27 Haziran 2008

ömerle bir günümüz :)

Ömer gün içinde en çok ilgilendiği oyuncağı mothercareden çok uygun fiyata aldığım ,içine koyduğun kutuların üstündeki hayvanların sesini çıkarıp ,ingilizcesini söyleyen fotoğrafdaki oyuncak ...
Bu yaşta değil ingilizcesi ,türkçesini bile zor anlıyor, ama çıkan hayvan seslerine bayılıyor , ama ilerde hayvanların ingilizce telaffuzu da çok işimize yarayacak tabii o zamana kadar kırmazsa :)
Mutlaka bu oyuncakla oynuyoruz...

Veee tabii arabalarımız ,tüm gün en sevdiği mekanı olan berjerin arkasında annesinin öğrettiği şekilde 'purrrrpprrpp' şeklinde araba sürüyor :)

Ömere gecikmeli de olsa bir kaç tane kitap aldım, dokun hisset kitabı,bebeklerin dokunma duyusuna hitap eden bir kitap;
bebek oyunları kitabı,bu kitap kukla ile birlikte okunan bir kitap ve bir de içinde taşıtların resimleri bulunan bir kitap aldım ...
Bütün gün döne döne kitap okuyoruz,en çok taşıtların olduğu kitabı sevdi bitince mızırdanıyor,her seferinde ben bunalana kadar okuyoruz :)
Kitap ve oyucaklardan sıkılıdğı zaman birlikte evi keşfe çıkıyoruz ,
Evde bulunan tüm dolaplar açılıyor kapanıyor,mutfak dolabındaki ömerin dişine dokunur herşey iniyor onlarla oynanıyor :)

Her gözüne çarptığında , eşimle benim büyük boy fotoğrafımızı, 'ba ba ba 'sesleri eşliğinde öpüyor yada yalıyor :)

Gün içinde 2 kere uyuyor,tabii ben de ya temizlik yapıyorum yada bloğumun başına :)
Yemeğini doktorumuzun tavsiyesi üzerine ömer de artık bizimle yiyor ve hepimiz aynı yemeği yiyoruz,ama yemeklerimizi artık salçasız ve tuzsuz ,domatesle yapıyorum.
Artık ömere muhallebi yerine milföy ,ev böreği,krep gibi yiyecekler de veriyorum ,oğluş her yeni tadda ve hep beraber aynı sofradayken iştahlı ve keyifli :)))

23 Haziran 2008

pazar günü,aktivite günü

Pazar günü sabah erkenden annemlere kahvaltıya gittik,aileyle güzel bir kahvaltıdan sonra ,uzun zamandır gitmediğimiz kanyon alışveriş merkezine gittik.Ancak hem havanın çok rüzgarlı olması hem de kanyonun kendi havalandırma sistemi yüzünden alışveriş merkezinde inanılmaz bir hava akımı vardı,havanın ömeri rahatsız edebilceği düşüncesi ile sadece birkaç mağazaya girdik, oğluşuma birkaç tane çok uygun fiyata, önümüzdeki sonbaharda giyebileceği birkaç uzun kollu tişört aldık.
Oradan çengelköyde ,benim küçükken annem ve kardeşlerimle her hafta sonu gittiğim ve gitmekten çok büyük keyif aldığım havuzbaşı parkına ,ömeri götürdük. Ömerin kaydıraktaki ve salıncaktaki keyfini ve mutluluğunu anlatamam :)

Babasının kollarında kaydırağa bindi,bakarmısınız oğluşumun gözündeki ışıltıya :)
O kadar çok resim çektik ve öyle güzel resimler vardı ki az önce bloğa hangisini koyacağım konusunda bir türlü karar veremedim...


Parkta bayağı oyalandık,ömer salıncaktan inmek istemedi,uzun uzun salladı.

Sonra hafta sonu market alışverişi için markete gittik ,hem alışverişimizi yaptık, hem de ömere bir süredir almak istediğim plastik bir havuz aldık,tabii eve gelir gelmez havuzu banyoya koyup ,doldurduk.
Ömeri de direkt içine girdi zaten ,su kuşu benim oğlum,biz de eşimle mutlu mesut onu seyrettik :)))))

21 Haziran 2008

0 beden,anne beden

Nasıl yakışmış mı oğluşuma gözlükler :) Arkadaki ,bana inat O beden teyze,neyse doğurunca onu da görücez....

Bir şey anlatmadan geçemicem...

Geçende yolda eski öğrencilerimden birini gördüm,Buraya kadar herşey normal,tabii ki görebilirim ben 9 yıldır bu meslekteyim :)
Ama görür görmez ilk söylediği şeye bakarmısınız,

"Hocam dağılmışsınız!"

Birden afalladım ,dondum kaldım,hatta yıkıldım ...

DA-ĞIL-MIŞ-SI-NIZ

Bu ne demek oluyor ?

a) hocam çok kilo almışsınız

b)kocaman bir göbeğiiz var

c)giyim ,kuşam sıfır

d)hani eski fönlü saçlar

e)hepsi

doğru cevap e) şıkkı olmalı :)

Hali hazırda öğrencim olsa emin olun çocuk mat'dan sınıfta kalırdı :p
Hemen alelacele ,oğlum heralde çocuğum oldu gibilerinden şeyler söyledim ,ama çocuğu dövecek gibi söyledim sanırım ,çünkü çocuk hızla uzaklaştı:)

Geçende eşimle alışveriş merkezine gittiğimizde ,deniz için birşeyler bakıcam dedim ,
eşimde "Onlar sana olmaz,küçük gelir "dedi. (Yakışmaz sana,demek istiyor sanırım,yada 44 bedene bikini yada mayo yapılmadığını düşünüyor,moral bozukluğundan neden böyle söylediğini bile soramadım).
Ama,ama sadece 38 beden den 42- 44 bedene gectim o kadar ....
Hayır bu bir kabus olmalı,şişman E-S-İ-N

19 Haziran 2008

Ömer 10 aylık :)))

Ömerin çok şükür ayağındaki yara kabuk bağladı,bundan sonra inşallah hızla iyileşecek.Elinde, hemen suya tuttuğumuz için sadece kahverengi bir leke kaldı,o da soyuluyor :))
Tüm dostlarıma ii dilekleri için teşekkürler..

Ömer artık 10 aylık :))
Bugün doktora gittik,oğluşun boyuda kilosuda gayet ii.

Geçtiğimiz ay içinde ömerin yemek düzenin de çok ciddi değişiklikler oldu ,yanlış anlamayın bu benim tercihim değil tamamen küçük beyin tercihleri...
Bir sabah kahvaltı da verdiğim bisküvi,pekmez,peynir,yumurta,tereyağı ve ceviz tozundan oluşan ,benim de içimi kaldıran ,ancak yapması ve yedirmesi çok kolay olan bulamacını yemeyi reddeti,ben tabii yana yakıla ne yapacağım düşünürken ,tongucun doktorunun söylediği aklıma geldi ve onu uyguladım ,yani yemesi gereken herşeyi,küçük ekmek parçaları ile ömere yedirdim. Ömer çok beğendi,şimdi en sevdiği öğün kahvaltı....

Sebze çorbasını da hiç sıkıntı çekmeden yediriyorum,her gün çeşit değiştirmeye ve hergün yeni bir çorba yapmaya gayret ediyorum,yapması da çok kolay , o gün evde bulunan sebzelerin karışımından oluşuyor ve içine bulgur yada pirinç koyuyorum...Bazen kıyma bazen de balık ekliyorum.

Muhallebi ve yoğurdu ise yemek istemiyor,ben de yoğurdu ayran olarak ( ayrana bayılıyor)veriyorum ama muhallebiye bir çözüm bulamadım,her türlü muhalebi çeşidini denedim ama hayır, dudaklar kilitleniyor ,açabilene aşkolsun ,bende pilav yada makarna veriyorum.

Meyveyi de seviyor ama kendi yerse...
Biz de veriyoruz eline meyveyi kendi yiyor ,fotoğrafta görüldüğü üzre heryerine hatta saçına bile bulaştıra bulaştıra :)
Yavrum ,bazen meyve yerken birden paylaşma isteği hissediyor sanırım ve ağzından çıkarıp ,bizim ağzımızda veriyor ,babası da ben de keyifle paylaşıyoruz....
Ama bu kadar özgürlüğünde dezavantajları var tabii , artık mutfağımda halı yok :)))

16 Haziran 2008

hep mi böyle !

Ömer perşembe günü , ütü ile hem elini ,hem de ayağını yaktı :((

Nasıl üzüldüğümü ve nasıl vicdan azabı ile yandığımı anlatamam,herşey o kadar hızla gelişti ki ,ömerin hızına yetişemedim .

Ömeri emzirdikten sonra yere bıraktım, üstümü başımı toparlamak için yani sadece birkaç saniye, sonra bir çığlık ,ama nasıl bir çığlık olduğunu anlatamam ,beynimde koptu sanki çığlık.
Emzirmeden önce gömlek ütüleyip ,ütüyü ranzanın altına doğru koymuştum,ömer yere konulur konulmaz ,diğer odaya geçmiş ve ütünün kablosundan çekip ütüyü dışarı çıkarmış ,sonra da malum...
Önce annem de ben de neresini yaktığını anlayamadık ,eline ,yüzüne, ayağına ,açıkta kalan her yerine baktık,ama anlayamadık ,sonra muhtemelen elinde olduğuna karar verip ,ellerini soğuk suyun altına soktuk,ayağını çorap giydirmeye çalışırken çığlık atmasıyla anladık ,zaten bir kaç saniye sonra ayağı su topladı.
Hemen doktorumuzu aradık, pansuman yapılması gerektiğini söyledi,hastaneye gidip eline ve ayağına pansuman yaptırdık.Cumartesi pansumanı yeniletmeye gittik ,ayağını yenilediler ,eline ise gerek yok dediler.Elini hemen soğuk suya tuttuğumuz için eli düzeldi gibi,ayağı ise yara oldu ve ne yazıkki pansumanı sürekli eli ile çıkardığı için ,emeklerken ayağı tahriş oluyor :((
Her seferinde kanıyor,kucağımızda tutsak ,ayağı iyileşene kadar desek ama mümkün değil, bir dakka kucakta durmayan bir çocuk, ne yapacağımızı şaşırdık.

Dün de ortalığı toparlamak için yere bıraktım ,bir baktım prizi yerinden çıkarmış,prizi iki tel tutuyor.Çok şükür ki ömere bir şey olmadı .Allah korudu.
Ben; bir sıkıntı yok ,cünkü prizi kapattım diye düşünüyorum ,ama prizi çıkarabileceği hayatta aklıma gelmezdi .Sonradan çok üzüldüm ben bu çocukla başa çıkamıyourm diye :(


Gün içinde de ,sürekli berjerin arkasında,orada oturuyor ,orada ayağa kalkıyor,orada oynuyor,oradan alınca kıyameti koparıyor,ne yapacağımı şaşırdım...

Nerde tehlikeli bir şey var ömer orda.....

10 Haziran 2008

yürü be ömer, kim tutar seni



Ömer ilk doğduğunda sütüm yeterince verimli değildi,ben emziriyordum ancak sütüm az geldiğinden, ömer süt sarılığı oldu. Sarılık değeri olarak 14,6 yı gördük ,tabii ben devamlı salya sümük ağlayan bir kadın ,ömere bakamıyorum diye :)
O zamanlar bebek bakımında en zor kısmın süt sarılığı olduğunu düşünmüştüm .
15 günlükken gaz sancılarımız başladı...
Ömer çok gazlı bir çocuktu,sabahları 5 ile 7 arası da gaz sancılarının başladığı saatlerdi.Sabah sanki kurulmuş saat gibi 5 de ,o vücuttan çıkması imkansız bir volümde ağlamaya başlardı.Tabii biz de eşimle bir yandan kahrolarak ,bir yandan ömeri sakinleştirmeye çalışarak o vakti geçirirdik.3 ayı dolunca birden kolik sancılarımız kesildi.O zamanlar bebek bakımının en zor kısmının gaz sancıları olduğunu düşünmüştüm.
İlk bebek ya bilmiyorsun ,bıraktığın yerde duruyor ,sadece anne sütü alıyor,ek besin hazırlama derdin yok ,diş derdin yok,düşme tehlikesi yok vs vs
Sonra 5. ayımızda ,ömerin huyu değişti,geceleri saat başı kalkar oldu vs vs.Ateşimiz 38,4 kadar çıktı ,hemen doktora gittik,dişlerimiz geliyordu. Yok yok dedim en zor kısmı bu dişlerin çıkması süreci :)
ilk bebek :)
Sonra ömerin düşmeleri başladı,kucakta kibar kibar oturan çocuk,bu dünyayı tanımak için dönerek heryere gitmeye başladı,hatta bir kaç kere yataktan düştü(endişeye mahal yok yatağımız çok alçak ).Eşimde ben de çok üzüldük ,çok suçladık kendimizi .
Tabii dişler sürekli çıkmaya devam ediyor.
Sonra emekleme ,ayağa kalkma vs vs ..Oraları biliyorsunuz zaten :)Eşimle hep en zoru burası olmalı diyoruz .

Ömer artık duvarlara dokunarak yürüyor,bir yere dokunmadan bir müddet dengede durabiliyor,tabii haliyle sert düşmeler de oluyor,geçende sehbanın köşesine dudağının iç kısmını çarptı,orası yarıldı ,ağzı çok kanadı,benim de içim kan ağladı :(

Duvardaki prizleri yalıyor,göz açıp kapatıncaya kadar klozete emekleyip ayağa kalkıyor,ayakta dolap kapaklarını açıp kapatıyor...

Her şikayet ettiğim de bana hep dendi ki ,asıl sıkıntı yürüyünce başlıyor. Henüz duvarlara tırmanmak suretiyle yürüyor ,bu halde bile kontrol neredeyse imkansız .
Ama biliyorum ki çok yakında özgürce yürüyecek ve biz de karı koca görücez hanyayı ve de konyayı :)

7 Haziran 2008

denenmiş, çok beğenilmiş, kilo aldırmayan :),kolay profiterol

1 bardak un
1 bardak şeker
1 kg süt
1 paket krem şanti
1 paket çikolata sos
1 paket tuzsuz etimek
2 paket vanilya
isteğe göre fındık,damla çikolata,hindistan cevizi ...

Önce un ,süt ,şeker muhallebi kıvamına gelinceye dek pişiriliyor.Krem santi toz halinde eklenerek, mikserle birkaç dakika karıştırlıyor.Etimekler bu kremanın içine parçalanıyor ve bu karışım borcama koyuluyor.
Soğuyunca ,hazırladığımız çikolatalı sosu üzerine döküp,1 saat buzdolabında belettikten sonra servis yapıyoruz :)
İşte bu kadar basit.
Yapmam sadece 10 dakika mı aldı ve gerçekten çok lezzetli oldu.Eşimin tatlı ile arası olmamasına rağmen 2 tabak yedi ,düşünün artık :)

Tarif için canım arkadaşım devrime çok teşekkürler :)

2 Haziran 2008

Tiger'ım benim.

Tiger
Tigerim ,çorabının karton etiketini almış,dişlerini kaşıyor.8 nolu dişimiz geliyor da :)

1 Haziran 2008

heyyyyyy

2 tane heyyyyyyyyyyyyyy ,
1) Ömer artık fisher price'in zeka halkalarını çubuğa geçirebiliyor..
Zeki oğlum benim :)
Çok mu abarttım ne :))Ama napim uzun zamandan beri bunu bekliyordum...
2 ) sadece 3 kilo fazlam kaldı.20 kilo aldığım düşünülürse gayet ii dimi?

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...