerikanın sömürgecilik politikası:)
Amerika filmde dünyayı sömürmeyi bitirmiş,pandora gezegenini sömürmeye karar veriyor.

Neyse ayrıntılara girmeyeyim :)
Eğer siz bir sinema severseniz zaten gitmişsinizdir ama hala gitmeyenler varsa bu filmi kaçırmayın derim...

1 Şubat 2010

Akvaryum kısmı güzeldi ama sonrası pek değil ...


Anne kararını verdi.Sabah erkenden çıkılacak ve turkuazoo ya gidilecekti.Pazar günü kim saat 10 3 0 gibi giderdi ki bizden başka.
Babaya konu açıldı ,konu ok lendi.
Pazar sabah her zaman ki gibi erkenden kalkıldı.Güzel mükellef bir kahvaltı yapıldı.Ve yollara düşüldü.Pazar sabah olduğundan trafik gayet açıktı ve kısa sürede forum istanbula varıldı.
Daha otoparka girerken ,bomboş olması gereken otoparkın neredeyse 3de 1nin dolu olduğu görüldü.
Ama yinede ihtimal verilmedi turkuazoo dan kaynaklandığına.Kahvaltıya gelmişlerdir denildi.
Akvaryuma gelindi ki !!!!
Yine dehşet bir kalabalık.Ama allahtan halk ekmek kuyruğu gibi bir kuyruk yok bu sefer :)
Bu sefer kararlı anne ,baba ve ömer, akvaryuma girildi.
Kalabalıkta olsa akvaryumun ,köpekbalıklarının ,vatosların ,mevcut tüm deniz canlıların keyfi çıkarıldı.
Demekki tek uyanık anne ben değilmişim bu da anlaşıldı :)

Çıkışta bursanın meşhur köftecisi çiçek köftenin forumdaki şubesine gittik.
Orada ömer küçük bir kaza geçirdi :( , sandalyeden sırt üstü düştü.Daha öncede bir çok kez düştü ama bu sert bir düşüştü.

Hemen kafası şişti yavrumun ,çok ağladı .
Hem ağladı ,hemde etrafa baktı mahçup oğlum.Kimseyi rahatsız etmemek için ,için için ağladı,kocaman bir adam gibi.

Tabii tüm keyfimiz ,alışveriş havamız kayboldu.
Allhtan bizim ki olmasada ömerin keyfi yerindeydi.Öğlen uykumuz da kısa oldu.Biliyorsunuz bu gibi düşüşlerde uzun uykular ,pek de hayra alamet değildir.Gece uyandırmalarımızda sadece ismini çağırmamız uyanması için yeterli oldu.Bu belirtiler bizi rahatlattı.
Bu düşmeyi çok şükür sorunsuz atlattık.

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...