28 Ocak 2010

Ortopedik ayakkabı ?


Ömere ilk ayakkabısını almadan doktorumuz Esra hanıma sorduk,ne almalıyız ? diye .
O da bize belli başlı markaları tavsiye etti.Ve ekledi kesinlikle ortopedik ayakkabı almayın.
Adidas ,nike ,kifidis,chicco yada belli başlı büyük yabancı firmaların çocuk ve bebek ayakkabıları asla ortopedik değildir.Bu bir tek bizim ülkemizde var.Ortopedik ayakkabı olmazsa olmaz diye lanse ediliyor.Yok böyle bir şey dedi.Ortopedik ayakkabı ayak yapısında sorun olanlar içindir.

Etrafımdaki çocuklu annelere bakıyorum-ki bunların çoğu öğretmen - ,herkes çocuğuna illa ortopedik ayakkabı arıyor.Hatta ev ayakkabısında bile ortopedik ev ayakkabısı arıyor.

Ev ayakkabısı da ayrı bir soru zaten.Doktorumuz ev ayakkabısınıda tavsiye etmiyor.Onun yerine altı plastik kaplamalı çoraplardan alın,olmadı evde ayakkabı giydirin dedi...

Bende geçen seneki gibi altı deri olan çoraplardan aldım,ömere onlardan giydiriyorum yine :)

27 Ocak 2010

Değişik bir oğlan benimkisi...


Normalde çocuklar kara bayılmaz mı ?Yani ben öyle biliyorum.
Ömer bayılmıyor hatta hiiiç hoşlanmıyor.
Dün akşam bakkala gitmek bahanesiyle dışarı çıkardım.Bir önceki günden balkonda kara alışma çalışmaları da yapmıştık,hazırdı bence .
Karda bir resmini çekmek için elini bıraktım ve yukarıda ki fotoğraf çıktı...
Tabii ömerin elini bırakmamla tutmam bir oldu .
Normalde çocuklar bayılmaz mı kara,kar topuna ,kardan adama.Hatta içeri sokmazsın da bahaneyle alırsın eve.
Diyorum ya değişik bir oğluş benimkisi :)

Bende tatile girdim ya artık ,her gün bir post :)

İlk trimester ,zor trimestermiş.


Ömerde hiiiç bilmezdim.Bazı kokularında nedenli mide bulandırıcı olabiliceğini.
Ne kavrulan soğanın kokusuna ,
ne kuruyan çamaşırın kokusuna,
ne ıhlamurun itici kokusuna da-ya-na-mı-yo-rum.
Artık evde soğansız yemeklerden ne varsa onlar pişiyor.Yani çeşit sayımız bir hayli sınırlı.
Makarna ,pilav,kızartma,bir kaç çorba vs vs
Annem gelince-şimdi kar var fazla gelemiyor-soğanla pişirilen bilimum yemekler pişiyor.Tabii ben evin diğer uç noktasında oluyorum o an.Allahtan ev 130 metre kare ,gelmiyor kokusu.

Birde bulantılarım var tabii,hiç hız kesmeyen,sürekli tuzlu krakerler yiyerek bastırmaya çalıştığım,ama pek de başarılı olamadığım.Su içerken insanın midesi bulanır mı ?Bulanırmış ...

Pil yalamış gibi hissettiğim damak tadımdan hiç bahsetmeyeceğim.Ağzımda sürekli bir metalik tat ...

İlk trimester zor trimestermiş,2 numeroda öğrendim.


26 Ocak 2010

Lierac phytolastil gel


Ömere gebeliğim boyunca lierac'ın çatlak önleyici jelinden kullandım.
Ve karın bölgemde hiiç çatlak oluşmadı.
Ama tabii kaç tüp kullandım hatırlamıyorum bile :)
20 küsür kiloyla karnımda hiç çatlak oluşmamış olması kreme verdiğim parayı sonuna kadar hakettiğini gösteriyor.
Bazıları derler ya senin cildin iyiymiş.Yoksa kremin önleyici bir özelliği yok.
Bence kesinlikle var çünkü gebeliğimde çatlak kremini sadece karnıma sürmüştüm,kimse bana bacak bölgesinde çatlak oluşabileceğini söylememişti.
Keşke söyleselermiş :)
Şimdi artık 3. ayımın içinde olduğumdan yeniden başlıcam.Ama bu sefer çatlamaya meyilli tüm cildime sürmek niyetimdeyim...

25 Ocak 2010

Evdeyiz ,yaşasın sömestir :)

Yoğun koşuşturmalı geçen bir kaç haftadan sonra nihayet tatiliz :)
Ömer her sabah sorduğu "anne bugün bana kim bakıcak ?"sorusunun cevabı,ananen yerine ben olduğu için çok mutlu.
Hatta mutluluktan gelip bacağıma sarıldı :)


Evdeyiz ,dışarıda da çok güzel bir kar var , hadi dedim ömer kara çıkalım biraz kardan adam yapalım.Ama karla olan ilk temasımız kumla olan ilk temasımıza benzedi.Dışarı çıktığımızda kara basmamak için-hiç huyu olmadığı halde-avaz avaz bağırdı .
"Basmak istemiyom anlasana anne "şeklinde annesine eblek muamelesi yaptı.
Neyse balkona çıkmaya ikna ettim.Böylece ilk karına basmış oldu :)

Aslında ömer haklı evimizin önünde kar yer yer 30 cm e varıyor.Oğlumun gözü korktu.
........

Sömestir geldi ,bende haliyle her sömestirde yaptğım gibi etamine sardım ve bir şömentabla işlemeye başladım.
Üşenmez ve yaparsam bir haftaya biter.Bir kenarını bitirdim bile :)

İşte bu da şömentablamın orjinali.

18 Ocak 2010

Caillou aşkı...


Ömer bir süredir şans eseri rastladığımız yumurcak tvdeki caillou yu seyrediyor.
Bende bizim aile yapımıza uyduğundan ,izlemesine izin veriyorum.Ama ömerdeki caillou aşkı birden öyle büyüdü ki , çizgi film bittiğinde oğluşum ağlamaya başlıyor.
Uzun bir süre de ağlıyor.
"neden bitti anne ,neden " şeklinde...
Şaşkınım !!!!

14 Ocak 2010

Pek bir sızlanıyor gördüm kendimi ...


İkinci gebelik hiç birinci gibi değilmiş.Nerede ilk gebeliğin kraliçeliği.
Evde sürekli aktivite isteyen bi ömer olunca,sancıymış,yorgunlukmuş,bulantıymış,ağızdaki bir türlü geçemeyen keyifsizlik yaratan metalik tatmış bize vız geliyor :(
Hepsini gözardı ediyoruz ve başlıyoruz,otobüsçülük oynamaya,resim yapmaya ,kağıt kesip biçmeye....
Eğer annemdeysek yada babamız evdeyse ben ya bir yerde uzanıyor oluyorum yada oturduğum yerde öylece kalıyorum.
Henüz 2 aylık gebeyim ama şimdiden 1 kilo aldım.Kendimi bu konuda tebrik ediyorum ömerde ilk 3 ayda gram kilo almamıştım.Gerçi sonraki 6 ayda 20 küsür kiloyla açığımı kapatmıştım ya neyse :))
Bakalım bu sefer kaç kilo kapatıcam 9 ayı ...

Ömerde ise bir yardım etme durumlarıdır gidiyor,

Bir bakıyorsun bilgisayarımı açmış tuşlara rastgele basıyor,
E-Ömer napıyorsun oğlum?
Ö-Sana yaydım ediyom anne.Sen yoyulma diye ben aciyom
E-:)

Sessizlik oluyor, hemen ömeri aramaya başliyorum ,bu kadar sessizlikte vardır bir vukuat diye.
Elinde fondötenim etrafa sıkıyor.

E-Ömer o ne annecim ne yapıyorsun?
Ö-Anne ben sana getiycektim bunu,yaydım edicektim sana
E-Bu kendiliğinden mi döküldü oğlum.
Ö-????

9 Ocak 2010

Ömerden sevgi sözcükleri...


Ö. Öküz anne seni çok seviyoyum.

E. Aaaa ömer anneye öküz denir mi aşkolsun.

Ö. Anne ;baba öküz, ömer öküz, anane öküz,dede öküz

E. :))))



Oğluşum şimdiden mevzuyu kurtarmayı öğrendi :)...Bu arada biz ailecek öküz olduk tabii :)

7 Ocak 2010

Sil baştan...

Kocamaaan bir göbek,
bulantılar,
eğilip kalkamamalar,
sürekli tuvalet ziyaretleri,
yorgunluk,
duygusal durumdaki iniş çıkışlar,
ağlamalar,
ödemler,
gebelik lekeleri,
aylık doktor ziyaretleri,
39-40 dan 41 e ulaşan devasa ayaklar ,
bel ağrıları,
yatakta sağdan sola dönememe durumları,
bu böyle uzar gider :)
....
Tabii mecburi tekrar sezeryan.
.
.
.
Veeee şeker mi şeker ,tatlı mı tatlı ,minicik güzel bir bebek.
Ailemize yeni bir birey .
Sonuna kadar değer :))))

Habersiz bir mucize...




Otobüste....
iç ses....
Yok canım strestendir.Mümkün değil.
Ömerin hastalığı,benim hastalığım,okul toplantı,sınav derken bu aralar çok stres yaptım ondandır.Öteki türlüsü mümkün değil.
Neyse giderken eczaneden test alayım.Gene boşuna para vericem ama içim rahat etsin.

Eve gelinir ve zil çalınır.
Kapıyı ömer açar.
Ö-Anne hani kadeşim?
E-Ne kardeşi oğlum ,senin kardeşin yok ki.
Ömer ısrarlı,anane şokta,
Ö-Anne kadeşim nerdee.
E-Ömercim senin kardeşin yok ...
Ö-Anne adı muyat olsun mu ?
E-?????

Hemen daha üst baş çıkmadan lavaboya koşulur , test yapılır ve BİNGO...

Kanatsız meleğim bizden önce hissetti.

Ömerin bir kardeşi oluyor....
...........

Bu duruma adaptasyonum çok uzun zaman aldı.Hiç hazır değildik ,belki bir yada iki yıl sonra düşünüyorduk ama sanırım en uygun zaman bu zamanmış ki tüm önlemlere rağmen sessizce geldi :)))))

23 Aralık 2009

İstiyorum ama icraat yok ...

İstiyorum, deliler gibi inkılap tarihi ,eğitim bilimleri çalışmak istiyorum .Ama canım hiiiç çekmiyor.Şurda sınava 3-5 gün kalmışken ve tüm meslekdaşlarım deliler gibi kitaplara hatim indirirken ,ben bloğuma yazı yazmaktayım...

İstiyorum, gidim önüme gelen ilk marketten yılbaşı ağacı almak istiyorum ama hava na-müsait markette uzak,oğluşu da alıp kucağıma gidipte ağaç- mağaç alamam.Kocada pek bir yoğun ,vakit ayıramıyor ağacımıza..

İstiyorum ,yılbaşına hazırlıklara başlamak çeşit çeşit börekler sarıp dondurucuya atmak istiyorum ,o kadar misafirim olacak, onları en iyi şekilde ağırlamak istiyorum ama sınava çalışmam gerektiği düşüncesi beni engelliyor.Ne çalışabiliyorum ne de hazırlık yapabiliyorum :(

İstiyorum,Kocayı alıp şöyle uzaklara yurtdışlarına kaçmak istiyorum ama cevap aynı ,koca pek bir yoğun.Hemde kendileri iş nedeniyle bayağı bir yurt dışı gezisi yapmış olup bu tür yolcuklara pek bir doymuş.Ne zaman konuyu açsam ,mevzuu değişiveriyor.
Son gelişmelerle 2-3 yıl daha yurt dışı konusu hayal olmuş durumda :)))))

İstiyorum,tüm blog dostlarımı evimde toplayıp açık büfe bir sofra eşiliğinde,çocuklarımızla güle oyanaya kaynaşalım istiyorum.Ama herkesler çoook uzaklarda.

Neyse ben size burdan bir açık büfe ikram edeyim :)

:)))İstiyorum da istiyorum, dostlar ...

20 Aralık 2009

28 aylık ÖMER...


Galiba oğlumun bu son zamanlarda ki en büyük değişimi ,gözle görülür bir biçimde olgunlaşması.
O kadar uslandı ki , koltukların tepesinden inmeyen yaramaz küçük adam , evin sessizleştiği anlarda "eyvah gene bir şey yaptı "diye ordan oraya koşturduğum günler çok uzak bir hayal olarak kaldı.
:)))
En büyük keyfimiz artık yap-boz oynamak,resim yapmak,arabalarımızı garaja çekmek.Ahşap puzzle yapmak,müzik dinlemek ve tabii baby tv de oliver ı seyretmek....

Kendi yemeğimizi kendimiz yiyoruz.Hatta bazı kıyafetlerimizi kendimiz çıkarıyoruz.
Ayakkabılarımızı kendimiz giyemesekte,rahatlıkla çıkarabiliyoruz.
Ve de o kadar rahat sevgimizi ifade ediyoruz ki,anne sürekli içleniyor.
-Anne seni cog seviyoyum.
-Anne gel seni azcık sevim.
-Anne seni ne kadar seviyoyum biliyomusun. :))))
......
Ömerden inciler...

Ömer ,osman dayı ve dayının kız arkadaşı didem salonda sohbet halindeyken,anne içeri girer.
Sohbete dahil olur .Ve hayatının hatasını yapar :)

ÖMER:Anne çıkaymısın ,biz sohbet ediyoyus!!!!

Anne özür diler ve çıkar :)))

Kendimi tebrik ederek 26 aylık ömer başlığını 28 aylık olarak değiştiriyorum,bunun açıklması gayet basit , o kadar türev, integralden sonra kafa, 24+4 e basmıyor tabii ki :)))

13 Aralık 2009

Asya efe,günün anlayan annesi bendeniz :P ,sınav sendromu


Yarın veli toplantsıı var evde de okunmamış tomar tomar yazılı kağıdı,ben nerdeyim tabii ki bilgisayar başında .
Esti şimdi yazmam lazım :)
Sabaha vakit çok, okurum hepsini nasılsa.
Bu hafta neler yaptık neler ,asya ile efeyi ziyarete gittik.Ömerle efeden fırsat kaldıkça asyayla sohbet ettik .Onlarla oyunlar oynadık, güldük, eğlendik.
Ufak tefek kıskançlıklar yaşadık.
"Sen benim annemsin " şeklinde :)
Efenin ömerin üstüne atlatmasıyla,ömerin de efeyi ısırmasıyla sonuçlanan bir küçük kaza atlattık ama geçmişte olanları düşününce bu ne ki :)

Facebooktan beni bulan ,"Anne olunca anladım" programından hilal hanımın çekim teklifini kabul edip, çekimlere gittim.
3-5 dakikalık bir vtr çekimi yaptım.Hatta tv ye çıktım bile ama ben izleyemedim.
Böylede komik bir durum oldu.
Çünkü o saatte dersim vardı.
Daha da komiği, tv ye çıktığımı söyleyen de erkek kardeşimin kız arkadaşının annesi :)
Yanii herkesin bir işi olmuş ve kimse seyredememiş :)Bir didemin annesi :)

Neyse taksime gttiğimde vtrnin örneğini alırım ,oturur ailecek seyrederiz artık.

Kanal 1 de bir de dost kazandım PEREN.

Perenle çekimden önce beklediğimizden sohbet etme imkanımız oldu.Ona ömerle güncemizden de bahsetmiştim.Bir baktım ki ,o da bir blog kurmuş.Yeni bir günceye vesile olmak ne güzel ve de yeni bir dost kazanmak :)

Bir de sınav durumum var ,öğretmenin ne sınav durumu diyeceksiniz ama biz de sınava giriyoruz.Anadolu lisesi öğretmen sınavı var 27 aralıkta .
Sorularda öyle böyle değil üniversite matematiği.Eee bende mezun olalı olmuş 11 yıl tabiii hiç bir şey hatırlamıyorum.Şimdi harıl harıl ders çalışmaktayım.
Bu kadar gezmeye ne dersi bu derseniz gezme aralarında çalışıyorum canım :))

Not:Kanal 1 e " günün anlayan annesi " olmak isteyen anneler bana yorum bırakırsanız size bu işe bakan hilal hanımın irtibat numarasını verebilirim.Küçük bir tv anınız olsun.
Reklamlar gibi oldu :))))

Zeynebinberili ben bloğuna hiç giremiyorum neden anlayamadım.Açılmıyor....
Uzun zamandır bu böyle arkadaşım.Okuyorum güzel güzel başlıkları ama gerisi yok...

6 Aralık 2009

Ömerin müzik duyunca genel tepkisi :)

.
İşte ömerin en doğal hali, sürekli bir yerlere yetişecek gibi hareket halinde ve müzik duyunca kıpır kıpır :)

Not: Bir an duruyor ya dans ederken 2 kız "ay seni yerim ben " diyince bizimki utandı ,utangacız biraz:)
O borazan kıvamındaki ses de benim tabii ki :)

2 Aralık 2009

Ömerin işi var rahatsız etmeyin lütfen :P


Babasının iş yerine gittik ömerle.
Ömer daha içeri girdi başladı karıştırmaya ,o bilgisayar benim bu mutfak senin.Derken babasının takım eşyalarını buldu.Ve ömer de birden durdu.Artık ne ses var ne de koşuşturup heryeri dağıtan bir ömer.
Foto da görüldüğü üzere tornavida pense vs. güzelce dizdi ve başladı tamire :)
En büyük aşkımız uzun bir zamandır takım eşyaları :)))
....
Bir şey söylediğimizde de bize kızıyor.
-Benim çok işim var,rahatsız etme ,diyor ömerçip.

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...